senegal asıllı fransız futbolcu. saçlarını sarıya boyayan ilk siyahi futbolculardandır. futbol hayatının son yıllarında çaykur rizespor'a sırf müslüman bir ülke olduğu için geldiğini söyleyerek transfer olmuş ancak sezon bitmeden gönderilmiştir.
supriz bir kararla milan'a geri donmus ve 1 yillik sozlesme imzalamis fransiz futbolcu. hangi akla hizmet bir transferdir acaba? keza ibo 2003'ten beri dogru durust futbol oynamamakta, sadece gittigi takimlardan kacmakla zaman gecirmektedir. (bkz: caykur rizespor) ilginc, cok ilginc.
fransa liginde, marsilya formasıyla harikalar yarattıktan sonra italya' ya, milan' a transfer olan ve ilk sezonunda kendisinden bekleneni az da olsa karşıladıktan sonra, diğer sezonlarda düşüş yaşayan fizik gücü yüksek, süratli ve teknik fransız kanat oyuncusu.
fabio capello'nun 1997-1998 sezonunda yerlerde sürünen ac milan'ında beyaz saçlarıyla dikkat çeken delibozuk zenciydi. o sene stadio olimpico'da as roma'ya 5-0 kaybettikleri destansı serie a maçından sonra gülerken sahayı terk etmesi bir shorunmu havası yakalamasına neden olmuştur. ibrahim bağ...
bir dönem milan'da da forma giymiş ve adını duyurmuş siyahi ve sarı saçlı senegal asıllı fransız futbolcudur. çaykur rizespor'a da transfer olmuş fakat kimseye adından söz ettirmeden gitmiştir. milan'da popüler olduğu dönemlerden de trabzonsporlu ibrahima yattara'nın beğenisini kazanmıştır. yattara bir röportajında, ibrahim ba'yı örnek aldığından dolayı saçlarını sarıya boyattığını söylemişti.
adını sol framede görünce beni 12 yıl öncesine götüren adam. 98 dünya kupasından önce, bu adamın elemelerde bir takıma, sürati ve bodoslama deplasesiyle kanattan sürükleye sürükleye attığı bir gol vardı. sırf bu özelliğinden ötürü olacak snk'nın 98 için tasarladığı oyunda 32 takım içinde en hızlı oyuncu bu adamdı. onu solda topla buluşturur, sürat düğmesine basa basa her maç bir-iki gol attırırdım. ondan sonra kafayı sarıya vuran başka zenciler türedi dünya futbolunda ama hiçbiri ba'nın yerini tutmadı, tutamadı, tutturamadı.
onun çaykur rizespor'a transferi kuşkusuz monaco efsanesi fofana'nın 1995-1996 sezonunda 6 maçlığına karşıyaka'ya gelmesiyle bir tutulamaz. Laf olsun torba dolsun tadında bir hareketti o, yanılmazsam maç bile oynamamıştı.