adamı seviyordum daha da çok sevdim bu konuşmasından sonra. şu an imkanlarım el verdiğince yılda 150-200 tl beşiktaş'a para kazandırıyorum, beşiktaş'ın başına geldiği gün tüm imkanlarımı zorlayıp yılda 500 tl para harcayacağım beşiktaş'a. çünkü bileceğim ki vereceğim her kuruş beşiktaş'ın başarılarına harcanacak. işte o konuşma:
Bugün ve yarın biz genel kurul üyeleri oylarımızla kulübümüzün geleceğini belirleyeceğiz. 5.5 yıllık bu kötü gidişe dur demek şimdi bizim elimizde. Günümüzün sorunlarını tartışacağımız sağlıklı bir ortamı yaratmak bizim elimizde. 5,5 yıldır bu yönetim para her şeydir diyor. Beşiktaş gibi sarsılmaz bir toplumsal kurumu paranın esiri haline getirmek kimsenin hakkı değildir. Bu yönetimin büyüttük dediği tek şey borçlardan başka şey değildir. Beşiktaş`ta borç tartışmak utanç vericidir.
Beşiktaşta 5 yıl boyunca 6 teknik direktör 63 futbolcu alınmış. Yani hr yıl 1 takım gelmiş, 1 takım gitmiş.Profesyonel hocasına, futbolcusuna böyle davranan bir anlayışın profesyonelleşmekten bahsetmeye hakkı var mı? Futbolcu yiyen bir anlayışın özkaynak futbolcu çıkarması mümkün mü? Yabancı kulüplerde kişilere muhtac olmak, gelecek gelirleri kırdırmak var mı? 5,5 yıldır Beşiktaşı yöneten anlayış para saçmaktan başka birşey yaptı mı? Onlar parayı saçıyor, borç Beşiktaşa yazılıyor. Şu genel kurul yapımında bir satır var. Demirörene borç. 62 milyon 496 bin 918 lira 50 kuruş. Sanki bakkal defteri. Şahıslardan böyle gelişi güzel para alınır mı? Hani bunun dekontları, kaydı, faturaları, bu para ne zaman alınmış, nereye harcanmış? Hiç bir bilgi yok. Böyle borçlanan kulüpler kurumsallaşmadan bahsedebilir mi? Bakın benim bir önerim var. Kulübe borç verdim dediği rakamlarla söylüyorum. antep'ten alınan tabata'nın bonservisi 8 milyon avro, şimdi çürük raporu alıp kurtulmaya çalıştıkları Delgado 6 milyon avro, Batuhan 5 milyon avro, Nobre 3 milyon, Serdar Kurtuluş 1 milyon, Gordon 1 milyon, Cisse 1 milyon, Aydın Karabulut 1 milyon, Diatta 1 milyon. Bonservisleri toplayınca 35 milyon avro ediyor. Çarpalım 2,1 ile. 73,5 milyon lira ediyor. Yapalım yüzde 15 iskonto. 62,5 milyon lira. Tam da başkanın borcu. Başkan futboldan anlıyor ya, bu futbolcuların da bedelini yönetim belirledi. Kursun bir menajerlik firması, bu futbolcularının da bonservislerini yüzde 15 iskonto ile ona verelim. 5,5 yıldır Beşiktaş`ı böyle bir zihniyet yönetiyor. Bu yönetimi ibra etmemek de bir görev olmalıdır.
Az önce slaytlarda Fulyayı gösterdiler. içim acıdı. Başkan televizyonda yüzde 76sı Beşiktaşta, yüzde 34`ü müteahhitte dedi. Toplasan yüzde 110 ediyor. Bunu geçelim.
Gelelim stat olayına. Bir fotoğraf var. O fotoğraf he büyüyor. Yakında stadın boyutu Taksim meydanına kadar gidecek. Önemli olan o stat değil. Beşiktaş taraftarı o statta gönül rahatlığı ile maç seyretmek istiyor. Orası bizim evimiz, evimiz. Biz evimizde huzur, mutluluk istiyoruz. Bu anlayış Beşiktaşlıların güvenini yitirmiştir. Sadece tribünler yeter demiyor. Dünyanın 4 bir yanına dağılmış Beşiktaşlılar yeter diyor yeter.
Genel kurul üyelerimiz, gelin Beşiktaşı bu anlayıştan kurtaralım. Gelecekte bu formayı giyecek, bu formaya gönül verecek çocuklarımızın hakkını koruyalım. Geleceğimizi koruyalım. Elbette 1 Şubatta her şey güllük gülistanlık olmayacak. Bizim Beşiktaştan başka bir kaygımız yok. Gelin halkın kulübü Beşiktaşın kapılarını Beşiktaş`a açın. Şimdi yetki sizin, karar sizin.