ibn-i Sina bir deney yapar;
iki kuzuyu iki ayrı kafese koyar. Kuzular aynı yaşta, aynı kiloda, aynı cinstir ve aynı yemlerle beslenir.
Tüm şartlar eşittir. Ancak yan kefeste de bir kurt vardır ve bu kurdu sadece kuzulardan biri görebilmektedir. Aylar sonra kurdu gören kuzu huzursuz, zayıf ve çelimsiz olduğundan ölür. Kurt kuzuya hiç bir şey yapmamasına rağmen kuzu yaşadığı korku ve stres yüzünden ölmüştür. Kurdu görmeyen diğer kuzu ise oldukça huzurlu olduğundan besili ve kiloludur. Bu deneyde ibn-i Sina, zihinsel etkinin, sağlık ve bünye üzerindeki olumlu ve olumsuz etkisini gözlemlemiştir. Gereksiz korku, endişe, kaygı, stresin insan bünyesine verdiği zararı hiçbir şey vermez. Bu yüzden olumsuz düşünceler ile sağlığınızı heba etmeyin!
Her alanda donanımlı bir bilim adamı. Şimdikiler kendi alanında 3 ders fazla yazdılar diye ortalığı ayağa kaldırıyor. ibn Sinaya yaklaşan bence yok bilim dünyasında ve tarihinde. Gavur olsaydı çok adı geçerdi her şeyin ilk mucidi diye.
''ameliyatlarda narkoz kullanmını ilk uygulayan, yüz felcinin sebeplerini ilk tespit eden, deri altına iğneyi ilk yapan, astım hastalığına şifa bulan ilk kişi: astronomi, matematik, fizik, kimya ve tıp alanında uzmanlaşmış, türk ve müslüman bilim adamı; ibn-i sina.''
"Hayat dört devreye ayrılır: 30 yaşına kadar devam eden gelişme dönemi, 40 yaşına kadar devam eden olgunluk dönemi, 60 yaşına kadar devam eden orta yaşlılık dönemi ve ölüme kadar devam eden yaşlılık dönemi."
bağışıklık sistemini bulmuş ve izah etmiş ve anatomik çalışmalar yapmıştır. küçük yaşta edebiyat, matematik, geometri, müzik, fizik, doğa bilimleri, felsefe ve mantık öğrenmiş, sadece doğu'da değil batı'da da ünlenmiştir.
el-kanun fit-tıb kitabını yazmış, bu kitap 12. yüzyılda latinceye çevrilerek avrupa üniverstelerinde 19. yüzyıla kadar ders kitabı olarak okutulmuştur. el-kanun fit-tıb'da söz edilen bilgilerin büyük bölümü bugün dahi geçerliliğini korumaktadır.
ibn-i sina tıp alanında halk sağlığı, çevre sağlığı, göz, diş, yürek, kan ve damar hastalıkları, cerrahi yanık tedavisi, spor, çocuk sağlığı, patoloji, eczacılık, koruyucu hekimlik, teşhis ve tedavi yöntemleri gibi tıbbın birçok alanında görüş ve uygulamalarıyla tıp biliminde evrensel boyutta katkılarda bulunmuş, bu nedenle kendisine batı'da "tıbbın kralı" denmiştir.