yediği kaba tüküren, öncesini bilmeyip, kavramayıp, aklı bir anda giden,
üzerine emekler verilip dost zannedilen, içinde sadakat yerine kin biriktiren, büyüten, arkasına bakmadan çekip gitmek istediğinde yol verilen, yolu açılan,
sırf pislik çıkartmak için güvenildiği zamanlardaki sırları! aklı sıra ortaya döken...
yani bir mecaz kullanım olarak ibne budur işte.
bir fıkranın adı olarak geçmektedir. **
bir hırsız ile ibne yemek için bir lokantaya girerler. masaya oturduklarında ibne sorar: "hırsızlık nasıl yapılıyor bana da gösterir misin?". hırsız da cevap verir: "bana ibneliğin nasıl yapıldığını göstermen şartıyla olur.". iki taraf da anlaşmayı kabul eder. bir süre sonra garson gelir ve ne istediklerini sorar. hırsız siparişlerini iletir, garson bunları not edip mutfağa doğru ilerler. hırsız elinde garsonun cüzdanını sallayarak "hırsızlık işte böyle yapılır." der. bunun üzerine de ibne garsona seslenir: "garson bey, bu adam cüzdanınızı çaldı!". ve sonra hırsıza döner, "ibnelik de işte böyle yapılır." der. *
1 aydır uğraştığınız işin olduğuna sevine sevine 1 saat sonraki uçağa binecekken havaalanı yolunda hakancım otel açılmıyor gelmene gerek kalmadı diyen müdürün diğer adıdır.
cinsel tercihi belirtmekten daha ziyade aşağılama amaçlı kullanılır.
ibne hakaretine genelde hakemler yoğun bir taraftar topluluğunun höykürmesi ile maruz kalırlar.
içlerinde hakedenler yok mudur?
elbette var.