ibn bacce

entry3 galeri0
    1.
  1. Doğum tarihi tam olarak bilinmeyen ibn Bacce'nin Endülüs'teki Saragossa (Saragosta) kentinde doğduğu bilinmektedir. Asıl adı Ebû Bekr Muhammed esSaig`dir. 1138 yılında Fas'ta vefat etmiştir. Hayatının ilk dönemlerine dair pek bir bilgi yoktur fakat sonraki dönemlerde yazdığı eserler sayesinde düşüncesi ve bilimsel araştırmaları bilinmektedir.

    Akılcı (rasyonalist) bir filozof olan ibn Bacce, Meşşailik takımının önemli ismi Farâbî'den fazlasıyla etkilenmiştir. Felsefe dışında astronomi, matematik ve musikî ile ilgilenmiştir. Bunların dışında tıpta döneminin uzmanlarından olmuştur. Metafizik ve felsefedeki çeşitli düşünceleri nedeniyle gelenekçi dini otoriteler tarafından dinsizlikle suçlanmıştır.
    *
    2 ...
  2. 2.
  3. felsefe ve mantık alanında farabi'den etkilendiği gibi, aristo felsefesine hayrandı, aristo metinlerini detaylı inceleyerek şerhler yazmasındaki sebep budur..
    bacce'ye göre akıl insanın en önemli parçasıdır ve doğru bilgi akılla kazanılır. akıl bizi saadete ulaştıran iyi ahlak sahibi kılan yegane şeydir..
    insan kendini akıl gözüyle hayal gücündeki muhtevayı görmesi gerekir; tıpkı dış dünya gözüyle ferdi nesneleri görüp, onları birbirinden ayrıdetmesi gibi. o şunu göreceğinden emindir ki söz konusu ferdi nesneler durmadan hayal gücünde izlenimler uyandırmaktadır. çok sayıda hayal edilir objenin, muhayyilede bir veya daha çok ferdi bulunmaktadır. bu objeler söz konusu fedlere ilişmiş, miktar, renk, bilgi, sağlık, hastalık, hareket, zaman, mekan ve diğer katagorilerden olşan arazlara da sahipir. bütün bunları kavrayan insan akıl gözüyle görür ki, akıl gücü objelerine bakmakta ve onların ortak niteliklerini kavramaktadır; bu ortak niteliklerden kasıt, onları duyu objelerinden ayıran fasıllardır; bu fasıllar sayesinde onların birer ferd oldukları ve akledilir objeler olarak ayrıldıkları anlaşılır. insan ayrıca şunu da anlamalıdır ki, bu fasıllar akıl gücüyle ayrılır; tıpkı dış dünyadaki nesnelerin üzerine güneş ışığı düşünce nefsin idrakine hazır hale gelmeleri, aksi halde görünmemeleri gibi, bu akli objeler üzerine ilahi nur düşünce akıl gücü onları ayırır. aynı nur saysinde bütün de parçalarından ayrılır ve onlardan daha büyük olduğu hükmüne ulaşır. yine sayı dizileri halinde düşünülen rakamlar, bu nur sayesinde ayrı ayrı belirir; allah'ın yarattıkları-göklerin ve yerin yaradılışı, gece ile gündüzün meydana gelişi, peygamberler, vahiy, rüyalar ve kahinin dilinin beyan ettiği şey- hakkında tekrar tekrar araştırma yapılması durumunda insan onları hayal gücüyle kavrar ve akıl gücü kendi iç gözüyle saf, basit ve kendine özgü bir tarzda, nesnelerin ne düşünceleriyle kavranan ne de duyularla idrak edilen varlığını görür. bakış açısı genişler ve akledilir hale gelen bu yaratıkların sebeplerini bilme arzusu artar. akıl gücü, şu dört sebebi bilmeden bilgi objelerini layıkıyla bilemez: süri sebep, maddi sebep, fail sebep, gai sebep... objeleri bilmek için onların kaçınılmaz olarak bağlı bulunduğu bütün sebepleri bilmek zorunludur. insan tabiatı gereği bütün bu sebepleri araştırma ve bilme eğlimindedir. araştırılması, evvel emir de duyu idrakine konu olan objelere ait dört sebebi kapsar. bu durum tabii nesneler ve sanat objeleri için açık şekilde böyledir. ancak araştırmacı akledilir objelerin sebepleri ile daha çok ilgilenir; çünkü bu araştırmanın ince, yüce ve yararlı olduğu düşünülür. nihayet, sebeplerin araştırılması insanı allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygmberlerine ve ahiret günü'ne inanmaya götürür..
    1 ...
  4. 3.
© 2025 uludağ sözlük