müslümanlıkta bazı mezheplerin kabül ettiği davranış biçimidir. ibahilik anlayışına göre hiç bir ibadetin içeriği veya şekli değiştirilemez veya red edilemez. bu husus alevi ve sünni mezheplerinin en temel ayrıldığı noktadır. alevi mezhebi ibadetlerin bir tek içeriğinin önemli olduğunu ve bu yüzden ibadetin dışsal görünümünün pek önemli olmadığını, buna bağlı olarak da, dışsal yönünün değiştirilebileceğini savunur.
sünni mezhebi ise; islam ibadetlerinin dışarıdan bakıldığında yapılanın islam'a has bir ibadet şekli olduğunu göstermesinden ötürü dışsal etkenlerinin de değiştirilemeyeceğini savunur.
ibadetler konusunda kur'an'ın temel teolojisi ile çatışan bir anlayıştır. nitekim kur'an'ın tek ayeti bile buna bir cevaptır;
--spoiler--
Li kulli ummetin cealnâ menseken hum nâsikûhu fe lâ yunâziunneke fîl emri vedu ilâ rabbik(rabbike), inneke le alâ huden mustekîm
--spoiler--
yani;
--spoiler--
Biz her ümmete bir ibadet tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
--spoiler--
hac suresi, 67. ayet.
batınilik etkisi ile zahir düşmanlığı; zahiri yetersiz görme; zahirin batına nazarla yetersiz kaldığı fikri; batının islam'ın kendisi olduğu gibi yukarıdaki ayetin tümüyle çürüttüğü bu anlayış; ibahiliğin temelini oluşturmuştur.
diğer yazılarda da bahsedildiği gibi ibaha anlayışı heterodoks tüm tarikatlarda görülmüş ve günümüzde ise alevi/bektaşi kültürde devam etmektedir. ayrıca;