şimdi, din kitaplarının ortak noktaları, tanrının insanları ibadet, sadakat için yarattığıdır. yani tanrı egosu olan bir olgudur, bunda hem fikiriz. peki ibadet etmezsek ne olacak? tanrı küsecek mi bize? üzülecek mi? tamam bizim açımızdan olayın sonu belli, cehennem. peki ya tanrı açısından bu durumun sonucu ne? ne gibi bir zarar görüyor da bu durumdan cezalandırıyor bizi? şimdi ben seni bıçakladıktan sonra hapse girsem senin acın diner mi, hırsın geçer mi? bunu merak ediyoruz, ibadetsizlik halinin tanrıya ne gibi bir zararı var? dindar kardeşlerimiz çıkıp " tanrı o, ne zararı kafir" diyecekler. e kardeşim, bir zarar görüyor ki cezalandırıyor bizi değil mi? mantıklı olalım biraz.
yıldırıma "allah kızdı" diyecek kadar yüksek kapasitede beyin kullanan kişiler tarafından, yağmurlara bakılarak "o kadar üzülüyor ki hep ağlıyor" denilerek çözülüp, sorunsal olmaktan çıkarılabilecek sorunsaldır.
uluhiyet kavramını kavramayan yani allah inancının neye tekabül ettiğini anlayamayan insanın bocalayacağı sorunsal.
ego kavramı insani bir kavramdır. allah gibi düşünebileceğimizi sandığımız bir inanca sahip olsa idik zaten biz allah'a değil mitolojilerdeki yarı insan uydurma tanrılara tapardık. bu soruyu, gidip paganist politeist din mensuplarına sormak gerek.
tanrı üzülür mü? empati kuralım değil mi?
her türlü eksikliklerden münezzeh bir allah inancına sahip birine ego, empati gibi kavramlarla sorunsallar üretmek; evet evet bunu olsa olsa bir ateist yapabilir.
edit: üzülmek, sevinmek gibi ifadelerde sembolik anlam ötesinde bir anlam ifade etmez mevzu allah ise.
dediğini yapmayanları yakarak cezalandıracak bir varlık olması bana biraz gaddarca geliyor...diyelim ki yap dediklerini yapmadık..namaz kılmadık.zekat vermedik..hacca gitmedik..ee? hadi yan bakalım şimdi...yanmak yahu yanmak...eliniz sobaya değimiştir..acısını bilirsiniz...burada etleri diriltip diriltip yakma var...
ne oluyoruz yahu? bu ne kin..öfke..
sen demişin ki kıskanç olma..ben olmuşum..sen demişin ki nefsine uyma ben uymuşum..sen demişin ki namaz kıl ben kılmamışım...
e şimdi bunların karşılığında benim sonsuza kadar yanmam reva mı...
hadi yaktın diyelim.akıllanacağımın garantisi var mı?
ben gene nefsime uyup, bira, ortaya karışık patatesimi yapacam.
insana özgü kısıtlı zekası ve sıfatlarıyla kendini tanrı yerine koyup düşünmeye çalışan, doğal olarak da paradoks içine düşen bir kişinin yarattığı sorunsaldır. nitekim senin ''e bu böyleyse tanrı niye böyle yapıyor? demekki şöyle şöyle'' tarzında vardığın sonuçlar subjektiftir ve sınırlı bilgi ve mantığın sonuçlarıdır. bunları genele ya da başka birine, hele hele yokluğu varlığa çeviren sonsuz kuvvete uyarlayamazsın, her zaman hatalı çıkar. sen hariç başka bir insanın bile hiç anlayamadığın huyları ve davranışları varken, tanrı'yı tamamen anlamaya çalışmak, anlamsız ve imkansızdır.
içinde büyüdüğümüz gelenek bize ibadetin tanrı'ya bir borç olduğunu dikte etti. öyle ki, kaza namazı diye bir şey uydurmuşlar ve geçmiş borçlarını ödeyip duruyorlar. halbuki, ibadet borç değildir.
bizler ibadeti kendi yararımız için yaparız. ibadetin, beynimizi, alışkanlıklarımızı değiştirmesi ve bizleri daha iyi insanlar yapması beklenir. yoksa Allah'ın bizim ibadetimize ne diye ihtiyacı olsun?
başlık sahibi ibadet etmediğimiz halde cehenneme gireceğimizi iddia etmiş. tek başına bu durumun kişiyi cehennemlik yapacağına nereden eminsin? fakat şöyle bir şey var. eğer ibadet etmezsek, bazı günahları işlemeye daha meyilli hale geliriz ve duyarlılığımız azalır. bu durum, bizleri cehenneme sokacak eylemleri yapmamıza neden olur.
örneğin; gerçekten samimiyetle ibadet eden ve beyninin otokontrolü sağlamlaşmış bir kişinin suç işleme ihtimali; ibadetten uzak olduğu için beyni daha içgüdüsel işleyen birine oranla daha zayıfır.