her başa gelen olaydan ibret alınır genelde, kişinin durumuda ayrıca değerlendirilir özelde.
halis ibadetler insanı korur bazı durumlardan genelde, başa gelen musibetlerdede belli sebeplere takılıp kalınılmaz özelde.
ankara'da yaşadığım yıllarda komşumuzun bir oğlu vardı. adı melih idi. ben o yıllar imam hatip lisesinde ibadetin birini bitirir, öbürüne başlardım. melih kardeşim de ilahi huzuru tatsın diye çok uğraştım. epey çabaladım hatta ortaokulu bitirince imam hatip'e kaydını yaptırması için çok dil döktüm ve sonunda başardım. ama melih ibadetlerini yerine getirmiyor, namaz kılmıyor, oruç tutmuyor, zekat vermiyor, hacca gelmiyordu. okumak bile istemiyordu. nihayetinde lise son sınıfta okulu bıraktı ve sanat hayatına başladı.
ibretlik olaylar,sırlar kapısı, sırlar dünyası, samanyolu tv seyircisinin bayıldığı şeylerdir, mesela paris sanat müzesinde sergilenen bir heykelin fotoğrafını kuran okunurken müzik dinledi diye çarpılan kız alın ibretlik fotoğrafı diye lanse edilir, allah diyen inek,besmele yazılı ağaç vs. bunlar gibi savsatalara ibretlik olay diye bu samanyolu tv kesimi birbirine kaktırır, oysaki şunu bilmek gerekir allahın bunun gibi şeylere ihtiyacı yoktur eğer ibretlik olay görmek istiyorlarsa gözlerini göğe çevirip gece yıldızlara bakabilirler, evreni anlamaya çalışabilirler işte o zaman allahın büyüklüğünü ve kudretini anlarlar.
türkiye'nin toplumsal yapısı gereği, en laik/elitist geçinenin dahi ucundan kıyısından anısı olduğu için, suçluluk yaratmada birebir, bundan kelli okunduğunda gece gece/sabah sabah insanın sinirini bozan ve buna dair entryler döşenenlere küfrettiren olaylardır. kuşaklardır solcu olan ancak evlatlarını (beni) yazları kuran kursuna yollamış, kafası karışık bir ailenin çocuğu olarak söylüyorum bunları. yapmayın etmeyin.
böyle hikayeler hep fake çıkar, "urban legend"dır bir nevi. "kurana küfrettiği için fareye dönüşen genç kız", dinci gazetelerde çarşaf çarşaf yer almıştı da, haberde kullanılan ucubenin aslında, hollandalı bir kadın sanatçının heykeli olduğu ortaya çıkmıştı ya? hah. geçerlilik bu seviyede işte.
herşeyi geçtim. gerçek olsa dahi, korku merkezli din anlayışı yerine, sevgi merkezli din anlayışını ön plana çıkarsanız keşke. ben de çocukken gördüğüm, kan ter içinde sırat köprüsünden geçmeye çalıştığım rüyaları anımsamasam, onun yerine yüce bir varlığın, bir bütünün parçası olmaya, bu vesileyle esirgenmeye, affedilmeye çalışsam misal. olmaz mı? bir rica sadece.
iBADETE AYIRACAĞIN VAKTi DAHA HOŞ VE ŞUH MEVZULARA AYIRIRSIN, HAYAT DAHA GÜZEL GÜLER SANA. HEM EMiNSiNDiR, YANi O AN GERÇEKTiR ÇÜNKÜ GERÇEĞE iNANIP, TEMiZLENMEK DAHA GÜZELDiR. iBRET ALINIZ BU ZEVK VEREN ANLARDAN. GERÇEK HAYATTAN.
offff.... lafını ziktettiğim entryilerin devamı.. adolf hitler olsa gpropaganda bakanı yapardı yani o kadar dedirten başlık diyecem ama basarılı da degil....
şu dünyada en çetin hayat şartları içinde yaşamış olanların, en büyük imtihanlara tabi tutulmuş olan kimselerin peygamberler olduğunu düşünüldüğünde, ibadet etmeyenlere karşı özel bir durumun olmadığı anlaşılmaktadr.
müslümanlığı uçma kaçma dini sananların ibret aldığı olaylardır. aynı zamanda bu insanlar yattığı yerden dua ederek birşeylerin olmasını da beklerler. hal bu ki islam bildiğimiz, gördüğümüz, rasyonel ve somut olaylarla hayatımızdadır. yoksa "Allah yok dedi. ağzı nike işaretine döndü.", "zina yaptı. şeyi koptu.", "bir dua etti. olmıycakken oldu." gibi hikayeler şehir efsanesidir. kanımca böyle olaylar hep kur-an ı anlamamktan kaynaklanır. keşke olmasa ama oluyor işte.
bazen ibadetin edilip edilmemesiyle uzaktan ilişkilidir.
herşey benjamin'in, o ılık pazar günü "kiliseye gideyim" demesiyle başladı. sonradan vazgeçer gibi oldu ama gitti yine de. işte o gün benjamin kiliseye gitmeseydi orada kadim dostu kont vronsky ile karşılaşmayacaktı. bu karşılaşma onları eski günlere götürmeyecek ve benjamin, kont'un "eski günlerdeki gibi bouwer çiftliğine gidip groningen*'lerle gezintiye çıkma teklifine evet demeyecekti. bu gezinti sonrasında yorgun düşüp* evinde uyuyakalmayacak ve frengi hastası zavallı erkek kardeşini görmeye gitmek için akşam 7 trenini kaçırmayacak böylece adı "versailles tren kazası" hayatını kaybedenler listesinde yer alacaktı.
ibated etmek isteyipte etmeyisimin sebebidir yalandır ve yalan oldugu icinde beni dinden sogutur cubbeli abilerin uydurdugu olaylardır..
örnek:
-zina yaptıgı icin sikinin bası kopan adam
-caminin wc sine su dökmedigi icin lagama düşen adam
-askı memnu yerine buyuk bulusmayı izlemiyen adamın karısını yegeniyle basması
-maturbasyon yaptıgı icin eli hamile kalan adam
-karısını analdan yaptıgı icin zenci hapisanesine düşen süt beyaz tavşan gibi vinkletilen adam
sabaha kadar yazabilirim ben nasıl uyduruyosam onlarda uyuduruyorlar..
olmayan olaylardır. şöyle ki: kişi inancından özgür değil midir? bunu yaratıcının kendisi söylemez mi? o'nun elçileri 'kalpten inanmanız gerek. dinde zorlama yoktur.' gibi şeyler söylemez mi? bununla beraber 'inanmazsan böyle böyle cezaları var' demedi mi? şimdi o yüce adalet sahibi kullarına cehennem'le uyarmışken; 'yanarsınız' demişken sözünde durmayıp dünyada cezalandırması olur mu? burada bir çelişki olmuyor mu? veya siz inandığınız yaratıcının adını kirletiyorsunuz. o'nun sözünde durmadığını gösteriyorsunuz.
ibadet edenlerin ya da etmeyenlerin başına herhangi bi olay geldiği yok. bu dünyada hiç kimse hesap vermeyecek günahlarından ötürü. her şey mahşer gününde piyasaya çıkacak.