bu bir şarkı değildir. şarkıdan çok öte bir şeydir. her zaman keşke hayatın arka fon müziği olsa biz yaşamaya devam ederken o çalsa derdim. böyle durumlara uygun falan değişse hüzünlüyken hüzünlü, neşeliyken neşeli. onu buldum sonunda. bu şarkı benim arka fon müziğim olmalı. değişmesini de istemiyorum. hep sen çal güzel şarkı seni çok seviyorum.
normalde karanlıktaki dansçı olarak çevrilmesi gereken ama karanlıkta dans adıyla ülkemizde gösterilen dancer in the dark filminde aynı zamanda oynamış björk'ün film için yaptığı müziklerin olduğu 2000 yapımı selmasongs albümünde bulunan hüzünlü bir şarkıdır. türkçesi "her şeyi gördüm"dür.
gelmiş geçmiş en mükemmel müzikal filmin içinde söylenen şarkılardan biridir. trenin ritmik seslerine eşlik eden thom yorke ve björk harika bir iş çıkarmışlar. yine şarkıyla birlikte balıkçıların düzenli hareketleri, işçilerin dansı, görüntülerin az da olsa renklenmesi ve björk'ün oyunculuğuyla filmin zirve yapan şarkısıdır. ayrıca filmin bütün anlamını içinde barındırır.
(bkz: karanlıkta dans)
hayatta duyduğum en güzel düet diyebilirim ray seslerinin arasında kayboluyorsunuz adeta.Şarkı o kadar üst noktalardaki bi şeylere sinirlenip dinlediğinizde çok güçlü olduğunuzu hissettiriyor size acıklı ya da huzur verici değil başka bişey ...Sözler ve müzik o kadar uyumlu ki hayata to be honest I really dont care anythıng dedirtiyor.
i've seen it all, i have seen the trees,
i've seen the willow leaves dancing in the breeze
i've seen a friend killed by his best friend,
and lives that were over before they were spent.
i've seen what i was - i know what i'll be
i've seen it all - there is no more to see!
you haven't seen elephants, kings or peru!
i'm happy to say i had better to do
what about china? have you seen the great wall?
all walls are great, if the roof doesn't fall!
and the man you will marry?
the home you will share?
to be honest, i really don't care...
you've never been to niagara falls?
i have seen water, its water, that's all...
the eiffel tower, the empire state?
my pulse was as high on my very first date!
your grandson's hand as he plays with your hair?
to be honest, i really don't care...
i've seen it all, i've seen the dark
i've seen the brightness in one little spark.
i've seen what i chose and i've seen what i need,
and that is enough, to want more would be greed.
i've seen what i was and i know what i'll be
i've seen it all - there is no more to see!
you've seen it all and all you have seen
you can always review on your own little screen
the light and the dark, the big and the small
just keep in mind - you need no more at all
you've seen what you were and know what you'll be
you've seen it all - there is no more to see!
ismet'in celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar'ını hatırlatıyor olmakla birlikte yok değildir. bu bizi mahveden, kahreden, başım alıp nere gidem haline getiren selma'nın şu sözlerinin akabidir.
jeff:görebiliyor musun?
selma:görülecek ne var ki.
malesef bjork'u one çıkaran ve gene malesef bjork'un parçalarını birbir indirmeme neden olmuş düettir. 'malesef', çünkü bu kadından dancer in the dark filmindeki performansı dışında yıllarca hazetmiyorum diye bahseyledim, bir mevzuda da istikrar saglayayım yahu.
thom yorke'un pj harvey ile düeti this mess we're in kadar olaganüstü harmanlanmış, birbirine cuk oturmuş iki sesin düeti kadar olmasa da çok etkileyici bir çalışma.
ayrıca insan kulagı ne garip, 7 yıl once bu filmi izledigimde zerre dikkatimi çekmemişti şarkı.
filmde ve klipte şarkıda bjork e eşlik eden kişi peter stormare dir.
hani şu kötü adam rollerinin piri. fargo da var hani kaçık sarışın eleman. prison break te de bi mob boss u oynuyordu da adını unuttum. içimden abbondanzieri demek geliyor, ama o da kaleciydi lan!
neyse nereden nereye geldik, kısacası çok güzel bir şarkıdır. lokomotifin sesi uzaktan hoş gelir tandanslı rahatlatıcı bir şarkıdır..
Hepsini gördüm; tüm ağaçları
Esintide dansı bırakan söğütü gördüm
Bir 'arkadaş' tarafından öldürülen bir 'arkadaş'ı gördüm
Ve harcanmadan bitmiş hayatları...
ne olduğumu gördüm ve ne olacağımı biliyorum
hepsini gördüm; artık göreceğim bir şey kalmadı.
-peru'nun krallarını, filleri görmedin?
Söylemekten mutluluk duyuyorum; daha iyisini yapmak elimdeydi.
-peki ya çin? çin seddi'ni (kusursuz duvar) gördün mü?
Çatı yıkılmadıkça tüm duvarlar kusursuzdur...
-evleneceğin adamı, paylaşacağın evi?
Dürüst olmak gerekirse; umrumda değil...
-niagara şelalesi'nde hiç bulunmadın?
Suyu gördüm, o da su, hepsi bu...
-eiffel kulesi, empire states?
ilk randevumda nabzım aynı yükseklikteydi.
-torununun eli saçlarında gezindi mi hiç?
Dürüst olmak gerekirse; umrumda değil...
Hepsini gördüm, karanlığı gördüm
Küçük bir kıvılcımdaki parlaklığı gördüm
Neyi seçtiğimi ve neye ihtiyaç duyduğumu gördüm
Ve bu yeterli
Daha fazlasını istemek açgözlülük olurdu
Ne olduğumu gördüm ve ne olacağımı biliyorum
Hepsini gördüm; göreceğim bir şey kalmadı...
Hepsini gördün ve tüm gördüklerini
Her zaman küçük bölmende tekrar görebilirsin
Işığı ve karanlığı
Büyüğü ve küçüğü
Sadece aklında tut
Daha fazlasına hiç ihtiyacın olmaz
Ne olduğunu gördün ve ne olacağını biliyorsun
Hepsini gördün; artık göreceğin bir şey kalmadı!