ömer faruk tekbilek'in one truth albümünde 2. eserinin adıdır. 8 dk. 12 sn boyunca yürek yanmasına sebebiyet veren müzik yan etki olarak hüzüne boğar. buddha bar albümlerine girmiştir.
stv'ye jenerik müziği olarak kullanmasına; belki hiç ummadığı, akıl etmediği bir şey olan; içinin boşaltılıp telef edilmesine; sıradanlaştırılması nahoşluğuna yol açtığı için bestecisi ömer faruk tekbilek'e sitem ettiğim enfes (şah)eser...
i love you, i love you
do you love me, yes i do
if you want me tell me, tell me
if you love me kiss me, kiss me
şeklinde efsane bir nakarata sahip parçadır. ancak parçayı özgün kılan bu sırf ingilizce olsun çamurdan olsun şeklinde yazılmış nakaratından çok ümit besen'in kedisinin katılmadığı bu nakarat kısımları arasında ümit besen'in kendi sözlerini "türkçe" olarak seslendirmesidir. sanki bu dinleyen herkesin ezberine takılan nakarat parçaya ait değilmiş de sonradan ümit besen'in bu şarkısına yapıştırılmış gibi durur.
-o güzel gözlerini gördükten sonra
aşık oldum birden tutuldum sana
seviyorum seni sanki deli gibi
öldürecek beni bu kara sevda...
-senden başkasını düşünmez oldum
eridim mum gibi sararıp soldum
ümitsiz aşkının esiri oldum
öldürecek beni bu kara sevda...
-günlerce bir ümit bekledim senden
kararsızım dedin hep kaçtın benden
gülmedin yüzüme bir kere olsun
öldürecek beni bu kara sevda...
bu multi-dile sahip şaheser, her türk genci tarafından bir kült eser olarak dinlenmeli, yaratıcılık denemelerinin ne gibi sonuçlara yol açabileceği bu arkı kapsamında irdelenmelidir. ayrıca insanın can sıkıntısından patladığı zamanlarda panzehir etkisi yaptığı da tarafımdan test edilip onaylanmıştır.
''dımçıkı, dımçıkı, dımçıkı'' modunda ilerleyen, özellikle bayan kısmısının, ''oxford ingilizcesi''ne yeni bir bakış açısı getirdiği, kıvrak yengelerin, birçok zaman, düğün mekanlarında şarkının ünlü olduğu zamanlarda el şaplatma metası olarak kullandıkları, efsane şarkı..