spoylır içerebilir
burda bir sahne vardı. Cansız mankenler kendi hareket etti sanıyodum. Altıma ettim en hafif tabirle. O YARtıklardan dahi bunun yarısı kadar bile korkmadım. noRmalde korku filmerinde de korkmazdım ben. Bu yaşıma geldim oyubcak bebeklerden de korkarım ben. Hani örümcekler ve böceklerle bile neredeyse kankayım elime bile alırım o derece korkusuzum ama o hareket eden oyuncaklr sakat aga. öyle cansız şeyleri hareket ettirmeyin lan.
gayet başarılı bir film. albay rütbesinde bir asker aynı zamanda başarılı bir doktor olan filmin başrol oyuncusu Will smith'in virüs bulaşmış kişilerle sıfır noktasında kalarak insanlığı kurtarmak için köpeği samantha ile verdiği yaşam mücadelesi izlenmeye değer.
Will smith in mutlaka izlenilmesi gereken en guzel filmlerinden biridir. Alternatif son final cekimide vardir ama bana gore diger final sahnesi daha guzel ve etkileyiciydi.
bas rolde will smith in oldugu film. ama gecin orada bir köpek vardir. filmde will smith in en sadik dostudur. hadi gecin onu ama su filmde köpegi öldürür senarist ve siz aglarsiniz. tüm dünya gider filmde will smith ölür gikiniz cikmaz ama bu köpege aglarsiniz. cünki o ölemez o yasamasi lazim. kabul edemessiniz filmin uzerinden 3 sene gecer hala yas tutarsiniz. nasil olur bu is demeyin oldu mu oluyor. benim mesela su saat de aklima geldi tekrar neyse. (bkz: tülay geri dön)
insanın koca bi şehirde tek başınalığını gözler önüne seren harika film.
--spoiler--
beni en etkileyen sahne will smith'in gece küvette yatarken dışardan uğultular gelen yerdir. ürkütür insanı.
--spoiler--
new york gibi şahane bir şehri bomboş, sokaklarında çimenler bitmiş şekilde
göstermesiyle, bünyeme " nasıl çekmişler bunu vay arkadaş" dedirtmiş, ilk 1 saat boyunca da will smith ve köpeğinden başka bir şey görülmeyen güzel film.
son zamanlardaki virüslü/zombili konulara merak salmamla birlikte taze taze izlediğim amerikan filmidir.
öncelikle şunu söyleyeyim ki, ilk kez enfeksiyonlu zombili bir film izledim. biraz araştırdım ve mide bulandırıcı fazla sahne olmadığı için izlemek istedim. sonra hadi ordan dedim, yani konu zombi olacak da ortada böğürüp iğrençlik yapmayacaklar he?
ancak istediğim oldu ve zombiler beni sadece ürküttü; tiksindirtmedi. başrolü will smith ve köpeği sam paylaşıyor. ikisi de çok usta bir performans göstermişler. özellikle doktorun(will smith) köpeği hastalanıp öldürmek zorunda kalması beni çok duygulandırdı.
finalini pek beğenmedim yalnız. filmin adı "i am legend" ama efsane olan adam ölüyor. dolayısıyla ismi, "he is legend" olsaydı; anlardık. neyse, sözün özü bu tarz film severler için güzel bir film.
yalnızlık temasını sonuna kadar hissettirmiştir. o dükkana koyduğu cansız mankenlerle konuşması tek dostu köpeği sam olması biraz da ıssız ada olayını anımsattı. filmin tek beğenmediğim yanı sonuydu sanki bir şeyler eksik bitti daha da güzel bitebilirdi.
aslında filmde şu soruyu da kendinize soruyosunuz acaba bir şehirde yalnız kalsam napardım ? tabii ki filmdeki gibi yapamazdık ama bu soruyu kendimize bir soralım napardık?
Yönetmenliğini Francis Lawrence'ın yaptığı, başrolde Will Smith'in oynadığı, 2007 yılı Amerikan filmi. Bundan sonrasında film içeriği vardır. Seyretmeyenlere uyarı!
--spoiler--
Filmin girişi çok etkileyici. Dünyada tek başına kalmış olma fikri bir film için muhteşem. işleniş de hiç fena olmamış kanımca; fakat, Türk filmlerindeki gibi bir son olmuş. Biraz dağınık ve acelece. Filmin girişi beni nasıl bir anda filmin içine aldıysa sonunun da o derece sona hazırlamış olmasını bekledim. Beklenmedik bir şekilde biten film aslında beklentilerimi de pek karşılayamadı. işlenecek bir çok sahne kaldığını düşündüm. Açıkçası köpek - Sam - çok başarılıydı. Amerika sokakları ve yalnızlık duygusu çok başarılı bir şekilde yansıtılmıştı. Yine de tipik bir Amerikan filmi olmaktan öteye geçememiş bir filmdir bence.
--spoiler--