kansere çözüm olması için geliştirilen bir tür virüsün beklenmedik bir nedenden dolayı değişime uğraması ve bunun da insanlara bulaşmasından sonra gelişen olayları anlatan bir Francis Lawrence filmi.
izlenimlerim;
--spoiler--
film de başrolde will smith ve yoldaşı k9 sam'i görüyoruz. oyunculuk oldukca başarılı. yalnızlık psikolojisinde insanın ne gibi durumlar göstereceğini çok iyi anlatmışlar. film başlangıcı, gelişimi düzgün ve doğru zamanlamalarda işlenmiş.
ancak filmin süresi beklediğimden daha kısa geldi. bu yüzden konunun finale bağlanması biraz aceleyle olmuş gibi geldi.
daha uzun bir film olmasını beklerdim.
--spoiler--
film türkiye de gösterime girmedi. ama girdiğinde mutlaka izlemeniz gereken bir film.
sonu çabuk getirilmiş film öyle ki sanki yapımcı musluğu kapamışda hemen toparlayıvermisler gibi. Sonunun bu şekilde kötü bağlanması sinirlendiriyor insanı güzelimm filmi piç ettiniz diye.
farklı bir kurgu ile internete düşmüş, saçma sapan çeviri ile kuşa çevrilmiş, yetersiz felsefesine rağmen ilk üç günde abd'de yaptığı 76,5 milyon dolarlık hasılatı ile bir anti-ütopya filmidir.
Finali açık bırakıldığından devamının gelebileceğini söyleyebiliriz fakat ben insanların şehir dışına çıkarılması esnasında köprüyü kimin ve neden bombaladığını halen anlayamadım.
film tam hareketleniyor derken meğerse finaline geldiğimizi farkettiğimiz ortalama film.
belki izlemeden önce bize çok övüldüğü için de hayal kırıklığı gibi algılamış olabilirim.
harika efektlere harika oyunculuğa harika senaryoya sahip bir film olmuş. birazcık gerçekçilik payı katarak izlenirse filmin atmosferine girilirse gerçekten çok etkileniyorsunuz. yalnız her şey iyi güzelde filmi korsan alıp izledim ve alt yazılar genelde güzel olmasına rağmen bir şey dikkatimi çekti ve en heycanlı yerinde gülmekten yarıldım. çeviriyi yapan arkadaş koyu müslüman sanırsam. sizin için resmini çektim buyrun bakın..
28 gün sonra kadar kötü bir film olmasa da 28 gün sonraya çok benzeyen bir film. tek farkı burdaki zombilerin güneşe çıkamaması durumu. ayrıca 3 senede newyork'u afrikaya çevirmişler biraz saçma olmuş. ama izlemeye değer tabi.
--spoiler--
filmin ortalarında tedavi için evine getirdiği kadının iyileşip sevişeceklerini düşündüren film. ama olmadı. sonrasında gelen kadınla sevişirler diye düşündüm o da olmadı.
--spoiler--
not: neden spoiler kullanmam gerektiğini hala anlamış değilim.
oyuncusundan yönetmenine, efektinden kurgusuna kadar ne kadar kasarlarsa kassınlar 28 days laterdeki yalnızlık hissini yaşatamamış vasat yapım. will smith hatrına izlenebilir.
Dün gece Beyoğlu emek sinemasında patlıcan.com.tr davetlisi olarak arkadaşımla ön gösterimini seyrettiğimiz, başrolünde will smith'in olduğu gerilim/aksiyon türündeki filmdir. Bana 28 days after'ı hatırlatmıştır. Bu yönüyle senaryo olarak çok özgün bir niteliği olmasa da will smith oyunculuğuyla seyirciyi heyecanlandırmayı bilmiştir. Özellikle filmin sonuna doğru mutantların Robert Neville'ın (Will Smith) evini bastığı sahne,akabininde Anna ve oğlunun masa altında durup tavandaki mutanttan gizlenmesi,ardından mutantların kırılamaz camı kırmak için devamlı cama dalmaları ve will smith'in elinde el bombasıyla hissiz bir şekilde beklediği sahne süperdi.
Senaryo olarak bir ayrıcalığı yok ama en azından will smith'in oyunculuğu adına izlenmesi gereken bir filmdir. En azından sinemaya gidip vaktinizi ayırabilceğinizi söyleyebilirim...
başrolünü will smith'in oynadığı enteresan film..kanserle ilgili bir virüsün insanların üzerindeki etkisiyle kahramanımız mutasyona uğramış insanlarla savaşa mecbur kalır..oldukça güzel olan film.
harcadığım zamana yazık filmlerinden biri daha. spoiler
filmden aklımda kalan sahneler:
-filmin sonunda will smith in mutantlara sizi tedavi edebilirim dediğinde hiç birinin kendini dinlememesi ve yaşadıgı hayal kırıklığı.
-will smith in mutantlara "kendimi size yar etmem ulan" bakışı atıp bombayı patlatması.