telefonda arayan firma yetkilisine:-ortalama ne kadar veriyorsunuz boşuna o kadar yolu gelmeyeyim dediğiniz halde size yapılan teklif halen geçerli ise götünüz kalkar kalkar kalkar *
her biri ayrı tecrübe katan, firmaların size olan bakış açısını yakalayabileceğiniz ve eğer mülakatı yönlendirmezseniz, ters sorularla başınızın ağrıyabileceği görüşme şeklidir. verilen cevaplarla muhatabın zihnini ve sorularını belli bir istikamete yönlendirmek zor ama etkili bir yöntemdir. bu da bir bakıma pratik gerektirir. bu nedenle görüşme davetlerine mutlak suretle icabet edilmesi, teklif yetersiz bulunsa bile bu bakımdan önemlidir. ve unutulmaması gereken birşey varsa doğal olmayan her tavrın rahatsız edici olduğu gerçeğidir. pek çok tavsiye ve taktik belirlenebilir. beden dili ezberlenebilir. ama bunlar doğal bir şekilde bütünleşmemişse sizinle, karşı tarafı fazlasıyla irrite edecektir.
ingiliz menşeeli bir yabancı bankanın orta seviye yönetici pozisyonu için mülakata gidilmiştir. Boş olan bir odada beklenirken, adına bölge yönetmeni diyen ve o pozisyonun bağlı bulunacağı zatı muhteremi dinledim. Aynen şunları dedi:
önüne şube listesini aldı. Teker teker arayıp;
-Ahmet senin gidişini hiç iyi görmüyorum. bugün 8 tane sigorta satacaksın. Akşam tekrar arayacağım.
-Zeynep senin gidişatını hiç iyi görmüyorum. bugün 6 tane emeklilik satacaksın. Akşam tekrar arayacağım.
-Necati senin durumunu hiç iyi görmüyorum. Bugün 15 tane kredi kartı satacaksın. Akşam tekrar arayacağım.
Ve bunların hepsini toplasan 5 dk içinde yaptı. Yani hal hatır bile sormadı diyebilirim.
sonra Ik'dan geldiler. O işin piyasası 1500 tl ise 4500 net istedim. bunlar dumur oldu, teşekkür ettiler. Ben de son anda çalışacağım ortamı gösteren Allah'a ettim o teşekkürü.
bazı seferlerde egomu çok da rahatlatmama yaramış aktivite.
.....
.....
işveren: önceki çalıştığınız projeden haberimiz var, batık proje o, çalışmıyo
Ben: proje şu an çalışıyo ve müşteriye sunuldu, siz bilgilerinizi güncelleyin
dedim ve çektim gittim. yüzü iyiydi elemanın.
.....
.....
IK'cı kadın: biraz da ingilizce konuşalım
Ben: Sure yeah
IK'cı kadın: what do you do in your free time?
Ben: (tööbeee) such an obselete question, let me ask,
your necklace is sweet, who gave it?
IK'cı: mm, my mother (tıkanır)
Ben: tıs tıs
bize dayatılan bilgiler ışığında yeni mezunların kendilerini yersiz yere hırpaladıkları görüşmelerdir.
bize aşılanan ve olmamız gereken rolü o denli iyi oynamamız beklenir ki aslında o rol sadece sahne önü olup, alan da satan da bunun rol olduğunu çok iyi bilir.
o kadar büyütülecek bir şey değildir. sakinlik ve kendini bilmek kazandırır, zaten bu zamanda millet birlikte çalışabileceği kendini bilen düzgün adam arıyor ama bulamıyor. bir şekilde olur eğer belli şartları üzerinizde taşıyorsanız. ayrıca iş seçiminde aceleci olmamanızı ve önünüze ilk geleni kabul edip başlamamanızı tavsiye ederim. özellikle yeni mezun arkadaşlar parayı ikinci plana alıp kendilerini geliştirebilecekleri bir işe ilk adım atmalılar, burada size verilecek parayı bir süre önemsemeyin. belli bir yere gelmiş insanlar bilir ki önce on çalışıp bir kazanıyorsunuz sonra bir çalışıp on. sigara içiyorsanız kabul edilmeniz zor, açıkçası günde 1-2 saati sigara için harcayacağınızı bildiklerinden kabul etmiyorlar. dahası ofis ortamında bir çok insanı rahatsız edeceksiniz, bu sebeple işe kabul edilseniz bile ortamda aleyhinize esen rüzgarlar çok daha kuvvetli olacaktır söylemesi. iş hayatına başladıktan sonra sigara içmediğime defalarca şükrettim. görüşmeye sigara kokarak gitmeyin. bunun yanında, görüşme esnasında çekingen davranmayın. kendi pazarlamanızı yapın, hatta mümkünse ne kadar dandik sertifika ve belge varsa hepsini dosya yapın getirin. üniversitede yaptıklarınızı abartın, beni almanız lazım bu işi benden iyi yapanı bulamazsınız, bulsanız da bu paraya çalışmaz imasını karşı tarafa verin. kısaca işe almalarını beklemeyin siz işi alın. kendine güvenen ve ne söylediğini bilen kişi imajını yaratabilirseniz ortada sorun kalmaz, ağzınız biraz laf yapsın. ayrıca gideceğiniz iş ne kadar dandik olursa olsun takım elbise ile gidin. ben üniversiteden sonra gittiğim ilk iş görüşmesinde görüşmeden 10 dakika sonra işe başlamıştım. her şey insanın kendisinde ve özellikle de çenesinde bitiyor unutmayın.
iyi hazırlık gerektirir. öncelikle kendi cv'nize çalışmak, sonra klasik insan kaynakları sorularına ne cevaplar verebileceğinizi yazarak fakat sallamadan gerçekçi olarak düşünmek, giyiminiz için gerekli hazırlıkları bir gün öncesinden yapmanız gerekir.
ha ben bunları yaptım mı? hayır, kafamı sikeyim. hatta dün bunları erteledim, şimdi de bunları yapabilecek bir-iki saatim varken entry giriyorum. hay kafamı sikeyim. neyse tamam yeter şimdi başlıyorum hazırlığa, göstericem onl...
edit: son dakika organizasyon yeteneği üst seviyede olan şahsım -bak bak bak laflara bak- sayesinde bir traş, bir duj, bir ütü sonra eskiden yaptığım mülakat hazırlıklarını mail kutumda saklamam sayesinde 1 saatte tüm hazırlıkları tamamlayıp 10 dakika erken bile varabildim görüşmeye.
baya olumlu geçti lan. sanırım aldım işi. enteresan nokta ise pozisyonun aciliyetinden dolayı mülakat sürecini bile uzatmamışlar 3 kere git gel yapmama gerek kalmadı. ilk oturuşta kimle çalışacaksam ve ik yetkilisi dahil hepsi karşımdaydı. basın toplantısında hissettim kendimi amk.
bu arada bu başvurumu yurt dışında yapıyorum, zaten halihazırda yurt dışında çalışıyorum; arkadaş bizim türkiye'deki ik'cılar manyak hakkaten. türkiye'de mülakat sırasında psikolojini sikip gerçek kimliğini ortaya çıkarmaya çalışırlarken burda -bu ikinci oluyor- insanı rahatlatarak, hatta gevşeterek sana ulaşmaya çalışıyolar.
tabii ki anadolu çocuğu yemez, verdim ayarı, verdim ayarı...
Kibarca reddedilmek de adama ayrı bi' koyuyor arkadaş. Şöyle ağız dolsusu bi' siktir çekseler ben de içimi boşaltıcam ama adamlar kibar hacı ne yaparsın. Teşekkür edip yolladılar yine.
+Anlıyorum ibrahim bey, teşekkür ederiz.
-Ne demek amk ben teşekkür ederim ederim. Bize de gelin.
ilk olmasından mütevellit ne yapacağını bilmeyen masum karakterin, mevcut en şık takımını giyip karşısına çıktığı işvereni t-shirtle gördüğünde dumur olma sebebidir.
yanlış anlaşılmasın ben işveren konumundayım burda, eminim iş aramak da büyük karın ağrısıdır ama iş görüşmesi yapmak, hele işe almayacağını kapıdan girer girmez anladığın birini 10 dakika sırf ayıp olmasın diye dinlemek, işi anlatmak, maaş pazarlığı yapmak kaprislerini dinlemek emin olun büyük sıkıntı.