alkollü içkileri islam dini yasakladığı için kesinlikle tüketmeyen dindar müslüman insanın, arkadaşları ile eğlenmek pahasına alkollü bir mekanda ilerleyen saatlerle birlikte yaşayacağı endişedir. şeklinde kofti bir tanım yaptıktan sonra üzerimize rahat bir şeyler alıp içeri geçelim;
burada kimseye taş atma amacında değilim peşinen belirteyim, dindar değilim müslümanım ama ara ara alkol alırım. burada bahsedeceğim endişeyi alkol kullanmazdan evvel yaşadığımı belirtmek istiyorum (virajı nası aldım ama).
bar-pub adına ne derseniz deyin, içki içen arkadaşlarınızla takıldığınız bir mekanda ilk dakikalar keyiflidir, arkadaşlar 50 cc'lik biralarla ısınma turlarını atarken siz red bull ya da hafif meşrep ama alkolsüz bir meyve kokteyli içersiniz. sigaralar yanar, müzik güzelse atmosfer güzelleşir muhabbet koyulaşır. muhabbet koyulaştıkça o zamanlar anlayamadığım şimdi bildiğim o "vites büyütelim abi" jargonu ortaya çıkar. 50 cc'liklerden 2'şer 3'er tane içen arkadaşlar artık votka limon-votka portakal biraz sonra tekila shot, daha sonra işi bir adım ileri götürüp rakıya başlarlar. (bkz: o son dubleyi içmeyecektik) durun daha erken bu replik için, herşeyin zamanı var.
kafalar hafifçe güzel olmaya başlarken ortamda içki içmeyen kişi artık muhabbete fransız kalmaya başlar, en basit, en dandik esprilere kafalar güzelleşmeye başladıkça acayip kahkalarla gülen arkadaşlar "sen niye konujmuyon lan hiç canın bir şeye mi sıkkın" diye sorar alacakları cevap "bi siktir git"ten daha makul değildir. ama bakın buradaki herkes can ciğer, bu detaya lütfen dikkat edin. hepsi sıkı-fıkı dostlar ama işte içki içmeyen kişi bir süre sonra etrafındaki adamların-bayanların sünger kıvamına geldiğini görünce hafif tiksinebiliyor (ben tiksinirdim).
sırada geldi işin en bok kısmına
gecenin sonlarına doğru kafası güzel olan, başı hafif dönen arkadaşlar anlaşılabilir ama içkiyi ağzıyla içmeye bir türlü alışamamış o arkadaş yok mu? ulan yine küfür edesim geldi, mekanın kapısına kadar yürüyebilse alacağı temiz havayla geceyi piç etmeyecekti halbuse. ama olmadı, 1 haftadır yediği içtiği ne varsa midesinde stoklanmışcasına 15 dakika aralıksız kusmuk şöleni. sandalyeden düşüp masayı devirme, bir yandan arkadaşı tuvalete yetiştirmeye çalışırken diğer yandan etraftan "ıığğyk" diyerek bakış fırlatanlara "eheh kusura galmayın biraz fazla içmiş de" deme isteği. off ya off hatırladıkça midem kalkıyor. içki iyi bir şey değil be.
unutmadan o son kadehi içmeyecektik ertesi sabah salyanın aktığı yastığa bakarak ev arkadaşlarına söylenir.
duyulmaması gereken bir endişedir. eğer gerçekten dindarsa o ortamda bulunmaz, harama yaklaşmak bile günahtır zira. fakat katılmışsa bir şekilde 2 sebepten endişeli olabilir;
1- günah işlediği için: fakat bu tam endişe değildir, günah işlediği zaten bellidir. endişe yerine üzüntü duyması lazım.
2- alkol kullanma ihtimali olduğu için: gerçekten dindarsa böyle bir ihtimalde yoktur bence. şeytana uyarım diye korkabilir mi? bir ihtimal.
not: dindar falan değilim. fakat dini sevmemem din ile açılmış bir başlığa düzgün bir entry girmememi gerektirmez. kendisiyle çelişiyor denmesin. her din gördüğüm yerde dine saldırırsam yobazdan ne farkım kalır?
solcu zibidi arkadaşlarla oturmuştuk beyoğlu'nda. ipneler dünyaları içti. sonra hesap yüzünden birbiriyle kavga etti. iki kahve içmiştim sadece; kol gibi hesap başıma kaldı.
bir daha mı, tövbe... ne endişesi, vebadan kaçar gibi kaçarım o gün bugündür.