dinini sorgulamak değilde ,öğüt vermek ve sabrı ,iyi işler yapmayı tavsiye etmek tanrının emridir. bunun kul ile tanrı arasında olup olmamayla ilgisi yoktur. bakın öğüt vermekten bahsediyorum. öyle " namaz kılacaksın ,yoksa dayak ; oruç tutacaksın yoksa falaka " tarzı şeyler elbette din dışıdır.
sorgu burda değil aslan. sorgu öldükten sonra, diğer tarafta. sen ben o, birini sorgulasak ne olur ki? herkes kendi doğrularıyla yaşar. ama bu asıl olan doğruları değiştirmez. o yüzden sorgu öldükten sonra..
bir çok farklı noktaya çıkabilecek sorgulamadır. şayet müslüman ise; günah işlediğini bildiği halde içiyordur yahut bilmiyordur. belkide umursamıyordur. zira içki içerek günah olduğunu bildiği halde kendi hatasını sorgulamıyor ya da umursamıyorsa, diğer günahlarıda umursuyor olabilir mi? umursuyor olmaması yüksek bir ihtimaldir. mesela zinakar birisi olabilir. bir hayat kadınından kaptığı aids vürüsünü karısına, ordanda çocuğuna bulaştırmış olabilir.
(bkz: incir reçeli)
cebindeki son paraları hep içkiye verip, kendisine ya da bakması gereken ailesine yapması gereken maddi ve manevi sorumlulukları yerine getirmiyordur ve bu olasılık değil kesindir. şayet bunu bırakması farzdır.
dini kişisel çıkarları için kullanıp onu sadece kendine ait sanan kişinin eylemidir.
(bkz: ulan adama demezler mi bu şehrin zaptiyesi siz misiniz diye)
müslümanlık hoşgörülü olmayı öğütler. herkes kendinden mesuldür. çok güzel bir atasözümüz var bununla ilgili. dinime küfreden müslüman olsa. açık ve net.