Konusunun alıntı olması bir yana, çetin tekindor ve aras bulut un oyunculukları ile damga vurduğu dizi. Çağatay ulusoyun yerine kıvanç tatlıtuğ olsaydı -ki kesinlikle o rolün hakkını fazlasıyla verebileceğini düşünüyorum- tadından yenmezdi
Esit: ne orospu çocuğu adamlarsınız. Diziyi sanki ben yaptım. şu entry neden eksilenir. Sizi gidi yaramaz orospu çocukları sizi.
Dizinin yabancı bir filmden alıntı olması neden bu kadar eleştiriliyor anlayamadım. Beğenmeyen gitsin kiraz ağacı ne bilim aşk mevsimi gibi salak saçma dizileri izlesin.
Senaryo mu hikaye mi bi şey sorunlu. Çünkü Çetin Tekindor ve Mustafa Uğurlu ikisi de kötü oynuyor. Gençleri saymıyorum bile.
bu konu ile daha ilgi çekici olabilir zira Uluç Bayraktar farkı ortaya çıkmalı.
The departed ne lan?
Konuyu işleyen esas film, "infernal affairs" türkçe çevirisi de "kirli işler". Yazılanlara bakılırsa the departed dediğiniz film de bu Hong kong yapımı eserden uyarlanma. Anlaşılan uyarlamanın da uyarlaması olan bi' dizi çıkıvermiş ortaya.
Rüya içinde rüya sanki insepşın.
Filmin son çizgisine ulaşıldığında açıklanan büyük etkili olaylar, bu dizide ilk bölüm finali oluyor. Bu dizinin de akıbeti belli; her türk dizisi gibi iyi bir giriş yapıp, gelişme bölümünde sönüp, sonuç bölümünde fos çıkacak. Uyarlama da olsa türk dizileri istisnasız ortalama ilk 5 bölüm izlenebilme kapasitesi taşıyor, gerisi ceset.
Normalde izledigim karakterlerin makyajlariyla pek ilgilenmem ama makyajlar berbat. Esas kiz agliyor yuzunde akan yaslar yuzunde ki pudrayi asindirip dereler olusturdu.
Aras bulut un yuzun de nekadar pudra kullanmislarsa, boynu ile arada 10 ton fark var. Yanaklar zaten heidi den bir farki yok. Babanin yuzune de 2 kilo dan fazla pudra kullanildigini dusunuyorum bir tane kirisiklik yok masallah.
Ilk bolum oylemiydi bilmiyorum ama bu ikinci bolumde makyöz ise gelirken 5 yasindaki kiziyla gelmis.
dizinin ilk bölümünü izleyince beni mest etmiş dizidir. galiba 7 yıl sonra nihayet ezel başarısında, ezel tarzında bir dizi görebileceğiz. senaryo the departed filminden esinlenmiş sanırsam. ilk bölümü bana ezel'i anımsatmaya yetti. flashbackler, flashforwardlar, köstebekler, oyun içinde oyun kurmalar. özellikle kebapçı celal'in ömer denen denyoya "benden öğrenecek çok şeyin var yeğen" lafıyla tuncel kurtiz'e selam çakmış olması da ayrıca gözüme çarpmadı değil. hadi bakalım, neden olmasın?
tutması halinde atv ya da star'ın alacağı dizi. rez alın.
Türkiye de böyle diziler görmek sevindirici. Kadrosu da çok sağlam Çetin Tekindor zaten bir usta ve ayrıca Rıza Kayaalp'de var. Hikayesi de şu 2 bölümde kötü değil. Akıcı bir aksiyon dizisi. Tebrikler
aynı akademiden mezun 2 kardeşin hiç daha önce konuşmamaları,birbirlerinin hikayelerini bilmemeleri,arkadaş olmamaları hatta hiç tanımamaları dizinin en kof olaylarından biridir.
ikincinci büyük kofta ; madem komiser ve sarp bu işi birlikte tezgayladı ilk bölümdeki bir birleri ile yaşanan dialogun sebebi neydi? havanız kime ? kendi kendinize plan yapıyorsunuz da seyirciye niye tiyatro oynatıyorsunuz lan:?
2.bölümde anladık ki Kebapçı Celal Karabaş karakteri oldukça kötü bir karaktermiş. polis vuran, çocuk kaçıran bir mafya babası. fakat benim kendi düşüncem Celal karakterinin bu denli kötü olmaması gerekirdi. Alemin kralı olsun, kötüye cezasını versin. Ama haklının da yanında olsun isterdim. Özünde iyi birisi olsun. Böylece, diziyi iki haklı koldan izleme fırsatı bulmuş olurduk diye düşünüyorum. iki tarafta kendine göre çok haklı sebeplerle karşı karşıya olsunlar. Karakter kötü, ama sebepleri olsun isterdim. Onu bu kötülüğe iten bir unsur. Aslında tam manasıyla bir Ramiz Dayı performansı bekledim.
Aynı şekilde Rıza Kocaoğlu'nun oynadığı Davut karakterinde de Temmuz'u aradım ne yalan söyliyim. Ama daha cıvık bir karakter, daha herkes gibisinden bir karakterle karşımıza çıktı.
Diziyi çok Ezelleştirmeye çalıştığımın farkındayım.. Alışana kadar bu böyle olacak sanırım. 2. bölümde geçen şu diyalog da güldürdü:
-Birinin polis olduğunu nasıl anlarsın biliyor musun?
+Nasıl?
-Basit, polisliğinden şüphe ettiğin adama sorarsın; sen polis misin?.. Polisim derse, sık kafasına. Ki zaten demez hahahaha. Hayır, polis değilim derse de, inkâr ediyordur. Yine sık kafasına.
+Peki ya hiçbir şey söylemezse?
-Bak bunu hiç düşünmedim... ama sen yine de sık kafasına.
Okulun başlaması ve ergenlerin tatilden dönmesiyle gece izlemelerine sunulmuş mevsimlik işçilerin oynadığı evcilik dizisidir . Yine ülkede fakir yok , yine herkes zengin . Yine derdin ağırlığı 250 gr .
daha ilk bölümünde sözlüktekileri birbirine düşürmeyi başarmış dizi. sözlük içi olay ile başlayayım entrye;
Öncelikle sen onu sevdin ben bunu sevdim o onu dedi bu şunu yaptı bu ney la??? bi durun bi dizi bir kaç bölüm gitsin kavganızı ondan sonra edin. biri çıkıp demiş ki mozart dinleyen sanatsal film izleyen kesim, biri de demiş ki cahil, çomar. yönetmenden dolayı bide işin içine ezelde kaçmış. vuhuuu cümbüşe gel. sanırsın biri dizi ekibinden biri de rakip diziden. sonra buraya gelmişler kapışıyorlar bir sakin gençler...
diziye dönersek;
sarp ile yusuf müdür'ün arasında kebapçı celal konuşması için giydirenler olmuş. fark ettiyseniz konuşmanın tamamı verilmedi sarp'ın akademiden atılma sahnesi tam olarak verilmedi. eleştirmeden önce biraz daha sabır der ve bu konuda susarım.
ikinci olarak sarp'a görevin verilmesi konusunda yine niye yalnız vs vs gibi yorumlar olmuş. şimdi burada işe şu açıdan bakalım. kebapçı celal akademide polis yetiştirip yusuf müdür'ün koynuna atıveriyorsa orada demek ki üçüncü bir kişi olsa bunu kebapçı celal'e çalışıp çalışmadığını bilmek zor olduğu için bence üçüncü kişi koymamışlar ki mantıklı bana göre. poyraz karayel izleyen biri olarak (tabi ikinci sezon boka sardı bu sezon hiç izlenmez efsane birinci sezondu) poyraz'ın yaşadıklarını gördük. gizli operasyona gönderiyorum oğlunu alcam senin koçum hadi göreyim seni bakalım diyip çakma bir savcılık belgesi ile poyraz'ı saldılar mafyanın içine, demek ki neymiş bu işlerde 3. adam olması sakatmış.
üçüncü olarak ilk bölümden her şeyin ayan beyan ortaya dökülmesine gelince, poyraz karayel'in bana göre tutulmasının sebebi ilk sezonda olayları sulandırmadan bokunu çıkarmadan sonuçlandırabilmeleriydi. ama orada bile noldu bir çakma adil topal çıktı onunda gerçek adil topal'ı gördük. yani adamlar ilk bölümden bizim önümüze bakın bu sarp'ın kardeşi aslında mert diyorlarsa bunun ilerisinde daha büyük bir olay örgüsü vardır. diziye bir 3-4 bölüm daha zaman tanıyıp ondan sonra senaryo hakkında eleştiri yapmak bence daha mantıklı olur. öncelikle bir bekleyelim bakalım sarp mert'i elinden kaçırmasını nasıl açıklayacaklar. bu derece cevval, atik, gözü kara olarak ortaya sundukları sarp'ı bu kadar basit bir işi beceremeyen birisi konumuna düşürecekler mi? ki kebapçı celal sarp'ın mert'i öldüremediğini duyunca derin bir oohh çekecektir. senaryo konusunda az daha bekleyip görme taraftarıyım.
son olarak ise sözlüğümüzde dönen o uyarlama diye sürekli diziyi eleştirenlere bir sorum olacak,
şimdi Game of thrones kitaptan uyarlanmıyor mu?
Marco polo, anılarından yazdıklarından uyarlanmıyor mu?
vikings, tarihi bilgiler belgeler yazılan romanlar ve kitaplardan uyarlanmıyor mu?
çekilen bir çok dizi, bir çok film zaten hep kendinden daha önce yapılan işlerden ilham alıp yapılmıyor mu?
ulan bilim denen şey bile her zaman var olan şeyin üzerine bir şeyler ekleyerek yenisini ortaya çıkarma yada var olanı geliştirme ile yapılır. siz kalkıp diyorsunuz ki aaa uyarladı bi bok olmaz bu diziden. hayır ne bekliyorsunuz? ülke: Türkiye, dizi süresi: iki buçuk saat, cast: ülke çapında iyi, efektler: ülke düzeyine göre iyi. eee daha nolsun? napsın adamlar yani?
ülkemiz senaristlerinden ne kadar üst düzey işler bekleniyor merak ediyorum. sanırsın türkiye'de çekilen dizilerin hepsinin person of interestgibi senaristi var çok büyük hata yapmışlarda o yüzden giydiriliyor... neyse...
dizinin sonundaki o karakterlerin karikatürize edilmesi kısmı çok güzel olmuş özellikle rıza kocağolu, the walking dead kadrosundan alıp buraya getirmişler gibi...
uzun zamandır bi dizi hakkında bu kadar uzun yazmamıştım özlemişim. *
belki kusarım diye izlemekten çekindiğim dizi- yok ondan uyarlanmış bundan şeyetmişler- bunu copy- paste etmişler umrumda değilde- kusmayım ya evet evet kusmayalım.
4 yıldır neredeyse hiç yerli dizi izlemem.
Geçen gün bu dizinin ilk bölümüne denk geldim, hoşuma gitti.
Ardından ikinciyi de izledim, sardı baya.
Velhasıl sağlam bi diziye benziyor.
Bence ilerleyen bölümlerde, Sarp olayları farklı açıdan görmeye başlayacak ve gerçekten de Celal Baba'nın adamı olacak.
Bi ara bana hızlı ve ofkeli hatırlattı tokyo yarışı arabanın altından çıkıyor karşısında celal baba var felan . Izlenebilir bir dizi ve köstebek filmindende esinlenildi diye birşey okumuştum emin olmamakla beraber senaryolar aynı .
