Türkiye için tehlikesi ve olma olasılığı olan durumdur.
Anadolu tarihi isyanlar,kuruluşlar ve yıkılışlarla doludur.iç savaşlara alışkın bir topluluk barındırmakta Anadolu.Fakat yaklaşan iç savaş tehlikesi dış savaş ihtimali ile bütünleşmekte olup kartopu oluşturmaktadır.Çığırtkanları olduğu kadar karşıtlarıda mevcuttur.Her zaman olduğu gibi tarafları net olarak görebilmek için para trafiklerini mercek altına almak lazımdır.En azından ip ucu verir.Kürtlerin durumuda farklı bölge ve devletleride içerdiği için sadece iç savaş tehlikesi durumuyla açıklanamaz.Bop (Büyük Ortadoğu Projesi)vb.şeylerde buna eklemlenebilir.Böylece ortaya farklı bir tablo çıkar.Ben bilmem iç yada dış,savaşlar can yakar,can alır.En çokda kadın ve çocuklar zarar görür.içini dışınıda engellemek lazım gelen bir durumdur.
#2756952 nolu entryde belirttiğim gibi adım adım gidilen savaştır.
ancak bugün itibariyle taraflar daha da keskinleşmiş durumda.
Bir yanda ulusalcı çeteler, diğer yanda fethullahçı kadrolar.
Türk ülkesinde yaratılmak istenen kaosa çok fazla bir zaman kalmadı.
Bu ülkeyi tehdit eden en büyük terör unsuru kardeş kavgasıdır. Kardeş kavgasının hiçbir ülkeye faydası olmamıştır.
Ulusalcı çeteler, cia adlı abilerinden aldıkları feyze dayanarak laiklik elden gidiyor, atatürkçülük yok oluyor nidalarıyla planladıkları darbenin deşifre olmasından sonra teker teker etkisizleştirilmeye başlandılar. Bunların asıl amacı yıllardır hakim oldukları bürokrasinin, tabanından aldığı güçle iktidar koltuğunu ele geçiren gülen cemaati karşısında yenilmemesidir.
Gülen cemaati de, yine aynı faktörün desteklemesiyle kendi otoritesini kurabilmek adına kıyasıya bir mücadele içindedir. Görünen durum itibariyle, devletin hemen hemen tüm kurumlarında kadrolaşan gülen cemaati maçı bir sıfır önde götürüyor.
Bir tarafta ulusalcı çete, diğer tarafta cemaat.
ikisi de aynı kaynaktan beslenmekte.
Peki bu kaynak neden birbirine zıt bu iki grubu birden destekliyor?
Cevabı gayet basit... Ülkede kargaşa çıkarabilecek tek unsur laik-dinci çatışmasıdır.
Ve önümüzdeki dönem içerisinde ortadoğu'da yapılacak operasyonlar için güçsüz, kendi içinde karışık ve dışarıya bağımlı bir türkiye'ye ihtiyaç var.
Mahallenin iki kötü çocuğu kendi aralarında kıyasıya kavga ederlerken, başka bir mahalleden daha da kötü bir çocuk gelip ikisini birden safdışı ederse, işte o zaman mum yakar seyrine bakarız.
lakin taraf sayısı fazla olduğundan tarafların birbirleri ile müttefiklik kurarak mücadele edeceği savaştır.
şöyle ki;
ülkücüler ulusalcılarla müttefik olup kürtlere saldıracak, bunun üzerine kürtler islamcılarla müttefik olacak, aleviler de ulusalcı cenaha geçmek suretiyle bu oluşumun eli güçlenecek.
akabinde ulusalcıların içinden ayrılan tatlı su solcuları aleviler ile ittifak yapacak ve ülkücü- ulusalcı ittifaka karşı duracaktır.
aman ne diyorum ben ya.
neticede kardeş kardeşi katledecek işte. zamanında böyle olmadı mı?...
türkiye dahilinde yakında başlama ihtimali olan savaş lakin taraflardan biris yıllarca işkenceye dayanmış, her türlü baskıya karşı direnmiş bir taraf diğer taraf ise geçmişte ilk fırsatta dış destekçilerine sarılmış bir taraf.
yakında türkiye'de patlak vermesi yüksek ihtimal olan kötü hadise.
Pkk'nın sonu getirildi, kürt sorunu da bir şekilde ince ayarla aşılacak.
Lakin terörden çok daha büyük bir tehlike kapımızda bekliyor. Laik müslüman çatışması.
Gelinen nokta gösteriyor ki, mevcut durumda zaten silahsız bir iç savaş var.
Ülke üç kutba ayrılmış durumda :
1- inançları gereği gördükleri türbanı savunanlar ve ülkedeki yaşamın bu şekilde sürmesini isteyenler.
2- islami yaşam tarzını kesinlikle benimsemeyen, daha çok seküler çizgide fikir sistemine sahip ve laik olarak adlandırılan kesim.
3- Her ikisine de karışmaktan çekinen, türban özgürlüğünden yana ama batıdan da kopmaya niyeti olmayan tarafsız görünümlü grup.
ilk iki maddede bahis konusu olan kesim cephenin iki tarafı. Üçüncü maddede anılan tarafsız görünümlü kesim ise, hatlar kesin olarak belirginleştiğinde muhtemelen kendi arasında ikiye ayrılıp her bir kutba dahil olacak. Kaldı ki üçüncü grubun içinde, islami yaşam tarzını kişi hürriyeti olarak gören, ancak gerçekte bu kesimden hiç mi hiç hazetmeyen ama sesini çıkarmayanların sayısı da azımsanmayacak miktarda.
Dinci kadroların devlet kurumları içerisinde giderek güçlenmeleri ve sayılarının da bu doğrultuda artması ortamı daha da gerecek gibi gözüküyor. Şimdilik yarım ağızla söylenen "beğenmeyen gitsin" tarzı söylevler, yakın bir zamanda yerini fiili uygulamalara bırakacak.
Türkiye'yi karanlık günler bekliyor. Bu kesinlikle karamsarlık değil. Bu gerçeğin ta kendisi. Güneşin doğuşu ve batışı kadar gerçek.
Benim her zaman merak ettiğim asıl konu şudur, nasıl böleceğiz?
türkiyede doğacak bir iç savaş türkiyenin bekası için tehdit dahi değildir.
uzun vadede terörle iç içe yaşmaktan başka bir sonuçta getirmez.
tek taraflı kyım olmaktan öteye geçmeyecek bir olay olur.
bunu isteyen varsa tsk ile nerede nasıl mücadele ediceğini küçük kafalarında bir 5000 yıl daha hesaplamaları gerekir.
yavaş yavaş sürüklendiğimiz savaş. insanların arasında geri dönülemiyecek nefret tohumları ekildi, dışardan tetikliyenler ve içerden ihanet eden hainler sayesinde, dışardakiler amacına ulaşmış olurda sabrı taşan Türk milleti plağı tersine çevirirse içerdeki hainler nereye kaçıcaklar merak etmekdeyim. ondan sonra her fırsatda arkasına sığındığınız halkların kardeşliği, insan hakları bahaneleri sizi kurtarırmı bilmem.
iç savaş budur...ve türkiye 'de, sayısı milyonlarla ölçülen gerizekalılar ve "bilgin" görünümlü cahiller olduğu ve yıkılmadığımız sürece bu savaş kainata kadar sürecektir..
belli dönemlerde insanın halet-i ruhiyesinde meydana gelen değişiklikler neticesinde görülen büyük savaştır. insan eğer temel yapıtaşıysa onun iç savaşı dünyanın iç savaşıdır da denebilir.
aynı ülkede yaşayan iki ya da daha fazla grubun birbirleri ile silahlı çatışmaya girmesi durumudur.
ayrıca türkiye'de olmayan durumdur. türkiye'de ordu teröristlerle mücadele etmektedir. teröristlerin ülkemizle topyekün bir mücadeleye girecek gücü yoktur.