Millet o anırmanızı duymasın diye duştayken yapılmasını tercih ettigim olaydır. Sularla birlikte akıp gider gözyaşları, dertler.. (bkz: çok yönlü arınma)
içi öyle bir rahatlatır ki özellikle ''şurama öküz oturdu yeminle'' dediğimiz zamanlarda o öküzü olduğu yerden kaldırır. canımız yanıyorsa hafifletir.
zaten; (bkz: ''insan acısını tazeyken yaşamalı'')
bir erkeğin başına geldiyse asla duyulmasını istemeyeceği şey. öyle bir hüzündür ki hıçkırmaktan nefes alıp vermekte zorlanıcak şekilde çok ama çok içten ağlarsınız. o erkeği öyle görmek sizi ondan soğutur o erkek kendini öyle görse erkekliğine söver. bu ağlamak diğerlerine benzemez ağlamaktan öte bir şey bunu herhalde ailenizden birini kaybettiğinizde yaşayabilrsiniz ancak* ya da yıllardır beraber olduğunuz sevdiğinizi kaybettiğiniz anladığınız an... çaresizlik duygusu şiddeti gittikçe arttırır. evet bu erkeğe hiç yakışmaz gözyaşı dökmesi çok doğal bir şey olsa da hiç yakışmaz. ama asıl önemli olan şudur ister erkek ister kız olsun sevdiğin gitmesin diye ağlamamalı o gittiği için ağlamalı. sevmek başka bir şeydir o istemediği halde onun kölesi olmak kendini küçük düşürmek başka bir şey. sevdiğiniz ikiniz için her şeyi yapın ama onun size olan sevgisi bittiyse sadece gidin. en doğrusu onurlu bir şekilde gitmektir. sevene yakışan budur.
durduramaz insan kendini. yer, mekan, zaman önemini yitirir o an. sonrasında uyuşturucunun düşüşü gibi bir his kaplar ağlayan insanı. ağlama sonrası karar anıdır; en sağlam ve cesur kararlar o anda alınabilir.
kalbim o kadar kırık ki..ruhum dayak yemiş gibi, gözlerim hep hüzünlü..şu an en çok istediğim ve beni rahatlatacağını bildiğim tek şey yorganı kafama çekip hıçkıra hıçkıra ağlayabilmektir.
gerçekten değerse ağlarım. yoksa yok manitam terketti hıçkıra hıçkıra ağladım, yok acıklı film izledim hıçkıra hıçkıra ağladım falan filan... üzülürüm duygulanırım ama hıçkıra hıçkıra ağlamak? ıı-ıhh. en son anneannem ölüm döşeğine yattığında hıçkıra hıçkıra ağlamıştım.
7 yaşımdayken. 14 yıl önce.
evde yalnız değilseniz çok hoş olmıycak şey... keza konuşmaya haceti olmayan bünye bi de dert anlatmak zorunda kalıcaktır, nasihat dinlemek zorunda kalıcaktır ve bu daha da yorar insanı...