sebebi öfkeniz, üzüntünüz veya sevinciniz olsun sizi rahatlatır ve kendinize getirir. bittiğinde ardından gelen boşluk hissi, öbür boşluklar gibi çaresizlik ve hissizlik hissettirmez, aksine sizin ruhunuzu okşar ve nereden geldiğini bilmediğiniz bir huzura alıp götürür.
Daha dün üç yaşında çiçek gibi bir çocuk orospu çocuklarının ihmalkarlığı yüzünden lanet olası bir arabanın içinde saatlerce can vermeye çalıştı, ben sizin ceviz kabuğunu doldurmayan üç kuruşluk dertlerinize sıçayım...
nefes alamayacağınızı hissettiğiniz anda, fazlasıyla bir iç daralması, ve ardından vücudun rahat bırakılmasının peşinden gelen hıçkıra hıçkıra ağlama eylemi..fazlasıyla yaşadığım bir duygudur..düşmanımın başına gelmesin dediğim olaydır.
Kıyamamıştım, böyle ağlıyorsa pişmandır dedim, gözyaşlarından öptüm, sakinleştirmek istedim, affettim. Ancak bir insan 7sinde de 77sinde de aynıymış onu gördüm, bizi öyle ağlatanların umrunda olamadık. Ya karşımızdakiler usta oyuncular ya da gerçekten tüm duygular içi boş bir balon.
Aslında içimdekileri anlatmaya bayağı bir ihtiyacım var ama kimseye güvenemiyorum, duygusal mıyım bilmiyorum, kendi içimde belki ama dışarıya ağlayamıyorum, beceremiyorum yani; çünkü içimdekileri döktüğüm zaman içinde bana doğrultacak silahları, beni küçük görmeye çalışacak düşünceleri aramaya meylediyor insanlar. Yanlış şeyler yaptığımı düşündüğüm için böyle demiyorum, böyle diyorum çünkü içimizde yaşadıklarımızı, duygularımızı, hislerimizi bizi kırmak için kullanacak çok insan var. Ne yaşıyorsam içimde yaşıyorum, ne doğuyorsa içimde doğuyor, ne ölüyorsa onun mezarını da içimde kazıyorum. Bu da yanlış evet ama öyleyim işte, mesela çok konuşan birisi değilim çünkü insanları konuştuklarıyla tartmak için dinleme taraftarıyım. Dışarıdan dolu zannedilenlerin balon olduklarını anlamak için sadece ipi çözmek gerekiyor. Bugüne kadar kendimi açabileceğim çok kişi çıkmamıştır karşıma, yani seni iyisiyle kötüsüyle kabul edecek birisi, kötü olduğunda seni iyi edecek birisi. iyi olduğunda herkes iyi, her şey iyi. Vay ki az biraz kötü olasın, işler yolunda gitmesin; hemen başlıyor şikayetler.
Benim birisiyle 'bir' olmaya ihtiyacım var, ama öyle böyle değil. Hani nasıl ki sol ayak aksasa sağ ayak onu destekler, nasıl ki sağ el sol eli şikayet etmez işte öyle yekvücut olmam lazım birisiyle. Ama o birisi ?
çocukken, içimi çeke çeke daldığım uykuları aklıma getirir.
büyüyünce işler değişti tabi. daha kuvvetli ve dirayetli durmak gerekiyor çoğu zaman. birini kaybetmenin acısını hatırlatıyor.
böylesi daha iyi sanki. dünya yıkılmışta altında kalmışsın gibi deli eden bir sessizliktense; bağıra çağıra, içini çeke çeke ağlamak.
böyle bir şey olduğunda; ciddi bir durum , acıklı bir durum olduğu aşikar olan duygu patlamasıdir. çünkü hıçkıra hıçkıra ağlamanın, taklidi ve yapmacıklığı olmaz, hani olsa bile anında belli olur, ha numara yapıyor geç denir. ki bu da çok nadir görülür zaten.