yasanilabilecek guzel seyler hic bir zaman tukenmez. sadece imkanlar ve hayal gucuyle sinirlidir. Asagida bir kac ornek vardir:
- Sevgiliyle tatile cikmak gidilen yere gore beraber yeni sporlar ve tadlar denemek (or: katamaran, surf, windsurf, dalgiclik, para-surf, kayak, snowboard vs.)
- mavi tur
- konserler
- sessiz bir dag evinde 3-4 gun gecirmek
- cilginlar gibi partiden partiye kosmak
- yakin arkadaslarla bir araya gelip monopoli oynamak
- davetsiz olarak dugunlere girmek
vs. Daha yazacak cok sey var, sabir ve para yok...
eldeki imkanlari kisa vadede ama maksimum verimde ortaya koyup tuketmektir.
iyi midir kotu mudur diyerek tartismak yersiz, zira yasananlar eger bilancoda bir seylerin tuttugunu gosteriyosa kisiye iyi olur cogu zaman, hayat denilen b.ktan olusumun ne oldugunu kisa yoldan gormek cogu zaman insana dunyanin aslinda o kadarda onemsenmeyecek ve ugrunda derin hedeflere konu olmayacak bir yer olmadigini gorur.
diger yandan bir aci cekme sozkunusu olabilir, tabi hayat bir dongu icinde surekli olarak bir seyler sundugu icin yasanilacak daha cok sey vardir her zaman. ancak alinan haz azalir, uyumsuzluk yaratir insanda, tutkular yokolup yerini duygusuz ve acimasizca bakan gozler alir.
her hayal kurusta sonucun aslinda umuldugu kadar parlak olmadigini gormek hayal dunyasini baltalar.
ama yine de bir pismanlik yoksa kiside sorun degildir tum bunlar. kendime bakiyorum da mesela... hafifie alinmayacak sekilde hizli yasadim, halende yasiyorum sanirim. ama geriye bakinca cokta pisman degilim.
heyecanli bir hayati -en basa donsem,donebilsem-, monoton bir hayata tercih ederdim!
tüketmek üretmeyen insana mahsustur. üretebiliyorsan tüketmekten korkmana gerek olmaz.
ama hem iş, okul gibi kavramları bırakır, hem de nerde akşam orda sabah yaşıyorsan işte orda tüketirken belli bir süre sonra farkedersin ki tükenmişsin aslında.
evet ilk günden sevişmeye başlanıldığında gerçekliği %100 olan hede. o yüzden mümkün olduğunca sevişmeden sevgili olun. evlenince falan da sevişmeyin ki tüketmeyin bazı şeyleri.*
hayatı erken yaşta öğrenmenize umrunuzu yitirmenize sebep olur atalarımızın bir sözü de var hızlı koşan atın boku seyrek düşer.
geriye dönüp baktığınızda tükenmişlik nükseder önünüze baktığınızda birine inanmaya kalktığınız da hatıralar dersler engel olur.
ıssız adam olursunuz.evde kalan olursunuz yaşamadan bilirsiniz çünkü önünüzden pek çok örneği gelip geçmiştir.
farkın ve özelliğin olmadığını farketmişinizdir 80 yılla deneyimlemeniz gerekenleri 10 yıla 20 yıla sığdırmışınızdır.
geriye kalan zamana da bok yemek düşmüştür. bitse de gitsek diye bakarsınız.
umutlarınızı inançlarınızı gerçekçiliğe feda etmişinizdir artık birileri gider gülersiniz birileri gelir gülersiniz isyan bile etmek gereksizdir