iyi güzel başlayan bir işin sonucunun kötü bitebileceğini hatırlatan atasözüdür. örnek verecek olursak, lige fırtına gibi giren x takımının sonradan ardarda yenilgiler alarak ligi orta sıralarda bitirmesi. anlayamadığım nokta ise bokun seyrek düşmesinin istenmeyen bir olgu olarak atasözünde yer bulmasıdır. hızlı koşan at lige iyi başlayan x takımı iken, yenilgiler alarak ligi orta sıralarda tamamlaması bokun seyrek düşmesine tekabül etmektedir ki burdan da anladığımız gibi bokun seyrek düşmesi iyi bişiy değildir. iyi ama neden?
bu konuda uzun süredir kafa yoruyorum. en son vardığım noktada tahminim odur ki vakti zamanında sırf bu atların boklarını temizlemekle görevli çalışanlar vardı ve bu çalışanlar atların peşlerinden giderek pisliklerini temizlemekteydiler. atlar dururken ve hatta yavaş giderken pek sıkıntı olmuyordu. hepsi bir kerede temizlenebiliyordu. ancak hızlı koşan atlarda boklar 10-15 metre ara ile düştüğünden sebep oldukça yorucu bir temizlik oluyordu. sırf bu yüzden bokların seyrek düşmesi olumsuz bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
en sevdiğim atasözüdür. düşünsenize bu atasözünün oluşumunu. 2 tane atamız tarlada oturmuş sigara sarıyolar falan, sonra yanlarından yavaşca bir at geçiyor. hemde sıça ondan 5 dk sonra da hıphızlı bir at geçiyor oda sıça sıça. farkediyorlarki hızlı gidenin boku daha seyrek ve şu kanıya varıyorlar..
'biz bunu genç nesillerimize mutlaka iletmeliyiz'
mesele atın hızlı gidip varması gereken yere bir an önce ulaşmasıysa(ki atların birincil görevi budur) iplenmemesi gereken sözdür. yok eğer her geçenin bokuyla ilgileniyorsan(ki yurdum insanının birincil görevi budur) bu söz, önemli bir atasözü olarak tarihte yerini alır. almıştır da.
an itibariyle oynanan uruguay-kosta rika maçında görülebilecek attır bu. kosta rika bastırıyor anca pilleri biter çok kısa sürede. sonra da zaten uruguay ne atarsa artık.