yolu kapatacak şekilde yavaş yürürsün, hızlı yürümesi gereken kişinin zamanını çalarsın; işten kaytarır, sana iş karşılığında ücret ödeyen kişiden çalarsın; ücret karşılığında çalışan kişiye hak ettiği ücreti vermez, o kişinin emeğini çalarsın; yolda yürürken birine küçümser gözle bakar, onun saadetini çalarsın; hak etmediğin mevkide(özellikle ülke yönetiminde) kalmaya ısrar edersin, milyonlarca insanın nezdinde milyarların umudunu çalarsın...
insansın, çalarsın. ancak ne kadar az çalmaya çalışırsan, o kadar saadete yakınlaşırsın.
çalmayın arkadaşlar. çalmamanın yolu duyarlı olmaktan geçer. duyarlı olmak için gerçekten çok okumak ve allaha sıkı bir imanla bağlı olmak zorundasınız. yoksa kendinizden çalarsınız.
Evim zemin katta olduğu ve bir kaç defa gece arka bahçemde adam yakaladığım (hepsinde perdeyi açıp LAN diyince kaçtılar. "Soyulur mu ki acaba?" sorusuna cevap arayan keşif ekibi olduklarını tahmin ediyoruz) için dışarı çıkarken evde biri yoksa laptop'u sırt çantasına atıyorum. Buraya kadar normal, kıllanmışım demek ki.
Ama bununla kalmıyor, masadaki boş yere de "yem" olarak eski laptop'u koyuyorum. Hırsız "hmmm gamepadler var, ses sistemi var, klavye-mause var, bilgisayar nerde?" diye evi dağıtmasın diye.
Tabii ki bu plan hırsızın teknolojiden pek anlamamasını temenni ediyor.
bilgisayara bakıp, "core2 duo işlemci la bu, i serisi bile değil. Bizi mi sikiyorsun? Aramaya devam" diye düşünecek hırsız yoktur heralde.