sevimsiz. itici. hitap ettigi birileri olmali ki, tv ekranlarinda, gazete koselerinde is buluyor kendine. siddetle merak etmekteyim sevenlerinin kimliklerini. mesela hakkinda iyi ve guzel seyler dusunen, onu seven bir 100 kisiyi gormeyi cok isterdim. hayir ortak noktalari, tipleri nasil onu merak ediyorum fena halde. tamam, luzumsuz bir merak ama icimdeki gicik olma duygusunun ver gazi, ver gazi seklinde korukledigi bir merak bu. hincal'in cazibesinin hastalikli nedenleri, mevzulu bir tez yazmak istiyorum onu medyada tutanlar, besleyenler ustune.
bazen çifte standartlı bazen de inanılmaz objektif yorumlar yaparak dinleyeni dumurdan dumura sürükleyen spor ve hayat yorumcusu.
bu adamı seviyor muyum sevmiyor muyum anlayamadım. bazen fanatizm kokusu geliyor söylediklerinden.örnek mi? Hıncal Uluç iki haftadır Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın bazı taraftar grupları ve sloganlarını diline dolamış. Kill For You isimli taraftar grubuna veriyor veriştiriyor, söylediklerinde bir ölçüde katılınabilecek noktalar var..Evet gerçekten de kulağa hoş gelmeyen bir isim Kill For You. Ancak allah aşkına adam öldürmeyi bırakın, Kfy'nin kaç tane büyük ölçüde taşkınlığı oldu?
Bir de bu sıralar siyah beyaz ölüm yaşam hikayesini diline dolamış, futbol ve kulüp temelli bir sloganda ölümün ne işi var diyor, bu slogandan rahatsız olmuş ve savcıları göreve çağırmış. Bence burada katılınabilecek bir nokta yok. Siyah beyaz ölüm yaşam, masum bir taraftar sloganı. Bir nevi ying yang gibi düşünülmüş, hayat beyazı, ölümse siyahı temsil ediyor ve insan ömrünün her sürecine atıf yapıyor. Bir beis yok.
Ancak Hıncal Uluç nedense Kfy ve siyah beyaz ölüm yaşam hikayesine takmışken, akıllara zarar bir şekilde Gs'nin "infaz Team" adı verilen taraftar grubunun adını bile ağzına almıyor. infaz ne demek allah aşkına? infaz kelimesi, iyiden, güzelden, sevgiden, adil oyundan, dürüstlükten yana kavramları mı çağrıştıyor sayın Uluç'un zihninde anlamak mümkün değil.
Bu kısım eleştiri kısmı.
Şimdi alkış kısmına gelelim.
-Küfür konusunda hassas ve kendisi gibi hassas olan insanların hakkını veriyor. Diyor ki Aziz Yıldırım'a fair play ödülü verilmeli.
-Dün 90 dakika'da diyor ki, Gs seyircisi her maçta takımını desteklemek yerine Fenerbahçe'ye küfrediyor, Gs seyircisi üzerindeki Fenerbahçe aşağılık kompleksinden kurtulmadıkça takımına destek olamaz.
Bu yansız yorumları ile de bu sıralar takdirimi kazandı kendisi. Doğru konuşunca kitabın orta yerini biliyor, yanlış ya da yanlı konuşunca da öfkeden gözleri dönüyor.
kesinlikle rol yapmayan gülüşü son derece doğal olan bir sevgi insanı. 90 dakikadaki kahkahalarıyla pazartesi akşamlarına keyif katar. haftanın 4-5 günü Ortaköy'de arkadaşı Ertekin'in cafesinde gorulur. her konuda soyleyecek bir lafı mutlaka vardır.
omuzundaki renkli kazaklari ne zamanlar giyiyor acaba? boynundaki fularin moda olmadigini soyleyebilecek kadar cesur hic yakin arkadasi yok, yazik. basin dunyasinin nazli ilicak ve birkac benzeriyle birlikte karanlik bir odada, onlerinde eski usul daktilo ile gunde milyon sayfa yazi yazdirilasicalar ki, ortalikta dolanamayasicalar. * gazeteci diye gecinen ici gazli, disi cazli, fulari puanli sig, hafif $ey.
akp ile en iyi mücadele edecek olan partinin mhp olduğunu söyleyerek, yazarak kararsızları mhp ye çağırmış ve bu anlamda öngörüsüzlük örneği yaratmış şahıstır, özür dilemelidir.
türkiye de adam kıtlığından mı yoksa çok ciddiye alındığından mı, her sanat eserinde bilirkişi olarak yorumları gösterilen şahsiyet. zevkler ve renkler tartışılabilir ama bu adamın imzası olan her şeyden itinayla uzak durmaya çalıştığım doğru.
bazen kendine aitmis gibi politik yazilar yazan ve kullandigi dil ile kendini ele veren yazar. biz kendisini daha leb demeden ne anlatacagini cozmus okurlar olarak mutlaka bir sergi sanat ve reklam agirlikli sporlu uslup kullandigini biliriz. arada bir trafikte yazar. kisilik bolunmesi gecirdigi anlarda bir cok isim kullanir.
az cok bir yil okuduktan sonra hincal in artik ne tur yazilar yazabilecegi hakkinda fikir sahibi olursunuz.genellikle isi ticarete doktugunde ballandirir kendisine beles tattirilan bir urun olsun.ama konuya oyle bir yerden girer oyle bir yerden cikar ki osmanli lagimci tunelcileri halt etmis yani. ornegin;
MHP'nin burunundan getirmesini diledigim ve bir zamanlar destek verdigim icin nasil yanildigimi nasil uzuldugumu dusunmek icin lizbon'a sevgili nese'nin yanina gittim. havaalaninda daha beni sarilip open nese nasil serpilmis nasil degismis bir o kadar taze kalmis ismi gibi. abi kardes muhabbet ederken bir yandanda matador fikralari anlatip bugun olen boga var mi? yok mu? diye sorup neseleniyorduk. radyoda cikan amalia rodrigues beni atletizm icin otuz yil once sevgili tugrul ile burda fado ruzgarlari esen gunlere goturdu. bir cafe lugano icin kisitli butce gunlerimizdi. Nese beni otelime brakirken giristeki sex shop dikkatimi cekti. Hani boylesi istanbul da olsa zaten haberdar ederler mutlaka bir seyler gonderirlerdi. (ertegun duymasin elinde ne varsa paket yapar gonderir simdi)
bir otel ve musterileri icin inanilmaz cesaret gosterilmis bir girisimcilik. Efendim otelde ayni anda oda anahtarlarimiz elimizde kapilarimizi acarken yasli bir bayan ile tanisma firsati buldum. kendisi italya'dan mussolini doneminde predappio sehrinden kocasi dinlarto tamburetti ile kacmis gelmis burada yasamislar. Kocasi albay dinlarto olunce bu otelde kalmis yillardir ve hic evlenmemis. tabi bu kadar detaya girmeden once tanisma vesilemiz elindeki sex shop paketi oldu, merak ettim sordum yeni mi acildi ondan mi satin aldiniz?
kadinin ismi klara. yillar ondan bir cok sey goturmus olabilir ama mihrap yerinde duruyor..
-hayir yeni acilmadi ama aldigim sey kisisel bir urun sunrise vibrotor!
bir an sasirdim tabi ama yanlizlik kolay degil. hemen asagi indim bir tane de ben aldim. dostlar ben boyle bir sey gormedim nasil mutluluk titresimleri sacan bir sey bu cesitli renklerde.nasil sik nasil guzel... odamda turkiye partiler secimler derken kaptirmisim kendimden gecmisim.
istanbul'a dondugumde ertegunu aradim. Megersem ayni urunlerden besiktas ta bulunabiliyormus , hatta ertegunden ogrenip bana bir katalog ve vibrator maskot anahtarlik gondermisler. hemen atladim gittim oraya iceri girer girmez bir yazi musteri velimiz memnuniyeti ise tacimizdir.
bu kadar dokunakli bu kadar oturakli bir isletme bravo ece bravo tahir opuyorum gozlerinizden. sectigim yeni dildolari da ucretsiz verdiler. telefon; 567 11 0
bu adamin yasi ilerledikce kisilik bolunmesinden ve buharlasmasindan kaynaklanan yasadigi belirsiz ama hayatini paylastigi isimler var . bazen yasadigi 48 saatini hic yanliz birakmayan bu erkekli-kadinli kitle, sanatsal izlenim altinda aktiviteyi eline ne verirsen yalayip yutan kivrak akici ile turkceye ceviren hincali reklam duvari yapmis. uzerine ne asarsan gidiyor. yazilarini zaten az cok girisinden hemen anliyoruz sonucta ne cikacagini. hic degismiyor.. ha olaki bir davet almadi ya da ilgi gostermediler * bok izi kalsin argumani devreye gecer.
hincal takintilari dedigi ahali kendi hakkinda bu tip yazilar yazan hatalarini yuzune vuran kitledir.
ama hincal in yediginde, ictiginde, gezdiginde gozumuz oldugunu sanmasin..o kadar cemis degiliz..
''kuzu dolmasini yedik bir de parmaklarimizi yedik''
farklı olmak adına; bir takım kötüyken o takımdan ''iyi şeyler'' gören, bir takım iyiyken o takımdan ''kötü şeyler'' gören insan. bir de ertekin ile çok güzel yemek yerler.
süreyya ayhan'ın, galatasaray'ın, türk milli takımı'nın, türk atletizmi'nin başarısı için "çalıştı". sonuç ortada. yazısına konu yaptığı her kişi, her takım ya göçtü, ya büyük kaos yaşıyor.
hiçbir zaman hiç başarıdan mutlu olmayan hep eleştiren sürekli çemkiren bir kişiliktir eleştirdiği kişileri savunduğuda olmuştur ama genellikle eleştirel kişiler işlerinden kovulduktan sonra.
''geçenlerde bir şarap içtim çok hesaplıydı 500 dolar!'' gibisinden sözler edecek kadar toplumdan uzak, köşe yazarı, futbol, atletizm, tenis, amerikan futbolu, vs. yorumcusu, güzellik yarışması jüri üyesi ve daha birçok saçmalık hakkında fikrini eksik etmeyen, insanların illallah ettiği adam.
sabah gazetesinde köşe yazarlığı yapar. ntv de spor programı yorumcululuğu yapan galatasaraylı olduğu bilinen insandır. bunun haricinde köşesinde sanata yer veren ve konuda hassas olan, zaman zaman da ülkemizde ki aksaklıklara değinen köşe yazarı.
genel bilgileri:
Doğum Tarihi / Yeri 01.11.1939 Kilis
Eğitim Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
G. Başlangıç Yılı 1957
G. Başlangıç Kurumu Yenigün (Ankara)
Çalıştığı Kurumlar Yenigün, Öncü, Yankı, Cumhuriyet, Gelişim Yayınları, Sabah
uzun yillar once lauren tsley den bir hikayeyi kitabinda ve kosesinde yayinlayarak zamane genclerinin agzina kendi yildizini bulmak deyimini yerlestirmis yazar, yasar ve mankensever....
herkesin iyi hoş dediğine ''rezalet!'' diyen, herkesin bu ne ya dediğine ''muhteşem!'' diyen, uçlarda olmayı seven, ne de olsa yarın yanıldıgımda kimse dönüp aa bak dün sen böle demiştin demeyeceğinin rahatlıgıyla çok iddialı iddialarda bulunanan ekseriyetle yanılan, türk basınının hıncal abisi, her konuda bir söyleyeceği olan, yoklugunda eksikliği hissedilmeyecek adam.