kesinlikle düşüncelerinde kalan bir muhafazakarlıktır. uluç günahkar bir köle gibi hissediyor olmalı. çünki sürekli aykırı hareketler yapıyor ama sonunda doğrusu budur diyebiliyor. yani yaptıklarını olması gerekenler olarak görmeden iradesine yenik düştüğü için yapıyor sadece. isyankar bir köle gibi hissediyor dur sanırım. efendisine isyan eden ama sonra gidip efendisinin ayaklarının dibinde secde ederek sana isyan ettim ama efendi sensin diyen biri gibi hıncal uluç.
defne joy foster hakkıdnaki yazısı da her ne kadar mezhebi geniş bir insan gibi görünse de uluç un düşünsel sistematiğini ortaya koyuyor. uluç anadolu kültürünün etkisinde kalmış ama onu yaşayacak iradeyi çoğu zaman gösterememiş bir yazar gibi duruyor şu haliyle.
ve defne joy foster ın adını yıllardır ağzına almadığı halde ona yazılar yazanlara diyor ki apaçık; ''samimi değilsiniz, ölen herkesi azize ilan etmekten vazgeçin. onun da günahları vardı ve doğruları konuşmak gerekir.''