şimdi şunları bu başlığa binaen soru konusu yapalım.
türkiye bir hukuk devleti midir?
tatlıses, defne´nin aksine "bir dış etkiye" maruz kalmış mıdır, yani vurulmuş mudur?...yoksa beyin kanaması mı geçirmiştir?
tatlıses, çocuk sahibiyken bir yakışıklı adamın evindeyken mi bu vukuata maruz kalmıştır? yoksa bu olay sokak ortasında mı cereyan etmiştir?
tatlıses´in o olaydaki konumu "yaptıklarının hesabını vermek" midir? yoksa o işin arkasında pkk falan da olabilir mi? ...bunu bilmiyoruz.
bu durumda hıncal uluç neden "su testisi su yolunda kırılır" diye yazı yazsın ki?...yazamaz, yazmaz. bu iki olayın gelişimi etkileri birbirlerinden çok farklı. birisinde adam sağlamken 11 kurşunla gayet hukuksuz bir şekilde vuruluyor´, diğerinde bir kadın "is üstündeyken" beyin kanaması geçiriyor...yanılıyor muyum?..birinin öbürüyle ne benzerliği var ki, aynı türden yazı bekleniyor hıncal uluç´tan?...yani bazıları da "takkeyi önlerine koyup birazcık düşünseler" hiç de kötü olmayacak sanki... kurulan bağlantıların aslı astarı yok.
ekleme: hukuk devletlerinde insanlar şurada veya burada doğal bir şekilde "beyin kanaması" geçirebilirler. ama sokakta adam vurmak hukuksuzluktur. bu kadar basit.
birisi "iş üstünde" olduğu için beyin kanaması geçirmemiştir öteki de geçmişinde silahlarla, vurmalarla ve vurulmalarla da bilinen birisidir. gayet mantıklı bağlantıdır aslında. faillere ve nedenlere göre çok daha mantıklı olabilir.
soğuk bir istanbul gecesinde ilk defa radyodan duymuştum onun sesini, diye başlar. sonrası yalakalık kabiliyetine göre değişir. efsaneler ölmez sadece şekil değiştirir sözüyle altın vuruşu yapıp yazısını sonlar sanırım.