"kızı yaşındaki manken bozuntuları ile ortalıkta boy göstermek" konusundaki fikrini de merak ettiğim martı gülüşlü amca'nın ölmüş birinin ardından saçmaladığı yazısı.
ne kadar üzülerek de olsa "abi adam haklı ya" dediğim köşe yazısıdır. kimsenin düşünmediği d.joy'un eşinin durumunu göz önüne koyan yazıdır aynı zamanda. ve hıncal uluç'la aynı fikirde olmak inanın acı verici.
peşinen edit: arkadaşlar empati yapın. d. joy'a saygım var inanın. kendi hayatıdır beni ilgilendirmez bir yerde ki öldüğünde üzülmüştüm gerçekten. ama eşini ve çocuğunu bu durumda bırakması gerçekten tiksindirici. ortalardayım.
edit2: bu yazdıklarım k. altan'ın ifadesi doğrultusunda yazılmıştır.
birçoğunun aksine gayet mantıklı bulduğum yazıdır. evet ölen biri vardır ve allah rahmet eylesin, şu an bunları konuşmanın yanlışlığı dışında içerik olarak doğru olan yazıdır. şu an kocası neler düşünüyordur acaba? sonuçta gerçekten evde çocuğunu ve kocasını bırakıp, gecenin bilmem kaçında alkollü bir halde bir başkasının evine gitmiştir. üstelik o başkası da aramızda duygusal bir yakınlaşma oldu demektedir. yani bunun ne modernlikle ne başka şeyle ilgisi vardır. hanginiz evlenince böyle bir eşiniz olmasını ister? tabiki onun dışında tekrar tekrar söylüyorum allah rahmet eylesin ama kötü bir şekilde gittiği gerçeğini de malesef değiştirmemektedir.
yani özetle yazı içerik olarak doğru ama zamanlama olarak kesinlikle yanlıştır. önce üzerinden en azından bir zaman geçmesi beklenmeli, adli tıp raporu görülmeli, yeni ölene saygı gösterilmeli sonra bunlar yazılmalıdır. tabiki hıncal uluç çok mu farklıdır diyenleriniz olacaktı belki değildir ancak şu an sözkonusu olan o değildir.
senin testin nerede kırılır allah bilir sayın uluç. ne zamandan beri bu kadar iğrençleştik toplum olarak. ortada gencecik bir kadının ne şekilde olursa olsun ölümü var. sana ne ne şekilde öldüyse kime ne. ahlak dersi verirken önce kendinize bakınız.
efenim işin içine, insanın kendi yanından, tarafından, bilmem neresinden birilerinin adı karıştı mı. kendi yaptıklarını unutur ve kendini savunma hakkı olmayan bir insanı kötüler anca. böyle birinin söylediklerini dikkate almamak lazım gelir. ağzı olanın konuştuğu gibi, eli olan, okuma yazmayı bilen de yazdığını sanıyor işte.
olaya farklı bir bakıştan değerlendiren, kimsenin inkar edemeyeceği yazıdır.
o adam hakkında kimse bahsetmedi, kimse.
sadece bir ölümü magazin haberi haline getirip üzerinden prim kazandılar, hatta geniş geniş tartıştılar.
sevmem hıncal uluç'u pek ama bu sefer haklı.
enterasan bir yazı tabii...en enterasanı da 18 aylık çocuğun büyüyüp "baba bana annemi anlat" sorusu, konusu...o tabii, çok capraşık bir soru. o çocuğun babası " senin anan, gece saat 4´te bekar bir adamın evine duygusal yakınlaşma yaşamaya gitti ve orada öldü" dese, o lafın çocukta açacağı yaranın travması büyük olur...demese, o da olmaz.
etik olarak defne joy un yaptığı iş, onun şahsen yaptığının dışında, kendi çocuğuna yaptığı kötülük, o çocuğun ileriki yaşlarında yaşayacakları gözönüne alınırsa hiç affedilir bi durumda değildir. ben şahsen o olayın ardında yaratacağı girdapları da gözönüne alarak hıncal uluç´a hak veriyorum.
ölünün arkasından kötü konuşulmaz düsturuyla bakıldığında insanları rahatsız eden, ancak olayın gözardı edilen, konuşulmak istenmeyen yönünü dile getirdiği için eleştiri yağmuruna tutulan köşe yazısıdır.
kim eşinin bu şekilde öldüğünü duymak ister? elimizi vicdanımıza koyarak cevaplayalım bu soruyu.
çoğu sözlük yazarının defne joy foster özel hayatı ve özgürlüğü ile durumu düşünüp yazılanların ve yapılan yorumların iğrençlik ve ahlaksızlığını ön plana attığı duruma, farklı bir bakış açısı taşıyan yazıdır.
Allah rahmet eğlesin, mekanı cennet olsun dileklerimizi belirttikten sonra şu olaylar olsa idi, defne joy foster vefat etmemiş, aksine bahsi geçen şahısın evine gitmiş, birlikte olmuş ve bu olay bir şekilde ispatlanıp gündeme gelseydi,
2 yaşında çocuğu olan ve evli birisi hakkında bu durum ortaya çıktıktan sonra ne gibi yorumlar yapardınız ?
not : hıncal uluç yazısında ki iğrenç betimlemeleri kesinlikle tasvif etmiyorum, mide bulandırı bir yazı olmuş. bu şekilde topluma aktarmaması gerekirdi.
sonuna kadar haklıdır hıncal uluç. olaya birden çok açı ile bakmak gerekir. 32 yaşında ölmüş birine tabii ki herkes üzülür ama diğer tarafa bakıldığında ileride çocuğu annesini nasıl hatırlayacak? annem nasıl öldü dediğinde ne cevap verilecek? bunları da sorgulamak lazım, ölüm nedeninin sorgulandığı gibi...