kendisi, züccaciyeci tarzı dükkanında, her haftasonu ortaköyde sabah saatlerinde oturup arkadaşları ile sohbet ediyor, arkasından atıp tutmak kolay, gidin bir de suratına söyleyin aynılarını linçsever yazarlar.
edit: ancak eksilersiniz amk. klavye delikanlıları sizi, hadi gidin aynısını adamın suratına söyleyin o yazdıklarınızı, klavye delikanlısı olmak kolay mınısikyiim bu ülkede.
edit2:yazmayı unutmuşum, h. uluç'un yazdığı yazıyı tasvip etmiyorum, fakat böylede arkasından sövülmez bir adamın. sonuç olarak o adam gazete de yazar, sen sözlükte yazarsın. olay bu kadar basit.
hıncal uluç'un genç bir kadının tam olarak nasıl öldüğü, neden öldüğü bilinmeden, o yazısının merhume kişinin ailesini yaralayacağını düşünmeden yazmış olduğu yazısını kınayan kişilerdir.
hıncal uluç haksızdır ya da haklıdır ama "su testisi su yolunda kırılır" , "böyle bir kişiye saygı duymamı kimse beklemesin" gibi cümleler kullanması son derece ayıptır.
--spoiler--
hıncal uluç cesur adamdır. tepki göreceğini bile bile doğru veya yanlış görüşü neyse açıkça belirtmiştir.
--spoiler--
pardon ama sormadan edemeyeceğim. bir köşe yazarının görevi de tam olarak zaten olayları değerlendirip köşesinde yazmak değil midir? ozaman neden bu adamı kahraman ilan etmemiz gerekiyor? yapması gereken şeyi yapıyor abartılacak bir mevzu değildir.
ayrıca hıncal uluç'u takip edenler bilir. bu köşe yazarımız olayları sıcağı sıcağına yazmaz. mutlaka önce bir nabız tutar, hem halkın hem de diğer yazarların tepkisine bakar sonra yazar. bu hep böyle olmuştur.
