Üzüntünün, kederin zarif ve asil olanı. Bir annenin oğlunu askere gönderirken hissettikleri gibi, kızı gelin olan bir babanın duyguları gibi, sevgili hatırlandığında yüzde geniş gülümseme oluşturan duygular gibi. Umuttur hüzün aslında, hüzünlenmek umut etmektir.
Onsuz yapamam ki ben, onsuz duramam. bir şeyleri başarabilmek için hep çok daha fazla çaba harcamak zorunda kaldım. ardından sanki o çaba, koca bir bok yığınıymışçasına bir basitliğe kurban gitti.
"Hayır, nasıl olur, neden?" sorularına ne bir cevap bulabildim, ne de bir muhatap.
sabah işe gitmek zorunda olduğunu bilerek sıcak yatağını terketmektir. yastığa bir öpücük, yatağa son bir bakış. öyle ayrılmalı sabahları. çarşaftaki kıvrımları kazımalı beyine, akşama kalacağım yerden devam edeceğim diye sözler vererek ayrılmalı oradan.
nedensiz değildir.
bazen zamansız yakalar, bazen göstere göstere gelir. estirir yaprağını başında, savurur saçlarını oradan oraya.
bazılarına çok yakıştırılır. oysa yalandır, şairlere inanma!
peki bana ne oldu şimdi böyle? tanımlayıp geçecektim oysa..
şunu tavsiye edip gideyim bari. http://fizy.org/#s/16s26y
roman mahallerinin ara sokaklarındaki dünyanın en iyi müzisyenlerinin olduğu yerde yaşayan, insanı adı gibi hüzüne boğan bir ses santçısıdır. dinlerken insanı içmeden sarhoş eder hüzün. televizyonada çıkmıştır hatta albümü bile vardır ama o kadar da ünlü değildir. favori şarkıları geceler ve banamı sordundur.