evlilik dışı bir ilişki yaşayan şahıs. ama bir gariplik var, bu ilişkide toplumun en çok suçladığı evlilik yükümlülüğünü taşıyan hüsnü şenlendirici değil kötü kadın deniz seki. bir yandan evli bir adamla ilişkiye girdiği için suçlanan deniz seki, bir yandan kocasının yaptıklarını sindirdi diye suçlanan nazire hanım. ama olayın baş aktörü hüsnü bey yine dokunulmazlarda.
ulan hakkaten şükrediyorum şu ülkede erkek olduğum için. bir bok yesem elimin kiri deyip geçme özgürlüğüm var ne de olsa. bunu bana tekrar hatırlattığı için hüsnü bey'e ayrıca teşekkürler.
karaktersiz bir adam. dün karısına yol veren bugün seki'ye yol vermiş çok mu? şimdi karısına geri döner ve ayrılmaksızın aldatmalara devam eder. zaten kadının da aldatılmak umrunda değil, mühim olan tapusu.
o kadar iğrençler ki, nazire şenlendirici de, hüsnü şenlendirici de deniz seki de birbirinden beter. hepsi midemi bulandırıyor.
12 Temmuz 1976'da Bergama'da dünyaya gelen hüsnü şenlendirici'nin, müzikal anlamda başarılı bir ailenin ferdi olması nedeniyle başladığı müzikal yolculuğu iTÜ Devlet Konservatuvarı'nda devam eder. 1996 yılında funk topluluğu brooklyn funk essentials ile ortak bir albüm ve konser yapmak amacıyla türk müziğine özgü enstrümanlardan oluşan 13 kişilik bugünün ünlü laço tayfasını kurar. O zamandan bu zamana çeşitli ulusal ve uluslararası platformlarda kariyerini geliştiren şenlendirici, bugün dünyaca tanınmış bir klarnet virtüözüdür. laço tayfa ile "bergama gaydası", "hicaz dolap" albümlerini yapan hüsnü senlendirici'nin solo çıkardığı son albümü "hüsn-ü klarnet" tir.
güzel klarnet çaldığı şüphe götürmez. amma, derim ki, bu klarnet denen enstrüman yurdumda senelerdir çalınır durur, sulukule, kasımpaşa semtleri klarnet sesleriyle anılır. hatta sırf bu yüzden sevilmez oralar, kavgası gürültüsü çoktur diye, doğrudur da! bu eski alışkanlığı nasıl oldu da atabildik bir anda kenara? sesi kulaklara geldiğinde huzursuzluk çökerken bünyelere, nasıl oldu da sevebildik bu insanla? hastası olduk hatta!