deniz seki olmasaydı, olmayacak adamdır..
ciddi bir klarnet yeteneği vardır ancak deniz sekiyle olan birlikteliği bunun artık iplenmemesine neden olmuştur..
onun yediği halt yüzünden deniz seki hapse girdi...
azıcık da seki'nin dangalaklığı tabi...
ikiliden biri satıcı biri kullanıcıydı. deniz seki kadın olduğu için ve daha ünlü olmasından dolayı olayın büyümeyeceğini sandı suçu yüklendi. şenlendirici gırnatasına üflerken seki hapis yolcusu...
ne oldum dememeli, ne olacağım demeli...
çünkü "ne olacağım demeli" de bir tek "me" var daha kolay söyleniyor...
türkiye ülkesinde sanatçıların genelde özel hayatıyla ilgilenildiğinden dünya gezegeninde en saygın sanatçılarla verdiği konserler resitaller genelde umursanmaz. yaklaşık 10 yıldır kendisini dinler severim. kimle seviştiği kimden çocuk doğurttuğu umurumda değildir. ama çocuklarına sahip çıkması ve birine sanatını aktarması ilgim dahilindedir. günümüzde baba mesleğinden utanç duyan gençliğe inat kendi sanatını icra eden süper yetenekli bir erkek çocuğu vardır. enstrumantal müziği sevmemle doğru orantılıdır kendisiyle olan ilişkim. bir bestede söz olmasına gerek yoktur kanımca. şarkıyı dinlediğinizde sanatçının yazdığı sözler duygularınızı sınırlar sadece onun çektiği acıyla-onun verdiği coşkuyla sınırlanır duygularınız. enstrumantal müzikte ise müziğe siz yaşanmışlıklarınızla hayal dünyanızda sayfalarca söz yazarsınız ki anlamlı olanda budur.
cafer nazlıbaş ile yaptığı (bkz: feryad-ı kemane) albümünün hasret adlı düeti vokal anestezi niteliğindedir. usta dinleyicilerine tek nefeste üflediği 2:02-2:31 arası burada ne anlatılmak istenmiştir? sorusuna ucu açık yorumlara meyil vermiş, kafasının güzel olmadığını iddaa edenler ortamında birtakım tartışmalara sebep olmuştur. nitekim bir mustafa kandıralı, serkan çağrı değildir. *
türkiye ülkesinde sanatçıların genelde özel hayatıyla ilgilenildiğinden dünya gezegeninde en saygın sanatçılarla verdiği konserler resitaller genelde umursanmaz. yaklaşık 10 yıldır kendisini dinler severim. kimle seviştiği kimden çocuk doğurttuğu umurumda değildir. ama çocuklarına sahip çıkması ve birine sanatını aktarması ilgim dahilindedir. günümüzde baba mesleğinden utanç duyan gençliğe inat kendi sanatını icra eden süper yetenekli bir erkek çocuğu vardır. enstrumantal müziği sevmemle doğru orantılıdır kendisiyle olan ilişkim. bir bestede söz olmasına gerek yoktur kanımca. şarkıyı dinlediğinizde sanatçının yazdığı sözler duygularınızı sınırlar sadece onun çektiği acıyla-onun verdiği coşkuyla sınırlanır duygularınız. enstrumantal müzikte ise müziğe siz yaşanmışlıklarınızla hayal dünyanızda sayfalarca söz yazarsınız ki anlamlı olanda budur.
deniz seki'nin "iyisin tabi" şarkısını yazdığı klarnetçi. ben bile şarkıyı dinlerken böyle utanıp kafamı önüme falan eğiyorum acaba bu adam ne yapıyordur? insan kafayı yer lan, o kadar ağır lafları yedikten sonra.
yaş aldıkça yakışıklığı artan bir abimiz... sanatının ustasıdır.. son bir iki haftadır tv'de izleme fırsatım oldu. artık adından usta diye bahsedilecek bir noktada.