an itibariyle ntv kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan ve hükumet adına önemli, güzel açıklamalar yapan zattır. deniz baykal ve devlet bahçeli'ye kapak olacak cinsten öneriler ve cevaplar sunmaktadır.
okulu bitirdiği halde harç ve öğrenim kredilerini ödeyemeyen işsiz üniversite mezunlarını yetim hakkı yemekle suçlayan eski eğitim bakanı. kim neyi yiyorsa artık...
türkiye tarihinin en kötü milli eğitim bakanırdır..
Ecevit döneminden sonra öss sınavında sıfırcılar bunun 6(7) yılında 3 kat arttığı..
cemaatci dershane ve normal dershanesiz okul eğitimin işe yaramadığı
derhane şartının,son sınavlarla 5. sınıfta fix hale geldiği,maddelerden bir kaçıdır..
ayrıca milli eğitim bakanın,hukuki konuları konuştuğu ilk kişidir..
şimdi tvlerde,kravatsız,sade gömlekli halde,kürt sorununu konuşuyor..
1959'da VAn'ın Gürpınar ilçesinde doğdu. 1983'te istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu.
Aynı yıl 100. yıl üniversitesine asistan olarak girdi.
1988 - 1991 yılları arasında doktorası ile ilgili araştırmalar yapmak üzere ingiltere'de bulundu.
1991'de "Ali Suavi ve dönemi" konulu doktorasını tamamladı. 100. yıl üniversitesinde 1992'de yardımcı doçent, 1997'de doçent oldu.
1999 seçimlerinde DYP'den Van milletvekili olarak parlamentoya girdi.
2001'de DYP'den istifa ederek AK parti kurucuları arasında yer aldı.
3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti'den Van Milletvekili olarak yeniden milletvekili seçildi.
58. Hükümette Milli Eğitim Bakanı oldu.
1 Mayıs 2009'da ise bakanlıktan alındı.
ingilizce biliyor ve 3 çocuk babası.
"MEB sitesinin Hack'lendiğini 'skandal' olarak duyurmak da skandal." (Mart 2009)
"Ergenekon'dan gözaltına alınan profesörler eğitime katkıları veya iyi bir cerrah oldukları için içeri alınmadı." (Nisan 2009)
Rekorları:
- Dönemi, cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen alındığı dönem oldu; şu anda mevcut milli eğitim personelinin neredeyse yarısı AKP döneminde girdi.
- ilk defa Milli Eğitim Bütçesi, Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesini bu dönemde geçti.
- En fazla okul, derslik, bilgisayar, fen ve dil labaratuvarı ile kütüphane açılan dönem oldu; çıkarılan kanunlarla yardımların önü açıldı.
- Cumhuriyet ve Çanakkale eğitim gezileri ile en fazla öğrencinin gezdirildiği dönem oldu.
- Bürokratların en fazla yurtiçi - yurtdışı seyahatler yaptıkları dönem oldu.
- En fazla danışman eskiten bakan oldu.
- en fazla görevlendirme yapan bakan oldu.
- Yönetim kadrolarına en az bayan yöneticinin atandığı dönem oldu.
- Haydi kızlar okula kampanyası çerçevesinde 280 bin kız çocuğu okullaştırıldı.
- Okul öncesi'nde en fazla okullaşma olduğu dönem oldu. % 11'den % 26'ya yükseldi.
- Hükümetin aldığı kararla, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine 5 yıl içinde 571 milyon ders kitabı ücretsiz olarak dağıtıldı.
--- ilk bakışta bakınca "ne iyi şeyler yapmış" diyebileceğimiz bir insan. istatistikler bunları söyleyecek ve sosyal hafızası zayıf halkım başka gerçekleri elbette unutacak ve belki onu bir süre sonra benzer ya da daha iyi bir görevde göreceğiz.
Ama şu gerçeklerde unutulmamalıdır :
"MEB'i otomatik pilota bağladık ifadesinin ardından üniversite sınav sonuçlarına göre 30 bin öğrencinin "sıfır" çekmesi ve fen öğrencilerinin % 60'ının fen sorularını yapamaması da onun dönemine denk geldi. Bölüm itibarı ile matematik soruları çözmesi gereken adayların % 42'sinin tek bir matematik sorusu dahi yapamaması da onun yerleştirdiği sisteme denk geldi.
Eğitim çalışanlarının sorunlarına duyarsız kalıp, eğitimden çok siyasi polemiklerin içinde oldu. Bu yüzden sivil toplum kuruluşları tarafından hiç benimsenmedi. Bakanlığı döneminde 60 bine yakın öğretmen atayan Çelik'ten öğretmenler 6 yıl boyunca asaleten atama bekledi boş yere.
Bakanlığı devrettiği gün dahi usulsüz atamalar ve kadrolaşma iddiaları yapmaya kalkıştı. Bu atamalara yargı tarafından "Usulsüz atama yapılmıştır" kararı geldi. Türkiye'deki bakanlıklar arasında en çok vekalet sistemiyle çalışan bakanlık olarak ilan edildi. Döneminde 25 bin idareci kadrosu vekaletle görevlendirdi. ingiliz Dili ve Edebiyatı'ndan mezun ve formasyon almış insanlar dururken imam hatip Lisesi mezunlarını ingilizce öğretmeni olarak atamaya kalktı, hatta atadı.
OKS'nin dersaneye bağımlılığı arttırdığı gerekçesiyle düzenlenmesini istedi. 6,7, 8 . sınıf öğrencilerinin sene sonu girdiği seviye belirleme sınavını önerince tepkiler yağdı, aldırmadı. Dersaneye giden öğrenci sayısı oks ile karşılaştırılınca ikiye katlanırken, sbs yüzünden dersaneye başlama yaşı 11 - 12'ye indi ve sınav sayısı 3'e çıktı.
Görevden aldığı ya da usulsüz atama yaptığı personel haklarını mahkemede arayıp başarılı olmasına rağmen buna ısrarla devam etti. Ünvanını kişiselleştirdi. Mahkeme kararlarına rağmen Erzurum Milli Eğitim Müdürü'nü 13 kez görevden aldı, yargı 13 kez göreve iade etti ve rezilliğini çıkardı işin.
sanılanın aksine,milli görüşle pek ilgisi olmayan bir siyasetçidir.entellektüel tarafıda vardır.sırf görüşlerine katılmıyorum diye adamı küçümsemek yanlış olur.tayyip erdoğan'ın mazlumlarından biriydi.
ne milli olabilmiş ne de eğitimden anlamış eski milli eğitim bakanı.
son yaptığı atamalar gerçek yüzünü göstermiştir. ha halefi farklı bir iş mi yapacak dersiniz? imkansız!
giderayak 500'ün üzerinde keyfî atamaya imza atan varlık...
müdür olarak atadıkları kişiler arasında, aldıkları cezalar nedeniyle idarecilikten öğretmenliğe döndürülen din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmenlerinin sayısı da azımsanamayacak ölçüdedir!
fi tarihinde sayın eski bakan ( bakan derken yanlış anlaşılmasın şu anlamda bakan http://lh4.ggpht.com/_U3M.../qaZYpF54qWY/pic26339.jpg bakan işte) hüseyin çelik konuşmacı olarak bir üniversite de vaaz etmekte. o dönem de terör örgütüne karşı çok şehit verilmekteydi. konuşmanın bir yerinde hüseyin çelik bu şehit olaylarına atıfta bulunmak için, "şu acılı günlerimizde terör iklimini idrak ediyoruz" deyu yabanıl bir laf ı güzaf eyledi.
o gün bugündür ben hala düşünürüm terör iklimi ne demektir, biz neyi idrak etmekteyizdir, sayın bakan konuşmaya gelirken yüksek dozda sızıntı dergisi mi okumuştur. bugün kimse yok mu proğramını arayıp dert yanacağım lan bu konuda. hocaefendi bana yardımcı olsun bu konuda terör iklimi nedir, nasıl idrak ediyoruzu. kimse yok mu lan.
Bir bakan yoktur ki veda olarak düzenlediği basın toplantısında eski bakanlığında çalışan müdürlerden birisi " Sizi eğitimi, adaleti, liyakatı ve iştişareyi ihmal etti" diye hatırlayacağız desin. Şaşkınlıktan "sağolun efendim, teşekkür ederim" demiştir. Personel genel Müdürlüğü'nde bakanlıktan alındığı için lokum dağıtılmıştır. Kendi personeli tarafından bile bu kadar sevilmeyen birini bakanlık koltuğunda nasıl bu kadar uzun tuttu tayyip anlamak çok zor. Erzurum Milli eğitim müdürü Fevzi Budak'ı 13 kez görevinden almış, ama Budak mahkeme kararıyla 13 kez görevine dönmüştür. Aslında Erdoğan'ın o zaman araya girmesi gerekirdi. "Hüseyin, ne oluyor, Burası babanın bakanlığı mı" demesi gerekirdi. Basına bu kadar olaylarına rağmen umursamaz bir tavırla görevine devam etmiştir. Hüseyin Çelik aslında anlatmakla bitmez. ingilizce öğretmenlerine atama çıkmazken imam Hatip Lisesi mezunlarını ingilizce öğretmeni olarak atayarak hem imam Hatip liselilerini hedef durumuna sokmuş hem de partisini zor duruma sokmuştur. AKP'nin tüm bakanlarının bu tip olduğunu düşünmek bile korkutucu. Bir benzeri daha gelmez olası.
Kendisine Güle Güle Yavrum güle güle adlı şarkıyı armağan etmek istediğim şahsiyettir. Kadrolaşmanın babasını yapmıştır bakanlığı süresince. Ayrıca çok saygıdeğer oğulları Ankara'nın gözde eğlence mekanlarından olan Sorti'nin sahibidir.
tanıdığım bütün öğretmenler kabine dışı kalmasını müjde olarak yorumlaşmıştır. aynı husus kemal unakıtan için de geçerlidir. bu kan değişikliğinin hükümete de memlekete de iyi geleceğini düşünüyorum.
milli eğitimi van daki aşireti gibi yönetmeye çalışmış bakan. Her yıl öğretmen yerdeğiştirme ve atama yönetmeliğini değiştirerek, bir yıl a dediğine öbür yıl b diyebilmiş yegane bakanımızdır. Ne demek istediğimi öğretmen camiası iyi bilir. Ayrıca çıkarmış olduğu çeşitli yönetmelikler yargıdan geri döndüğü için milli eğitim de kimin eli kimin cebinde hiç belli değildir. Eğitim camiasının yüzde doksanından beddua aldığına gönülden inanıyorum.
tam da abdullah öcalan'ın kahramanlıklarını(!) ve dağdan cebire yaptığı katkıları ders kitaplarına koyduracaktı ki uçuruldu kabineden. yazık oldu ne diyelim. aslında cebirde "apo teoremi" iyi iş yapacaktı da yemedi işte naparsın.
dönem ortalarına denk gelen kasım ve mart aylarında bok varmış gibi öğretmen ataması yapan, hem öğretmenlerin, hem öğrencilerin hem de idarenin dengesini bozan milli eğitim bakanı. atama dediğin sene başında (bkz: ağustos ataması) yapılır. hadi şubat atamasına da eyvallah. kasım ve mart ayı neyin nesidir, biri bana bunu açıklasın.
vallahi kendisi söylüyor. diyor ki, ergenekon operasyonunda gözaltına alınanlar -özellikle akademisyenler- için "aralarında 1 numaraya "emrinizdeyim" diyenler var" vay vay vay.
lan adam milli eğitim bakanı hani adalet bakanı veya içişileri bakanı olsa bir nebze tamam diyeceğim de, arkadaş kim bu 1 numara? adamsanız açıklayın? -ahmet çakar mode on- bakın adam değilsiniz demiyorum, dersem karşımıza hukuk çıkar.
1 numaraya "emrinizdeyim" diyenler kimler? bu "emrinizdeyim" sözünü kanıtlamışsanız demek ki, 1 numarayı da biliyorsunuz, 1 numarayı kamuoyuna açıklayın da fotoğrafı daha net görelim?
neymiş ergenekon siyasi bir operasyon değilmiş, neymiş ergenekon ile akp'nin alakası yokmuş. açıklamalar da aynen destekliyor bunları, çok iyi yiyoruz hiç merak etmeyin!
kısa bir süre içinde; 29 mart'ta gerçekleşen yerel seçimler sonucunda partisinin yaşamış olduğu van hezimeti sebebiyle "milli eğitim eski bakanı" olarak anılacak şahıs...
kendisi hakkında ankara'da derin dedikodular da kulaktan kulağa dolaşmaktadır; "milli eğitimle ilgili bir işiniz varsa, önce özel kalemini iknâ etmelisiniz" diye, neyin nesidir varın gerisini siz düşünün!
