hüseyin rahmi gürpınar

entry57 galeri13
    11.
  1. Geriye dönüp bir yazarla ropörtaj hakkım olsa seçmek isteyeceğim yazarlardandır, komik, iğneleyici üzlubuyla farklı bir yazardır.
    0 ...
  2. 12.
  3. yalnızlığı seçen yazarlardandır. ömrü adalarda geçmiştir. istanbul'a da çok nadir gitmiştir.
    0 ...
  4. 13.
  5. Eserlerinde naturalizm'i ,realizm'i bir arada yaşayacağınız ender yazarlardandır.Hatta kuyruklu yıldız altında bir izdivaç adlı eserinde,realizm,naturalizm ve romantizm içiçedir.
    0 ...
  6. 14.
  7. eski istanbul'u romanlarında çok güzel tasvir eden yazar.
    0 ...
  8. 15.
  9. natüralizmin temsilcisidir. eserlerini sade bir dille kaleme almıştır ve sokak dilini edebiyata taşımıştır. yapıtlarında istanbul'un iç mahallelerini karikatürize etmiş; gülünçlüklere, zaaflara, sosyal dengesizliklere dikkat çekmiştir.romanlarınra sosyal eleştiriyi mizahi bir yolla yapar. romanları teknik yönden kusurludur.

    romanları;
    -şık, kuyruklu yıldız altında bir izdivaç, mürebbiye, şıpsevdi, tesadüf, gulyabani, cadı, iffet
    hikayeleri;
    -kadınlar vaizi, melek sanmıştım şeytanı, katil buse, gönül ticareti, tünelden ilk çıkış
    0 ...
  10. 16.
  11. şu dakikalarda habertürk'de yaşadığın şehir adlı programda konuşulan yazar.
    heybeliada'da yaşadığı dönem hakkında bilgi vermekteler.
    0 ...
  12. 16.
  13. bugün ölüm yıl dönümü olan, yapıtlarında istanbul halkının günlük yaşantısından bahseden, istanbul doğumlu yazar.
    0 ...
  14. 17.
  15. Albay Hulusi beyle yasadigi Heybeliada'daki köşk, adanın en tepesinde ve tam bir münzevi evi.
    http://v3.arkitera.com/ne...playNewsItem&ID=53546
    Küçük yasta, annesini veremden kaybettigi icin, temizlik hastasi olmus ve eldivensiz kimseyle tokalasmazmis.
    1 ...
  16. 18.
  17. kitapları tebessümle okunan yazarımızdır.
    1 ...
  18. 19.
  19. edebiyata en çok roman kazandırmış yazardır. kitaaplarının &80 ini okumuş ve canım hiç sıkılmamıştır. tarafımdan ve eleştirmenler tarafından tek eksi yönü ise; romanda olayın akışını bırakıp sayfa sayfa psikolojik analizler yapmasıdır. bu sizde psikolojik roman okuyor havası estirebilir. romanlarının geneli insanı okurken sıkmaz. sokak dili edebiyatını ustalıkla kullanır. küçük yaştan beri babaannesiyle yaşadığı için, yaşlıların yaşam tarzını birebir eserlerinde işler. romanlarında anlattığı karakterleri halkın içinden seçer. bu karakterler hakkında ayrıntıya girerek karakterleri tamamıyle okuyucuya sentezler.
    ''insan ölmeden önce ne yapar'' sorunusa ''kuyruklu yıldız altında bir izdivaç'' adlı romanında yer verir.
    tek solukta okuyabileceğiniz macera türünde '' kesik baş'' adlı romanı bulunmaktadır.
    romanlarının hepsinin okunması önerilir.
    (bkz: hüseyin rahmi gürpınar can'dır)
    0 ...
  20. 20.
  21. eldivenleri olmadan sokağa çıkmayan böyle bir takıntıya sahip yazar. 50 yıl, dört mevsim eldivenle dolaşmış. Bunun nedeni ise, Gürpınar’ın hastalık korkusuymuş. Yazarın bir başka garip yönü de, tığ ile örgü örmekmiş. Avrupa‘dan örgü modelleri getiriyor ve ördüğü takkeleri evde giyiyormuş.
    1 ...
  22. 21.
  23. Puşkin gibi, " sokağın anahtarı " na sahip yazar.
    2 ...
  24. 22.
  25. mizahi eserleriyle gönüllerde yer etmiş yazar.
    0 ...
  26. 23.
  27. Kadın dili ve Edebiyatı uzmanıdır. Bildiğin gizlice gün konuşmalarını dinliyomus kadınların.
    2 ...
  28. 24.
  29. heybeliada'da kitaplarından kazandığı parayla bir konak yaptırmış ve ömrünün uzun bir bölümünü burada geçirmiştir. istanbul'a çok az inen dahası insan arasına çok az karışan bir insanın bu kadar canlı tasvirler yapması, hayata dair adeta fotoğraf çekmesi şaşırtır insanı.

    ayrıca kendisine çok sayıda evlilik teklifi mektupları gelirmiş. kendisi bu mektupları tebessümle karşılar ve "birileri latife ediyor diye ciddiye almazmış.

    ahmet mithat efendi kendisini manevi oğlu kabul etmiş ve kendisine kızıyla evlenmesini teklif etmişse de kendisi bu teklifi evlilik hayatının edebi hayatını olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle kibarca reddetmiştir.
    4 ...
  30. 25.
  31. mizah konusunda aşmış bir bünyeymiş. sokağı, kadınları çok iyi gözlemiştir. yorumları ve betimlemesi sağlamdır. küçük yaştan itibaren okunmalıdır.
    3 ...
  32. 26.
  33. Bana göre, (bkz: Gulyabani) adlı eseri,Scooby-Doo'nun fikir babasıdır *
    2 ...
  34. 27.
  35. heybeliada'yla özdeşleşmiş isimlerden biridir. hatta heybeliada'da hüseyin rahmi gürpınar lisesi de mevcuttur. baş harflerinden dolayı (hrgl), bu güzide eğitim yuvasına da, mezunlarına da hergele denir. ünlü romancımızın ismini taşıyan okul bir dönem üniversite sınav başarısında istanbul'un en kötü okulu seçilmiştir, bir arkadaşımın mezun olduğu yerdir aynı zamanda. acaba hüseyin rahmi'nin kemikleri sızlamış mıdır? bu değerli şahsın mezarı da heybeliada mezarlığı'nın hemen girişinde, ahmet rasim'in mezarının çok yakınındadır.

    Ek: ayrı bir ilgim vardır bu değerli adama ve hayatına.
    5 ...
  36. 17.
  37. 28.
  38. ben deli miyim ? isimli yazısında daha freud bile anlamaya çalışırken insan psikolojisini çözümlemiştir:

    rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez. pek az kimse kendine karşı böyle bir şey sormak cesaretini gösterebilir. çünkü tımarhaneye kayıtlı olandan üniversite profesörlerine kadar herkes, her şeyden önce kendi akıl ve zekasının hayranıdır, bütün kutsal şeylerden önce buna imanı vardır.

    işte herkesin kendi dahi oluşuna bu büyük inanışı, illetin derinliğini gösteriyor.

    ben deli miyim, allah’ım ? fakat deli kendinden şüphelenerek hastalığını en ince liflerine kadar böyle tel tel araştırır ve bunun üzerine düşünebilir mi ? buna -bilinç- denmez mi ? bilinçle delilik bir kafada toplanabilir mi ? biri ötekini kovmaz mı ? sanıyorum bende ikisi de var. başkalarına, çok kere de kendime kötülük ediyorum. ama bu dünya, delilerden çok akıllıların kötülüklerine uğramıyor mu ?

    hey! kendini akıllı sanan zavallı, kira otomobillerine konan taksiler gibi sana da her saatini, her hareketinin yazan bir alet bağlasalar, bazı bazı tımarhanedekileri imrendirecek şeyler yaptığını belki biraz anlardın.

    komşuda bir oyun havası çalınırken odanın kapısını örtüp de kendi kendin göbek attığın yok mudur? aynanın karşısında suratını eğip bükerek kendini izlediğin hiç olmadı mı? daha böyle yapmaktan hoşlandığımız ama kimseye göstermek istemediğimizi bir çok tımarhanelik davranışımız vardır. demek hepimiz birer parça gizli deliyiz.

    geçen gün divanyolu’nda yürürken dilimi çıkararak caddenin ortasında -üç defa zıplamak hevesiyle yüreğim çarptı. bu pek sade, fakat delice hareketim kim bilir başıma kaç yüz akıllı toplayacaktı? akıllılar delilik seyretmekten niçin bu kadar hazzediyor? delilerin iki türlü talihleri vardır. akıllara aykırı düşen ekstra çılgınca atılganlıklarında başarılı olurlarsa
    “dahi” unvanını alırlar, başarılı olamadılar mı doktorların ellerine kalırlar.
    kanlarını kuvvetten düşürecek bakımlarla zayıflatılırlar.

    miskin insan, volkanlı kafalardan fışkıran düşüncelerin ateşine dayanamaz: bütün beyinleri adi, yavaş, sönük, ahmakça fikirlerle oyalamak ister. kaynar beyinleri ölçüden yukarı düşündürtmemek için din, ahlak, edebiyat, sosyoloji sınırları çevrilmiştir. bu engelleri bir sıçrayışta atlamak isteyenlerin yakalarına polisler yapışır. götürüleceğiniz yer ilkin bir mahkeme salonu veya doktor muayenehanesi, sonra ya hapis veya tımarhanedir. suçlu, deli siz misiniz, yoksa bütün insanlık mı?

    bütün insanlığı iyileştirmeye uğraşmaktansa bir kaç kişiyi suçlu, deli adlarıyla damgalayıp
    pencereleri demirli taş yapılar içine hapsetmek efendilerin kolayına gider.

    hürriyet ! vah zavallı, bunu sana kim vaat etti ? bu oyuncak kelime ile akıllılar acaba daha kaç yıl oyalanacaklar ?

    hürsün, öyle mi? canın ne yapmak istiyor. bana söyle…

    ilkin, arzunu yerine getirecek paran yok. ikinci olarak, kanun, din, ahlak kitaplarını aç. her davranışının onlarla kayıt altına alındığını görürsün. ondaki formüllere uydurmadık-ça parmağını kımıldatamazsın. hele bunu yapayım de, rezil olursun. hele inan bakımından, ahlakça, huyca belirli sınırları bir-iki adım öteye geç, hayvan-ı natık denilen kurt sürüsü seni parçalamak için sivri dişlerini hemen gösterir. bu dünyadaki en büyük cinayet onlardan başka türlü düşünmektir. herkesin tersine düşünenler yalnız, delilerdir. onun için, salt hürriyetin ger-çek temsilcilerini ve koruyucularını başka insanların arasında aramak yanlıştır.
    canım neler yapmak istiyor. bana deli diyecekler diye korkuyorum . akıllı olmak
    ne büyük ahmaklık, ne iç yakan bir sıkıntı, yarabbi!…
    4 ...
  39. 29.
  40. edebiyatımızın ender natüralist yazarlarındandır. kadın nüfusunun kalabalık olduğu bir ailede büyüdüğü için, dönemin kapalı kutusu aile ve kadın yaşamı ile ilgili önemli gözlemleri vardır.

    batıl inançlara savaş açan yazar, pozitif bilimleri her şeyin üstünde tutmuş ve romanlarını bu bilgileri halka ulaştırmak için bir araç olarak kullanmıştır.

    edebi hayatını olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle hiç evlilik yapmamış ve kendisine gelen evlilik mektuplarını da "latife ediyorlar" diyerek ciddiye almamıştır.

    "insan önce maymun muydu?" ve "deli filozof" adlı kitaplarındaki fikirleri sebebiyle de mahkemelik olduğu bilinmektedir.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1357570/+
    8 ...
  41. 30.
  42. Toplum kurallarına uymamaktan ziyade bireyin kişisel tutarsızlığının ahlaksızlık olarak nitelendirilmesi gerektiği düşünen yazar.

    Yani diyelim ki sevgilinizi aldatıyorsunuz ya da hırsızlık yapıyorsunuz ya daha basit bir şekilde dedikodu yapıyorsunuz ama bunlar kötü olduğu için insanlara yapmıyor gibi görünmek yerine açıkça, toplumun yüzsüz diyeceği bir şekilde ben bunu yapıyorum arkadaş diyorsunuz. Bu sizi tipik bir ahlaklı insandan daha ahlaklı ve doğru bir insan yapıyor.
    1 ...
  43. 31.
  44. kitap okuma alışkanlığını bu adam sayesinde kazanmıştım. bende yeri ayrıdır. doğum günüymüş. iyi ki var olmuş.

    --spoiler--
    Ey hemşehriler! Niçin uyanıp bu sefalet tozundan silkinmeye uğraşmıyorsunuz? Kabahat herkesten ziyade kendinizde. Siz, sizi cehalete ve alçalmaya bağlayan fikirlere yardımcı ve taraftar oluyorsunuz. Zihinlerinizi aydınlatmaya çalışanların taze, besleyici ve güzel telkinlerini bir cinayet sayıyorsunuz.
    --spoiler--
    5 ...
  45. 18.
  46. 19 Ağustos 1864'te istanbul'da doğdu. 8 Mart 1944'te Heybeliada'da yaşamını yitirdi. Heybeliada'daki Abbas Paşa Mezarlığı'na defnedildi. Roman ve öykü yazarı.
    Eserlerinde 19 ve 20'nci Yüzyıl başındaki istanbul yaşamını gerçekçi bir biçimde yansıttı. Hünkar yaveri Mehmet Sait Paşa'nın oğlu. 3 yaşında iken annesinin ölümü üzerine Girit'te bulunan babasının yanına gönderildi. ilkokula burada başladı. Babası tekrar evlenince 6 yaşında istanbul'a anneannesinin Aksaray'daki Konağı'na döndü. Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadide öğrenim gördü. 1878'de Mekteb-i Mülkiye'ye girdi. 1880'de hastalık nedeniyle ikinci sınıfta iken okulu bıraktı. Kısa bir süre Adliye Nezareti Ceza Kalemi'nde memur, Ticaret Mahkemesi'nde Azâ Mülazımı olarak çalıştı. 1887'de Ahmed Mithad Efendi'nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başladı. Batı uygarlığının yaşantısını taklit ederken gülünç duruma düşen insanları anlattığı ilk romanı "Şık" aynı yıl bu gazetede tefrika şeklinde yayınlandı. Paul Bourget, Paul de Kock, Alfred de Musset gibi Fransız yazarlardan çeviriler yaptı. 1894'te ikdam gazetesine geçti. Kendisine büyük ün sağlayan ilk eseri "Mürebbiye" ile "Metres", "Tesadüf" ve "Nimetşinas" bu gazetede tefrik edildi. Sansürün "Alafranga" (1911'de "Şıpsevdi" adıyla basıldı) romanını yasaklaması üzerine yazarlığı bıraktı. 1908'e kadar suskun kaldı.
    2 ...
  47. 19.
  48. kendisiyle örgü örüp kahve içerken cümle alemin dedikodusunu yapmak istediğim servet-i fünun dönemi bağımsız sanatçısı. enteresan bir kişilik.

    edit: başlıkta hiç fotoğrafı yoktu ben koyayım dedim. ellerini tutuşuna da bakın ne kadar nazenin bir bey. kurban olsunlar sana.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1932652/+
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük