tanınmayan bir şahsiyet. herhalde sadece başlığı açan şahıs tanıyor.
Türklerde isim-unvan hakkedilir ve öyle alınır. Bizim isim dediğimiz şey ise soyadıdır. Yani soyumuzu belli edecek olandır. Atatürk'ün soyadı kanunundan önce herkes babasının adını soyad olarak kullanırdı ali kazım oğlu hüseyin... neyse ne diyordum.
Türkler yazılı tarihi m.ö kadar ulaşan ulu bir kavimdir. Soyundan çıkan yiğitlerin haddi hesabı yoktur bildiklerimizin iki katı kadar Türk yiğidi tarih sahnesinde var olmuştur. Her daim hakkını savunmuş toprağına-namusuna göz koyana haddini bildirmiştir. Bizde Çocuğun adı ile alın yazısı arasında bir bağ vardır ad verme işi törenle yapılır. Çocuğa adını beylikte söz sahibi reis veya din adamı gibi yetkin kişiler verir. tabi ad verme mevzusu çeşitli türk kavimlerinde de değişiklik gösterir daha savaşçı olan türkler çocuklarına isim vermezmiş. Örneğin Altay ve Yenisey Türkleri bir dönemde özel adlar taşımamıştır. Çocuklar çevrede kabilelerin adını taşır veya adsız olarak gezermiş. yani çocuğun adı Adsız olurmuş. Ancak üstün yetenek veya bir savaşta kahramanlık göstermiş olanlar özel ad taşıma ayrıcalığı kazanırmış. tabi senin gibi sefil ve tarihsiz bir kabilenin elemanı bunları bilecek değil.
O atsız değil adsızdır. Sebebi de atsız'ın kendi kaleminden nakledilmiştir. internet deniz bak bakalım Atsız neden Adsız'mış?
Hüseyin Nihal bey soy adı kanunu çıktığında çevresindekilerin şatafatlı isimler aldığını görür fakat kendisi eski türk adetlerinde dişe dokunur bir iş yapmayanın ad almadığını bilmektedir.
Kendisini de öyle görür ve adsız soy adını alır.
Fakat soyadı kanununa göre tarihi isimleri soyadı olarak almak yasaktır.
Adsız'ın tarihi bir isim olduğunu bilen nüfus memuru Adsız adını alamayacağını söyler Hüseyin Nihal bey'e.
O da Adsız değil benim almak istediğim atsız der ve soy adını o şekilde alır.
Atı olmadığından atsız olsa dahi bu onun önemli bir kişi olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
