hüseyin nihal atsız türkçülüğün fikir babalarından biridir... türklüğün onuru ve şerefi bir adamdır... dün söyledikleri bu gün bir bir doğru çıkmaktadır...
not: aaa bölücü yalağı çakma solcular eksilemişşşşşş, çok üzüldümmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm...
ey saçlari "alagarson" kesik hanım kız!
gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
bacağımla alay etme pek topla diye.
bir sorsana o topallık nerden hediye ?
sen şişli'de danserken her gece , gündüz
biz ötede ne ovalar ,çaylar,ne dümdüz
yaylaları geçtik,karlı dağları aştık;
siz salonda dansederken bizler savaştık.
ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
olan işler dimağını azıcık yorsun!
biliyorum elbisemle eğleniyorsun;
biliyorum baldırını o kadar nazla
örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
benim bütün elbisemden... hatta kendimden...
biliyorum:çünkü bugün şu dünyada ben
neyim? bir hiç... işe güce yaramaz,topal...
sen saglamsın senin hakkın dünyadan zevk al:
çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!
ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.
sen o sıcak odalarda cilveli , mahmur
dolaşırken... bizde tipi,fırtına,yağmur,
kar altında kanlar döktük,canlar yıprattık;
aç yaşadik, susuz kaldık,taşlarda yattık
sen açılmış bir bahardın , biz kara kıştık;
bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
gülme bana bakıp pek arsız arsız
sen ey dışı güzel,fakat içi çamur kız!
sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
bugün hesap göreceğiz artık seninle:
ben cephede geberirken, geride vatan
aşkı ile bin belali işe can atan
anam,babam,karım,kızım eziliyorken
dağlar kadar yük altında...gel,cevap ver,sen
bana anlat,anlat bana, siz ne yaptınız?
köpek gibi oynaştınız ,fuhşa taptınız!
anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
yalniz gönül verdiniz siz zevke,cazbanda...
ey nankör kiz,ey fahişe unutma şunu:
sizin için harbederken yedim kurşunu.
onun için topal kaldı böyle bacağım,
onun için tütmez oldu artık ocağım.
nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.
kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
ya siz nasıl yaşadınız? bizim kanımız
size şarap oldu sanki... şehit canımız
güya sizin mezenizdi ! yiyip içtiniz;
zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!...
gerçi salonlarda "yıldız" dı senin adın,
hakkikatte fahişesin ey alçak kadın!
ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
.............................................
kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
dinmez! gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
tek bendeki volkanları söndürse denizler!
hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'kaabil'
imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur.
en hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Kur'an da açık arayan ateistlerin yerini alan Türkçülüğe saldırmak için atsız okuyan solcu hezeyanıdır. Oku kardeşim bütün kitaplarını, bütün makalelerini oku... Doğru yolu bulacaksın...
davetiye ve geri gelen mektup un çürüttüğü iddiadır.
büyük şair midir? hayır, büyük şair olduğunu düşünmüyorum. ancak tırt şair demenin de eşeklik olduğu açık.
Günümüz Türkçesiyle aruz şiirler yazabilen bir kimseye tırt mı demek? Atsız türkiye'nin yetiştirdiği gelmiş geçmiş en kaliteli bilimadamlarındandır ve harika bir edebiyatçıdır.
islamiyet öncesi türkler hakkında ne kadar bilgi varsa atamızın eseridir. Haddinizi bilin.
irkcilikla ilgili iki uc kici kirik dize sebebiyle yazdiklarinin abartilmasi durumu.
irkcilik yerine askla ilgili dizeler yazsa kimse siklemezdi bu vatandasi.