epistemik cemaat kitabını vaktiyle türbanlılar, polise fırlatmıştı o zamanlar anlaşılamıyormuş allahtan! şimdinin ılımlıları, makarnacıları ona çok şey borçlu. 2003 yılında geçen bir konuşmamızda:
sosyolojinin ahkam kesme sanatı olduğunun canlı kanıtlarından biri. öğrencilerin gözünde aşmış bitirmiş yalamış yutmuş bir entelektüel olmasının sebebi de deslerini, çoğu yüzeysel bilgi vermekten öteye gitmeyen aforizmatik tümcelerle sürdürüyor oluşudur. zaten bu sözüm ona büyüleyici lafları da genellikle birinci sınıf öğrencileri üzerinde etkilidir. öğrenci eğer ilerleyen sınıfta okuma alanını genişletip, bilgi birikimini bir nebze olsun artırabilirse bu süslü konuşmaların aslında boş olduğunu fazla dikkate alınmaması gerektiğini anlar. öte yandan ingilizcesinden heidegger, wittgenstein okuyup makaleler yazar, aferini hak eder.
"Yılbaşında beraber takılalım mı hoca?" diye sorduğumda "Yılbaşında da saplarla mı takılacağız lan!" diye tersleyen, Wittgenstein, Dilthey düşkünü, eğlenceli olduğu kadar dolu da olan bir entellektüel zat.
ilk başlarda neden ders başlarında sürekli size türküler söylettiğini anlayamadığınız fakat onu tanıdıkça her davranışının altında manalı bir anlam yattığını keşfettiğiniz mükemmel hocam. insana nereden nereye dedirten azmin neleri başarabileceklerinin en güzel örneği olan insan. ayrıca kendine ait yayınevi adına yaptığı bilimsel açıdan çok değerli ve gerekli olan çevirileri vardır.