ilk başlarda neden ders başlarında sürekli size türküler söylettiğini anlayamadığınız fakat onu tanıdıkça her davranışının altında manalı bir anlam yattığını keşfettiğiniz mükemmel hocam. insana nereden nereye dedirten azmin neleri başarabileceklerinin en güzel örneği olan insan. ayrıca kendine ait yayınevi adına yaptığı bilimsel açıdan çok değerli ve gerekli olan çevirileri vardır.
"Yılbaşında beraber takılalım mı hoca?" diye sorduğumda "Yılbaşında da saplarla mı takılacağız lan!" diye tersleyen, Wittgenstein, Dilthey düşkünü, eğlenceli olduğu kadar dolu da olan bir entellektüel zat.
sosyolojinin ahkam kesme sanatı olduğunun canlı kanıtlarından biri. öğrencilerin gözünde aşmış bitirmiş yalamış yutmuş bir entelektüel olmasının sebebi de deslerini, çoğu yüzeysel bilgi vermekten öteye gitmeyen aforizmatik tümcelerle sürdürüyor oluşudur. zaten bu sözüm ona büyüleyici lafları da genellikle birinci sınıf öğrencileri üzerinde etkilidir. öğrenci eğer ilerleyen sınıfta okuma alanını genişletip, bilgi birikimini bir nebze olsun artırabilirse bu süslü konuşmaların aslında boş olduğunu fazla dikkate alınmaması gerektiğini anlar. öte yandan ingilizcesinden heidegger, wittgenstein okuyup makaleler yazar, aferini hak eder.
epistemik cemaat kitabını vaktiyle türbanlılar, polise fırlatmıştı o zamanlar anlaşılamıyormuş allahtan! şimdinin ılımlıları, makarnacıları ona çok şey borçlu. 2003 yılında geçen bir konuşmamızda:
the best of larıyla ünlü, uludağ üniversitesi sosyoloji bölümü profesörüdür. oldukça zeki ve bilgilidir. han da kendisini asla yalnız göremezsiniz. ***
postmodern aforizmaları birleştirip ders notu yapan hoca... Fular takar, camel içer, bmw'ye biner. Hoş sohbettir. Türkü sever. Olmasa da olurlardan değildir. Olmasa olmaz.
sorunlu bir prof. valla bak, dün tanıdım kendilerini. hayatımda ilk defa gördüm. bir birimize laf soktuk, tartıştık, taşak geçtik.ama pek tutmadım kendilerini.
sizi en başından uyaran arkadaşlarınızı dinlemeyip dersinden geçebileceğinize yürekten inandığınız fakat yaz okulunda kendinizi ansızın sınıfında bulduğunuz uludağ üniversitesi sosyoloji profesörü... vizesinden çıkınca 80-90 civarı notlar bekleyip ''aman herkes de abartıyomuş canım'' deseniz de ne kadar yanıldğınızı bir iki hafta içinde anlayabilirsiniz. Derste eğlendirir, güldürür o ayrı.
esas favorisi HEIDEGGER dir. dilthey, wittgenstein gibilerini sadece figür olarak kullanır. Hermenautik'e hasta olmasa dilthey in yüzüne bakmaz bir türk ün felsefe ile uğraşması çöle kar yağdırmak kadar zordur ama hoca deniyor
yahu adam bi garip. iki de bir sevgiliniz varmı. kızlar bir ihtiyacı olan varmı. vs. derste müstehcen fıkralar anlatıp herkesi utandıran. çok fazla polemiye girilmemesi gereken bir hoca
hayatında hiç evlenmemiş, 56 yaşlarında, 23 kitap yazmış, ateist olma ihtimali çok yüksek, kızlara her fırsatta yavşayan, konuşurken elini alt dudağına değdirmeyi tik haline getirmiş zatı muhteremdir.
önerdiği kitaplar okunduğu takdirde derste anlatığı her şeyin kitaplardan (Ç)alıntı olduğu anlaşılan hocadır. hatta bazen ileri gidip kitaptaki olayları kendi yaşamış gibi anlattığı da olmuştur.