zamanın birinde "rus doktorlar, çıplak popoya bastonla kuvvetli biçimde vurmanın depresyon ve alkolizm başta olmak üzere birçok rahatsızlığa iyi geldiğini söylüyorlar." şeklinde haber yapabilen gazete.
ciddi anlamda nefret edilesi gazete. bugün ben bir galatasaray'lı olarak istiklaldeydim, lise önünde. sayımızı binlerle ifade ediyordu polisler, hürriyetse 30 olarak görmüş sayımızı. 30 kişiyiz ve bize binlerce sivil polis, çevik polis yaverlik ediyor öyle mi? şerefsizlik sizin bu yaptığınız artık. biz lisenin önündeydik, fenerliler tünelin orada. saat 12.30'dan, 15.30'a kadar polisler bizi dağıtmak için uğraştılar. fiziksel müdahaleyle değil, kurnazlıkla. siviller aramıza girip, çekip götürdüler gözlerine kestirdiklerini. sonrasında zaten formasını çıkartmayana dayattılar zoru, neymiş efendim 3 kişi ve 3 kişiden kalabalık gruplar formalı görülürse gözaltına alınırmış. feneve izin çıkmadığı halde, bizi dağıttılar, fenerlilerin gönlünü yapıp saat 5-6 gibi onları yürüttüler. yine de lise'ye yürütmediler. yapabildikleri tek insanlık buydu. ulan zürriyet kameramanı, muhabiri hepiniz oradaydınız ve bunları gördünüz. Neden milletin haber alma hakkına çomak sokuyorsunuz?
her cuma kültür sanat sayfasında yapılan kitap hediyeli yarışma bu gün yapılmayınca hayal kırıklığına uğratmıştır. kitabın ne olduğundan cok acaba böyle basit bir yarışmada şansını denemek isteyen için bu defa umutlandırmamış gazetedir.
genelkurmay başkanı ve 3 kuvvet komutanın istifa ettiği gün , ''yeni komutan necdet özel'' manşetini atmıştır. sanki adamların görev süresi bitmiş sıradan bir ayrılma olmuş gibi utanmadan bu manşeti atmışlardır. türkiye gazetesinin bile '' komuta depremi'' diye manşet attığı bir günde bu korku niye?
haberde görüldüğü üzere ışık koşaner'in veda mesajına sansür uygulayarak ne kadar objektif, ne kadar büyük gazete olduklarını göstermişlerdir. şahsen bugünden itibaren ne haber sitesine girerim, ne gazetesini okurum. çevremdeki herkese de bu kepazeliği anlatmak benim boynumun borcu oldu. yuh size.
ışık koşaner'in veda mesajından sansürlenen kısım;
''soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da tsk'nın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yatarılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır.''
kelime anlamı özgürlük olan bir kelime fakat ülkemizde ve dünyanın bazı ülkesinde işlevselliğini yitirmiş, insanlar tarafından kullanılamayan, kullanılsa bile başka taraflara çekilen bir kelimedir. mesela içki özgürlüğü, mesela internet özgürlüğü, mesela düşünce özgürlüğü, mesela da mesela çok ama çok var.
başını çektiği basında yozlaşma, halkı küçük görme dolayısıyla magazinin dibine vurma hareketlerinin kendisine -belli ki- para ve itibar kaybettirmesiyle karı-kızı bırakıp gazetecilik yapacağını açıklayan gaste. kendisinin başlattığı bir tutumu bırakma kararı üzerinden kahraman çıkmaya çalışması, basında bir devrim yapmış gibi davranması da bir hayli enteresandır.
bugün akşama doğru gazete okuyayım diye kütüphaneye gittiğimde kimsenin raftan indirip okumadığını gördüğüm gazetedir. diğer bir kaç okunmayan gazete ile birlikte hürriyet gazetesinin de rafta kalması beni şaşırtmıştır. okunan gazeteleri incelediğimde liberal gazeteler gözüme çarparken, fikirlerinin zamana ayak uyduramadığı için marjinalleştiğini düşündürmüştür.
özellikle iç sayfalarında ve ekonomi sayfalarındaki başlıklarında bıkmadan usanmadan,
-dı, -dı.
şablonunu kullanan gazete. mesela bugünkü gazetedeki başlıklar;
"ge cari açıkta üzdü, kurumlar vergisinde sürpriz atak yaptı."
"thy business'ta iyi büyüdü, ortadoğu ve tsunami zarar yazdı."
"en az gelişmişler için 21 bin kişi çalıştı, zırhlı araç takviyesi yapıldı."
"cari açık ve dış olumsuzluk birleşti, borsa 2.9 düştü."
"koç'un çeyrek geliri 15 milyar lirayı aştı, 3 bin kişiye iş göründü."
"76.2 milyar lira kredi verip öne geçti, karı 680 milyon lira oldu."
"5.3 milyon alman turisti gördü, puravida'yı antalya'ya çekti."
"150 milyon dolara ankara'ya gitti, kral dairesi kurşun geçirmez yapıldı."
bu başlık tarzı bana çok itici geliyor. yaratıcılıktan uzak, sıkıcı, ilk akla gelen cümle başlık yapılmış gibi, ve sanki okuyucuyu aptal yerine koyan bir tarzı var. "bak sen anlamazsın; geçmişi bilmiyon; falanca şöyle yaptı da, ondan böyle oldu" der gibi.
değiştirseler artık şu stili.