yalan olmadığı kabak gibi belli olan başlıktır. üzerinde tartışmanın bile gereği yoktur, zira ortada kapı gibi hastane raporu vardır, hem de ne komiktir ki kendi elleri ile yazmışlar;
HÜRRiYETE AYAR VERMEK BU TÜR HALK ARASINDA TIRT OLARAK BiLiNEN ŞERiAT YANLISI GAZETELERiN HADDi DEĞiLDiR BU BiR...O TIRT HASTANENiN TIRT BASHEKiMi OLAYI YALANLAMAKLA YIRTACAGINI SANIYORSA YANILIYOR BU iKi...POLEMiK iÇiN BAŞLIK AÇAN iSE EN ALA TIRTTIR BU ÜÇ...
ZiRA BU KONU iÇiN BU BAŞLIK NET BiR ŞEKiLDE SALDIRI iÇERMEKTE VE SÖZLÜK FORMATINADA AYKIRIDIR...
ÖRNEK BAŞLIKLAR
(bkz: 17 ARALIK HÜRRiYETiN iLK SAYFASI)
(bkz: ULTRASON CEKMEKTEN ACiZ TÜRBANLI)
(bkz: TESTiS KORKUSU)
(bkz: HiPOKRAT YEMiNi)
(bkz: MÜSLÜMANLIK BU OLAMAZ)
varsayalım ki haber doğru. lakin bunun bütün başörtülü kadınları ima edebilecek şekilde "al bak bunların alayı yobaz, kaka bunlar kaka, kahrolsun türbanlılar..." gibi haber yapılması ayıptan da öte şerefsizliktir. trafik kazasında ağır yaralanan hastayı "çayım bitsin geliyorum" diyerek ölüm döşeğinde bekleten başı açık hemşirelerin olması "aha bak bunların hepsi böyledir" demeyi mi gerektirir acaba???
raporda türban yazılmıyor fakat, biraz kafayı çalıştırmak yeterli olacaktır zira hastanede çalışan bayan radyologlar bellidir ve de türbanlıdır. bir günlüğüne hastaneye kiralık türbansız radyolog getirilmedi herhalde değil mi? haa bir de hastane ne diyor; o gün erkek doktor vardı gibisinden de işkembeden sallıyor. neyse allahtan kendi kendilerini asmışlar bunlar. rapora da güzelce bayan radyolog var çekemiyoruz demişler. iyi olmuş, ne halt oldukları daha bir belli oldu.
ben dedim demek istemiyorum ama konu ile ilgili bir yorum yapmıştım. bazıları çok alındı. bu sadece hürriyetin değil tüm kartel medyasının devamlı yaptığı şeyler. konu ile ilgili yazımda şuydu ayrıca yorum yapmadan önce okumanızı tavsiye derim.
(#1012815)
Aşağıya kopyalayacağım gazetedeki haber paragrafından sonra gerçektende bazı lafları hak etmişlerdir.
Haksız bir yargıdır. Karşı tarafı haklı çıkarmışlardır. Gazetecilik bu değildir.
--spoiler--
Dinci çevrelerde sanki olayın kasıtlı olarak türbanlıların üzerine gitmek için çıkarıldığı havası yayılıyor. Onlara da bir not: Kadın radyologların işini yapmadığı haberini dosyaya koyan doktor, AKP'nin milletvekili adayıydı. Yani "Laikçi" bir insan değil
--spoiler--
raporu yayınlayarak kendilerini savunmuşlardır ama bu tarz bir yazı ile ne yapmaya çalışıyorsunuz be a güzellerim.
Boka batmış ve yanlış yılana sarılıp çırpındıkça batan bir zihniyet halini aldınız...iyi bok yediniz...
Hürriyet gibi köklü bir gazetenin haklı olduğu ve kamuoyu yararına olabilecek bir olayda yanlış manşetle kafaları karıştırmasına en çok sevinen, şu an çiftetelli eşliğinde göbek atıyor olduğunu sandığım Fatih Altaylı'dır zannımca.
neyi tartışıyorsunuz dediğim, haber doğru da yalan da olsa yobaz insanların maalesef ülkemizde ciddi sayıda bulunduğu gerçeğini değiştirmeyen durumun tartışmasıdır. türbanlı veya değil, önemli olan hala bu çarpık zihniyette insanların bulunması. o zaman şöyle yapalım:
-hürriyetin haberi yalan çıktı, doğuda öldürülen genç töre kurbanı değil. o zaman türkiyede töre adı altında cinayet işlenmiyor canım. bu hep kartelci medyanın oyunu.
- falanca gazetenin haberi yalan çıktı. şu üniversitede çıkan kavganın aslı kasaplar arasındaki bir anlaşmazlığın satırla giderilmek istenmesinden kaynaklı. iyi zaten türkiye de kendi gibi düşünmeyene hiç şiddet uygulanmaz ki...
- filancanın haberi fos çıktı. dini inançları gereği bakmayı reddettiği hasta öldü haberi aslında yalan. hasta başka nedenden öldü. zaten inanmamıştım ki, bu ülkede şu ana kadar böyle bir şey yaşanmadı. bunlar hep yalancı, çıkarcı medyanın ayak oyunları.
- kolpacı gazete yalan söylüyor. parası olmadığı için acile alınmayan hasta, hastane hastane dolaştırılırken yolda öldü haberi yalan. tabi ki canım türkiye de böyle bir şey olur mu?
soru: ne kadar inandırıcı? sonuçta bilen biliyor. hepimiz bu toplumun içinde yaşıyoruz. neyin ne oldugunu anlamak için gazete ve çıkar savaşlarına gerek yok. biri bir yerden düğmeye bastı ise öbür taraftan da ona karşılık başka bir düğmeye basılarak enformasyon dezenformasyonu olması doğaldır. yani:
(bkz: kartelci medya vs islamcı medya)
haber yalan çıkmamıştır fakat yalan çıkarılmaya çalışılmaktadır. islamcı medyaya ait gazetelerde haberin yalan olduğu iddaa edilmiştir. bunların dışında konuyla ilgili haber yoktur. aksine, hürriyet gazetesi yalan olduğunu söyleyenlere karşı bir de raporlar yayınlamıştır, anlamayanların gözüne gözüne girsin diye. bazı yazar arkadaşlar bu dinci medyanın gazetelerinin başlıklarını, ayar olarak algılamıştır, ama orada geçen ayar değil, yarası olanın gocunma durumudur, savunma şeklidir.
özel bir hastanedeki türban meselesi bile türkiye'nin gündemine oturabiliyor. Bir de devlet dairelerinde serbest olursa her gün yaşanacak çatışmaları düşünün.
müslümanlara artık nasıl saldıracağını şaşırdı bu insanlar. ama kuduz bir köpekten farkları yok. hesap günü bu iftira attıkları kızların başörtülerine sarılıp helallik dileyecekler. ama kimse hakkını helal etmesin. dürülsün defterleri..
açık seçik ortada olan bir olayın vakit gazetesi gibi şamdan dergisinden biraz hallice bir mecmua tarafından sıvanmaya çalışma çabasıdır. ayrıca bu olay müslüman olduğundan dem vuran sözde dindarların beyin kıvrımlarında ne gibi bir kin, nefret ve düşmanlık taşıdıklarını da ortaya koymuştur. merak ediyorum; kafir muamelesi yapmak, beddua etmek, küfür ve ağır hakarette bulunmak kuran ı kerim'de hangi ayette mubah kılınmıştır kendilerine. asıl bunu yapan insanların ahiretteki konumları nice olacaktır? buyrun bakalım:
işte böyle bu arkadaşların zihniyeti, bu kadar sığ ve acınacak haldeler. işte buydu zaten cumhuriyetin silmek istediği zihniyet! köhne, düşünmekten ve konuşmaktan uzak. aferin efendiler, aferin size.
buyrun işin ayrıntısı... haber 7 de yobaz dimi pardon, durum hürriyet tekzibi yayınlar zaten oradan vereyim, veya cumhuriyetten mi versem, lan dur milliyet te olması lazım. şamdan da bir ek verecek yarın, gerçi fotomaç ta bu konuyla ilgileniyor ama en iyisi resmi gazetedeki tekzibi yayınlamak.
aydın doğan neden güvenilmezdir bilmeyen var mı? varsa geröekten ilginç. bu adamın ortakları yahudilik hakkında hiçbir eleştiri yazılmayacak, abd ve israil in haklaır korunacak diye bir madde koydurdular haberiniz yok galiba.
haberin doğruluğu yanlışlığı tartışılır ancak hürriyet taraflıdır da vakit tarafsız bir yayın organımıdır? haber doğru veya yanlış, hürriyet yada vakit yalancı, başı açık ya da kapalı bu konularla ilgili açılan her başlık karşıt görüşlerin öfke kusma alanımıdır? hepimiz fikir yada bilgi paylaşmak için burda değilmiyiz? değilsek bu platformda bulunma amacımız nedir?
KONYA Numune Hastanesi'nde ameliyat öncesi tesettürlü kadın radyolog doktorun hastanın testis ultrasonunu çekmediği haberiyle ilgili il Sağlık Müdürlüğü'nce soruşturma açılırken, ameliyat olan A.F.G., "Bayan doktor olduğu için filmimi çekmedi" dedi
Konya Numune Hastanesi Başhekimi Opr.Dr. Rıza Sarıbabıçcı ise, Dr. Celal Tütüncü'nün ameliyat raporuna yazdığı notun yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı kanaatine vardıklarını belirterek, "Bu nedenle idari bir işlem yapmaya gerek duymadık" dedi.
Mersin'in Mut ilçesi'ne bağlı Topkaya Köyü'nde oturan ve çobanlık yapan A.F.G. olayın öğrenilmesinden sonra DHA kameralarına ilk önce şunları söyledi:
"Film çektireceğiz diye vardık. "Ciğerlerinden çekeceğiz" (görevliyi kastediyor) dedi. "Benim sorumum aşağıda" dedim. "Biz de biliyoruz aşağıda olduğunu, ama, ameliyat olacağın için ciğerlerinin de filmi lazım" dedi, orayı (ciğerler) çekti. Bayandı, başka bir şey söylemedi. Doktor ikindi vakti geldi. "Hemen ameliyat olacaksın" dedi. Hayalarımın filmi çekilecekti, bayan doktor olduğu için "oraların filmini çekemiyoruz" dedi, ciğerlerimi çekti." Yetkililerin olayın basına yansımasından sonra yaptığı açıklamalarda kadın radyologun nöbetçi olmadığını açılmalarından sonra A.F.G. DHA'ya yaptığı ikinci açılmada ise şunları söyledi:
"Konya Numune Hastanesi'nde muayene ettiler. "Önemli bir şey yok" dediler, geri gönderdiler. Biz de Celal Tütüncü diye bir doktorun yanına gittik. O muayene etti, "acilen yatman lazım" dedi. Hastaneye telefon açtı. "Sabahleyin film çekilecek" dedi. Film bürosuna vardım. Bayan doktor olduğu için filmimi çekmedi.
Ameliyat oldum. Ondan bir gün sonra tekrar ameliyat oldum. Çekmeyen bayan doktorun saçı açıktı. Biraz sarışındı. Personele de söyledim. "O bayan doktor olduğu için çekemez" dediler, oradan geri gönderdiler. Sorunlarımın testislerimde olduğunu söyledim, aynı personel, "bayan olduğu için çekmez" dedi. Bir gün sonra vardık, erkek vardı (Röntgen görevlisini kastediyor), o filmimizi çekti. ikindide ameliyat oldum, yattım. ikinci gün tekrar ameliyat oldum. 7 gün hastanede yattım.''
"Testis diye çekmediler" haberinin ardından Konya Numune Hastanesi'ndeki uygulamayla ilgili olarak il Sağlık Müdürlüğü soruşturma başlattı. il Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, "5 kişilik bir komisyon oluşturduk. Komisyon olayı her boyutuyla inceleyip raporunu hazırlayacak. Bu rapora göre gerekli işlemleri yapacağız. Olayın gerçek yüzü ortaya çıkacak. Ayrıca milletvekillerinden oluşan TBMM Sağlık komisyonu da bugün öğleden sonra Konya'ya gelerek olayla ilgili gerekli incelemeyi yapacak" dedi.
BAKANDAN "SUS" TALiMATI
Konya Numune Hastanesi Başhekimi Opr.Dr. Rıza Sarıbabıçcı konu ile ilgili Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın kendisini aradığını ve basına bundan sonra herhangi bir açıklama yapılmaması yönünde talimat verdiğini söyledi.
YANLIŞ ANLAMADAN KAYNAKLANMIŞ
Başhekim Sarıbabıçcı, "Ameliyat raporundan bilgisi olduktan sonra neden işlem yapmadınız" sorusuna, "Olayla ilgili rapor bize ulaştığında başhekim yardımcıma sözlü olarak talimat verip araştırmasını istedim. Söz konusu olay her yönüyle araştırıldı ve olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı kanaatine vardık. Bu nedenle idari bir işlem yapmaya gerek duymadık" dedi.
Başhekim Sarıbabıçcı, doktor Celal Tütüncü'nün ameliyat sonrası düzenlediği raporuna yazdığı notu, doğru olmadığının tesbit edilince neden düzeltilmediği sorusuna ise şu karşılığı verdi:
KAYITLAR DEĞiŞMEZ
"Onu doktora sorun. Ameliyat raporu bilgi işleme kayıt olduğu için onun değiştirilmesi mümkün değildir. Olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı kanaatine vardığımız için doktor Tütüncü'nün raporuna bir ek yapmaya ya da iddiasının yanlış olduğunu belirten yeni bir rapor düzenlemeye gerek duymadık. Bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğümüz için ileride de bir sorun teşkil edeceğini düşünmedik." Sarıbabıçcı bir testisi alınan A.F.G.'nin testislerinin ultrasonu çekilmesiyle ilgili olarak da, "Hasta 13 Kasım akşamı saat 18.17'de geldiği için icapçı doktor Levent Kaya görevdeydi. Mesai saatleri dışında ultrason işleriyle icapcı doktor ilgilenir. Acil durum olmadığı için akşam icapcı doktora bilgi verilmemiş. Ayın 14'ünde ise mesai saatinde olduğu için radyoloji uzmanları görevdeydi. Bunların içinde bayan ve erkekler de vardı. Hasta A.F.G'nin gerekli tetkiki 14.11.2006 günü gerçekleştirilmiş olup sonuca göre duruma uygun gereken tıbbi girişimler ilgili üroloji uzmanı Doktor Celal Tütüncü tarafından gerçekleştirilmiştir" dedi.
Bu arada Dr. Tütüncü'nün genel seçimler öncesi AKP'den milletvekili aday adayı olduğu öğrenildi.
