Gücü ve cazibesiyle anlatılana göre tapılacak bir kadın. ama verdiği zararlar ve saraya getirdiği ölümler hariç. bahsi geçen diziye bakılacak olursa kanımca çok sevdiğim bir karakter hatta malum dizi de hiç kaçırmadığım bir dizi.
osmanlı imparatorluğuna etki eden ilk kadındır. onunla beraber osmanlı makas değiştirmiş, en yetenekli ve ordu tarafından sevilen şehzadeler dönemi kapanmış saray entrikaları tam anlamıyla başlamış ve padişah seçimine etki etmeye başlamıştır.
hala kısa padişahlığına rağmen şehzade selim yerine şehzade mustafa padişah olsaydı neler değişirdi düşüncesi tartışılmaktadır. pasif ve yönetimi sokullu mehmet paşa gibi kudrtli bir sadrazama bırakan sarı selim mi ordu tarafındna tutulan zeki ve kabiliyetli şehzade mustafa mı daha etkili olurdu bilemiyoruz.
kimi büyük tarihçilerin mışla muşla tarih yazılmaz dese de osmanlı imparatorlugunun sarı selimin tahta geçmesiyle makas değiştirdiği gerçektir.
bu konuda en iyi kurgu ve en iyi senaryo ödülü hürrem sultana gidiyor.
şehzade mustafa'nın katli, rüstem paşa'nın etkinliği sadece birer yaprak.
Osmanlı Tarihinin bir çok ilkini kendinde toplamış tarihi kişilik, Kanuni'nin baştacı.
Bir kere Hürrem Sultan, Valide Sultan olmadığı halde "Sultan" ünvanını alan ilk ve tek hasekidir.
Onun zamanında harem Topkapı Sarayı'na taşınmıştır. Normalde eski sarayda idi.
Sonra, Osmanlı'daki ilk devlet nikahının sahibidir.
Ayrıca kendisi Osmanlı'da kadınlar saltanatı denilen ve Kösem Sultan'la sona erdiği kabul edilen dönemin de başlangıcıdır
Parlak bir zekaya sahip olduğu söylenir. Zira Osmanlı tarihinin en büyük şairlerinden bazılarının yaşadığı dönemde dahi şiirleriyle kendinden bahsettirebilmiştir.
Saray entrikalarının kitabını yazmış, Osmanlı tarihinde en sevdiğim kişilik olan Ulu Şehzade Mustafa'nın ölümüne sebep olmuştur.
Kendisinin Kanuni'ye olan aşkının çok fazla olduğu söylenir, bu şiir ve mektuplarından da anlaşılır gibidir ancak buna bazı sebeplerle inanmamaktayım.
insan sevdiğine zarar vermez. Verse de bu kadarını vermez. Evet Pargalı Avusturya'lı elçilere fazla iktidar hırsı içeren beyanlarda bulunmuş olabilir ama bu sadakatsiz olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki sevdiğiniz insanın hayatının büyük çoğunluğunda yanında olan bir insanın açığını kollamak da o sevgide sıkıntı olduğunu gösterir.
Daha da kötüsü kendi çocuğunu tahta geçirmek için Kanuni'ye kendi oğlunu öldürtmek olarak özetlenecek bir seri olaylara imza atmıştır. Bu da Kanuni'yi değil gücü sevdiğinin başka bir kanıtıdır. Nitekim Şehzade Mustafa'nın boğdurulmasından sonra Hürrem'in oğlu Cihangir'de yakın olduğu abisinin üzüntüsüne dayanamayıp hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Yani iyiymiş hoşmuş ama benden uzak olsun dedirten ama yine de Osmanlı Hasekisi olduğu için saygıyı hak eden kişiliktir kendisi.
-içmeyin şu pppiss osmanli çoobası açliktan ölsemde ıçmem!
-bennnn hürrremmm, benn şıhzaaade annnesiyim bana emir veeme kalfa!
-anne, kizina ne yaptilar. baba O yilan kadın beni öldürdü!
Şeytan bakışlı kötü niyetli Moskof Cariye Alexandra Lisowkanın Osmanlı sarayın da ismidir. Daha saraya hangi niyetle ve amaçla geldiği bilinmemektedir.
moskof cariye hürrem kitabından yola çıkarsak hobileri şarkı söylemek ve çocuk doğurmak olan, önce köle, sonra haseki en sonunda da valide sultan ünvanlarını alan tarihe damgasını vuran kadınlardan biri.
en acısı da oğullarının saltanatı için o kadar uğraş, bir osmanlı şehzadesi dahil olmak üzere o kadar kişiyi öldürüt sen oğlunun padişahlığını göremeden öl.
bu karakterin dizi içindeki en şaşırtıcı yanı hala Türkçeyi öğrenememiş olmasıdır ki , hürrem'in sarayın göbeğinde olmasına nazaran ıssız bir ada da pascalı daha iyi bir türkçeyle seyretmekteyiz. Kendi dilinde anca ve sadece yalan yanlış bir şarkı söyleyebilen hatun kişidir.
dizi versiyonu için konuşuyorum; kendisinin göğüsleri göründüğü gibi büyük değildir, doldurma kullanmaktadır. hatta çevresinden gelen "silikon yaptırsana" laflarına "doğal hallerini seviyorum" yanıtı vermiş geçenlerde.