ankara devlet tiyatrosunda oynayan. o zamanlar yaşanan olaylara sadece taht kavgası gözüyle bakmamamızı, mustafanın, hürremin, beyazıt'ın birer insan olduğunu hatırlatarak olaylara onların açılarından yaklaşan orta üstü bir tiyatro oyunudur.
Yapması gerekeni yapmış kadın mustafa tahta çıksa öldürürdü kesin bunu o yüzden onu ortadan kaldırmak için çalışmış ve başarmış helal olsun onun dışında eğer çok güzel değildiyse ve buna rağmen kanuni bu karinin parmağında oynadıysa Ruslar osmanlının ebesini sikmekle iyi yapmışlar.
hürrem sultan'ın o malum dizideki haliyle uzaktan yakından alakası yoktur. hürrem sultanı tanımadan yorum yapmak cahillikten başka birşey değildir tabi bu bütün insanlar içinde geçerli sadece hürrem sultan değil. hürrem sultan şiirden anlayan gayet iyi yürekli, müslüman ve akıllı bir kadındır bunu anlamak için şu dizelere bakmak yeterli:
"Ey sabâ, sultanuma zar-u perişan diyesün
Gül yüzünsüz işi bülbül gibi efgân diyesün
Firkatinde sanma derd-i dile dermânum yeter
Bulmadı kimse ânın derdine dermân diyesün
Tiğ-i derdiyle delub yüreğimi dest-i gâm
Ney gibi firkatle hasta vü nalân diyesün.
(Ey sabârüzgârı, Sultanıma perişan ve ağlamaklı olduğumu söyle. Gül yüzün olmayınca, yapacağı şey bülbül gibi figan etmektir de. Ayrılığında sanma dermanım bu derde yeter. Kimse bu derde derman bulamadı. Dert kılıcı ile yüreğimi deldi bu gam. Ney gibi ayrılık acısı ile hasta deyiver.)
Gâmlı gönlümün yatıştırıcısı, yaralı kalbimin merhemi o kimsedir ki, onun âşkı gönül tahtımın sultanıdır. Her ne kadar cihanın sâadeti isem de onun kölesiyim. Yüz bin kere yanmış sine ile arz olunur ki, benim Firdevs Cennetimin goncası Sultanım. Gaddar felek, benim gibi bir dertliye zulmedip, canıma türlü türlü ayrılık hançerleri saplayıp ve benim miskin gözümün yaşına bakmayıp, siz yüce ve ebedi cennetin goncasını benden ayrı düşürdü ise, rahatım zahmete, şahlığım tasaya, hayatım mahva yüz tutup, gün be gün feryâdımdan insan ve cinler yanıp tutuşmuştur. ihtimaldir ki gözyaşıma Allahın inayeti yetişip hayatımı gene bana kavuşmayı mümkün ve kolay kılacak, bu kadar ayrılığımdan ve yabanda kalışımdan beni esirgeyecek!
Benim Yusuf yüzlüm, şeker sözlüm, lâtif, nâzenin Sultanım! Allah dergâhına yüzüm süpürge kılıp niyâz ederim ki; mübarek yüzünüzü yine tez zamanda bana göstersin! ilâhi, eğer denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa dahi, bu ayrılığın açıklamasını yazabilirler mi? Ayrılığa düşenin halini bilmek isteyenler, Süre-i Yusuf okusun, bu hali ancak o tefsir eder.
Gözümün nuru Sultanım! Gece yoktur ki âhlarımın ateşinden bütün âlem yanmaya. Seher yoktur ki, gül yüzünüzün arzusuyla ağlamaya ve feryatlarımdan felekler parçalanmaya,
Rumuzu şeb gibi tarik etti ey may-i iştiyak
Müşkil olur iftirak, ah iftirak, vah iftirak
(Gündüzümü gece gibi karanlık ettin ey Ay! Zor olur ayrılık, ah ayrılık, vah ayrılık )
Ah benim Sultanım! Ayrılık ateşinin sınırı yoktur. Şimdi siz de bu derd-mendi esirgeyip mektub-ı şerifinizi bu tarafa göndermeyi geciktirmeyiniz. Bari onunla canıma rahat hasıla ola..!
bu kitaba göre kanuniyi boynuzlamıştır. osmanlı soyu kanuni ile bitmiştir. özet şağıda
Cahit Ülkü'nün inkılap yayınlarından çıkan Son Hazaryalı adlı kitabında Hürrem bu Hazarya kalıntılarında doğmuş bir Yahudi kızıdır. Hazarlar darmadağın olunca, Sevgilisi ispanya'ya kaçar.Hürrem esir olarak istanbul'a satılır. Saraya sızmayı, Kanuni'nin gözüne girmeyi başarır. Sıra Osmanlı'nın başına bir Yahudi Hazaryalı'yı geçirmeye gelmiştir. ispanya'daki sevgilisini istanbul'a getirtir. Kanuni'yi boynuzlar. Onunla yatar, hamile kalır ve tarihlere Sarı Selim olarak geçen şehzade doğar.Onun tahta geçmesi için, önündeki engellerin kalkması gerekir. Hürrem Kanuni'nin önceki karısından olma, halkın ve askerin çok sevdiği Şehzade Mustafa'nın idam fermanını Kanuni'den almayı başarmakla kalmaz, kendi doğurduğu Şehzade Beyazıt ve Mehmet'i bile idam ettirir. Çünkü onların babası Kanuni'dir.Oysa Hürrem tahta saf kan bir Yahudinin geçmesini planlamıştır.Başarılı olur. Selim tahta çıkar.. Yani, Kanuni'den sonra Osmanlı padişahları, Hazar Türk Yahudileridir romana göre.... Hadi buyrun.. Bu roman dizi olsaydı maazallah, istanbul'da kan gövdeyi götürmüş müydü, götürmemiş miydi Bu bir kaşık suda fırtınalar yaratma meraklısı ülke, yerinde durabilir miydi, dersiniz?
altı yüz yıl sonra Hürrem ve kanuni hayatlarında almadıkları bedduayı bir tv dizisi sayesinde aldılar. bir dahada haseki hastanesine gitmem diyen bile çıkar. (ya bir tv dizisi nelere kadir Hürrem sen o kadar vakıf kur bu gün bile faal haseki hastanesini yap, camiler çeşmeler, şifahaneler yaptır sonunda rus cadısı imparatorluğu mahveden kadın olarak anılan biri ol hem acıyorum hem kızıyorum.)
15-20 devletin birleşip oluşturduğu haçlı ordularının bir şey yapamadığı koca imparatorluğun anasını belleyen yahudi kökenli kadın.
hürrem, fettanlığı sayesinde avucunun içinde oynattığı kanuniye pek çok değerli devlet adamını idam ettirtmiş, azlettirmiş; ya da sürgüne göndertmiştir. devlet kurumlarının pek çoğunun başına işini bilmeyen ama hürrem'in adamı olan kişiler getirilmiş; liyakat sürekli göz ardı edilmiştir. viyana bozgunu, pek çok seferin iptal edilmesi, kapütülasyonlar gibi devletin duraklamasına neden olan pek çok olayın birebir sorumlusudur.