başınıza gelebilecek en kötü şeyin geldiğini düşündüğünüzde yapmak istediğiniz tek eylemdir. her koşulda ne olursa olsun ağlayan siz tek damla gözyaşı dökemezsiniz. hani der ya can yücel, aci doruga ulastiginda gözyasi; gelmezmis gözlerden neden hiç aglamadigini anladim, içinize atarsınız. halbuki canınız hiç yanmadığı kadar yanıyordur. tek çare içinize atmak olur. içinize atarsınız büyür büyür büyür.. artık hiç olmaycak şeylere bile gülmeye başlarsınız. durduk yere kahkaha atarsınız. ama öyle bir şey olur ki hareketli bir şarkıda bir kelime duyarsınız, kavga eden bir çift görürsünüz... birden ağlamaya başlarsınız hüngür hüngür. kimse durduramaz sizi. aslında bu ağlama hem acıdan kurtulmadır hemde ondan...
gözyaşaltılarını serbest olabildiğine özgür bırakmak.hele birde yağmur damlalarıyla yarıştırabiliyorsan, amacına ulaştırdığın eylemin olur ağlamak. ağlamak ihtiyaçtır evet. ağlamak, güzeldir de.
gün boyunca sağa sola anlamsızca kahkahalar savurduktan sonra eve gelince içinde bulunduğunuz durum. sonrasında attığınız kahkahalar kadar anlamsız hıçkırıklara boğulursunuz..
insanın rahatlamasının en doğal yoludur. yoğun ve bunaltıcı bir dönemin ardından, en ufak bir terslikte sinir harbi yaşamak ve doyasıya ağlamak, insan için en güzel deşarj yöntemidir. bir an canım çekti.
hayatın gerçekleri bir bir yüzünüze vuruyor, kocaman soru işaretleri kafanızı kemiriyodur. moraliniz bozuktur, ağlamak rahatlamak isterseniz. başlarda tutmak istersiniz kendinizi, ağlayıp güçsüz görünmek istemezsiniz ama o kadar dolmuşsunuzdur ki beceremezsiniz bunu. dokunsalar ağlayacak kıvamdasınızdır, gözünüz yavaş yavaş dolmaya başlar, bir kıvılcım gerekmektedir hüngür hüngür ağlamak için. tam o sırada duman grubundan yanıbaşımdan şarkısı imdadınıza yetişir. tebrikler, artık hüngür hüngür ağlamak isteği vücut bulmuştur.
üzücü bir olay yaşandığında yapılması olası bir durum..
insan ancak ağlarsa rahatlar ne de olsa ağlamakta yapılması gereken bir eğlemdir. bize verilen her özelliğin bir amaca bağlı olduğunu unutmamak gerekir...
bir yere gitmek istemeyle başlar, bir deniz kenarına, kimsenin olmadığı sade bir odaya gitmek istemeyle başlar.
sonra bağıra bağıra kimse neden diye sormadan niye yapıyorsun bunu diye soramadan kimse gelip başını okşamadan yapma demeden ağlamak ister insan. ben de istiyorum. niye ağladığım sorulmasın, yapma denmesin, bağıra bağıra hüngür hüngür ağlayayım bir deniz kıyısında. niye ağladığımı ben bile bilmeyeyim.
o zaman düzelecek her şey biliyorum, bunu yaptıktan sonra herşey geçecek. kalbim, gözlerim düzelecek. ben içimdeki zehri böyle atıp, sonra yoluma gidebileceğim, eğer gerçekten kötüysem işte o zaman düzeleceğim, eğer vazgeçmem gerekiyorsa orda o saniye vazgeçeceğim yok sevmem gerekiyorsa o zaman da buna karar vereceğim. ben o günü bekliyorum.