hümanizm bitti dedim. inanmadı. hayır gerçekten bitti. perikles şu an ağlıyor dedim. demokraside bitti.
bu ülkede olduğuma da pişmanım dedim. dinlemiyor gibiydi. "buddha, lütfen cevap ver."
istemedi beni dinlemeyi.
başıboş bıraktım onu. hep aynı sıkıcılıktaydı. onun gibi olamadım. ama hep olmak istediğim biri vardı: uma thurman.
uma dedim "üzerindeki sarı kıyafeti bana verirsen ben de iyi dövüşebileceğime inanıyorum." değiştirdik. buddha'nın bana verdikleri ona olmadı. "kapri sana çok yakışmadı" dedim çıkardı. onunkiler ise bana uzundu. "hümanizm bitti" dedim. sağa sola saldırmaya başladı. adamlar etrafını sarmıştı. korkmuştum bense. kendimi ninjaların arasından çekip çıkardım.
"artık dedim, insanlar yeteri kadar düşünmüyor. kimse gelecektekiler için birşeyler yapmaya hazır değil. hiç kimse iyimser değil." duymadı.
ben: hümanizm yok. rutin öldürüyor onu.
uma: hümanizm yok evet! hayatta kalmak için savaşıyoruz. birbirimizin ayağını kaydırmak için. çünkü başka yolu yok.
nereden sonra böyle oldu hiç bilmiyorum. ama hayatın bir parçası olabilmen için birisi senin sırana geçmeden senin onun sırasını çalman gerekiyordu.