benim için hümanizm ayrımcılığa karşı duruştur. her insanı, kötü olanı sevmek gibi bir zorunluluğu yoktur. sadece birini, sırf sizin ideolojinize uymuyor diye öldürmenin aptallığını anlatır. ne düşünürse, neye inanırsa inansın, o bir insandır. ve eşitliği hak eder. yoksa gidip de teröristi sevin diyen olmadı.
Hümanizm akımı ile birlikte insana verilen değer daha da artmaktadır, beraberinde aydınlanma çağında aklın ışığıyla birlikte, orta çağın karanlığından kurtulmuş olunduğu söylenebilir. Hümanist düşünce sırf bu sebeple kazanım sayılabilir.
günümüzde ise sırf bir ortamda rant elde edebilmek ve egosunu şişirmek amacıyla yatılan bir ayak. zırvalıktan başka birşey değil. yok efendim zenci demek doğru değil siyahi demek doğru, bayan değil kadın demek, kürt destekçiliği ermeni destekçiliği falan filan... sosyal bir insanmış gibi karşıdaki insanları etkilemek amacıyla kullanılan bir maskeden başka birşey değildir hümanizm.
din, bu hastalığın yayılmasında etkili ve bulaşıcı bir virüstür,, her ne kadar felsefe, durumu teşhis etmiş gibi görünse de bunun bir hastalık olduğunu hastasının yüzüne hiç söylememiş yarım yamalak bir doktordu,, elbette o sıralar o da ıslak burnunu çekiştiriyordu, yüksek ateşi vardı, terliyor ve üşüyordu, hastaydı..
bilim, çarpışan atomlarla meşguldü, eğer yapabilirse karanlık maddeleri bulacak, onları ayrıştıracak, yeniden birleştirecek, zengin bir karışım yaparak hastasının damarına zerkedecekti, ama öyle olmadı,,
halsizdi, yüksek ateşi vardı, terliyor ve üşüyordu, hastaydı..
insan sevgisidir. Her ne kadar Cemil Meriç ' izm' ler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir. ' dese de, zaman zaman insanın kendisini inandırma hissine kapılacağı akımdır. Yunus' un da dediği gibi ' Yaradılanı hoş gör, Yaradandan ötürü. '
katiller hümanist değillerdir. insan öldürmekten çekinen herkes hümanisttir. kadınlar doğuştan hümanisttirler
ve öldürme dürtülerini erkeklerden daha kuvvetli bir şekilde bastırabildiklerinden dolayı kadın katil populas
yonu düşüktür.
Kelime anlamı olarak insancılık, insanları sevme olsa da
Türkiye'de azınlık kırıntılarının ve vatansız soytarıların Türklüğe küfür etme ülküsüdür.
Genelikle her rengin rengini ala bilen bukalemun karakterli soytarılar tarafından savunulur.
Ağızlarından adalet kardeşlik eşitlik gibi masumane lafları hiç düşürmezler ama:
Biz onlara karabağdaki ermeni mezalimin den söz ettiğimizde faşistiz dir.
Biz onlara sokak ortasında yakılan seraptan söz ettiğimizde faşistiz dir..
Biz onlara görevini yaparken vurulan öğretmeden evi kundaklanan polisten kürtçe bilmediği için dayak iyen doktordan söz ettiğimizde faşistiz dir.
Ağızlarında hep ''barış'' yaftası vardır ama o barış bize hiç uğramaz ilk fırsatta kan dökecek yer ararlar.
Bizim elimiz kana bulaşmamış olsa bile , onlar ağızlarından salya misali akan kana rağmen: sevgi pıtırcığı, kardeşlik kelebeği, özgürlük çiçeğidir.
Biz ise potansiyel faşistiz dir.
Onlar Üstadları mao'ya staline taş çıkartacak şekilde işkenceyle adam öldürür.
insanlık dışı ideolojileri için okullara bomba koyar, karakollara silahla saldırır adı eşitlik ve kardeşlik için olur ama ;
Biz bunlara karşı çıktığımız için faşistiz dir.
Ama hayatlarında hile ,sahtekarlık madde'den başka bir şey bilmeyen bukalemun karakterlilerin bunu anlamasını da beklemiyoruz.
Çünkü Gözlerinin önünde geçekleşen kahpeliği görmekten aciz hödük kafalı sapık ruhlulara göre onlar humanist bizler potansiyel faşist.
hümanizm özünde iyi birşeydir. özünde derken, kelime anlamından bahsediyorum. insanı insan oldugu için sevmek, insanın mutluluğu için faydacı yaklaşımı temel alır.
bu onların kelimeyi açıklayış tarzıdır. ama 2. adımda oluşturulan etkinlikler araçlar ve amaçlar hiç de böyle değildir. hümanizm, ateizmi bir bütün olarak kabullenip insanın toplum için değil kendi için çalışmasını hedefler olmuştur. sosyalizmi etkiler. sosyalist marksist-leninist ler hümanizmi benimseyerek çok sayıda insanı, insanlık için öldürdüğünü göstermiştir. yani hümanizmin tek güzel yanı vardır, ideolojinin sözlük anlamı. hepsi bundan ibaret.
insancılık. 15 yy da ortaçağın skolastik düşüncesine karş8 eski yunan ve latin uygarlıklarını aydınlığa çıkarmak için italyada doğan felsefe bilim ve sanat görüşüdür.
rönesans ın temelini , klasisizm akımının hazırlayıcısı olmuştur.
Ortaçağ ın barbar yapısından sonra oluşmaya başlamış, homo üniversal görüşü ele alan düşünce sistemi. özelikle istanbul un fethinden sonra roma ya giden bizans bilginleri tarafından başlatılmış olarak kabul edilir.
"marx'ın da pek sevdiği bir latin sözünü anımsıyorum nihil humanum mihi alienum est
bu sözün altına ben de imzamı basıyorum
insana ilişkin ne varsa kabulüm
şu hümanistler hariç"