bir taraf insanlığı esas alıp dünya sorunlarını ilgilenirken diğer taraf, coğrafi bölgesine sıkıştırılmış ahaliyi bir kalıbın içine sokmaya çalışır. hümanizm saflarından barış, huzur, birlik naraları yükselirken öbür taraftan ölüm, kan ve nefret duygusu yükselir.
biz bütün milletleri severiz, en çokta kendi milletimizi severiz.
-osman pamukoğlu
umarım yeterince açıklayıcı olmuştur. yüzyıllardır aynı toprağı paylaşıp aynı havayı soluyup aynı dili konuşan aynı ihanete uğrayıp savaşa aynı tarafta giren insanla güney afrikanın balta girmemiş arazilerde yaşayan insana duyacağım hisler aynı değildir olamaz. hümanizm başka bir şeydir milliyetçilik başka bir şeydir. versus hatalı. yıl olmuş 2012 halâ kelimelerin anlamını bilmeden konuşan andavallar var. gelip bir de sözlükte başlık açıyorlar, biz bunu söyleyince çaylak yapılıyoruz amk. önce şu her tarafından öküzlük akan andavallar temizleyin sonra biz küfürsüz yorum gireriz amına koyayım.
Aslında iki zıt akım gibi görünür hümanizm ve milliyetçilik. Özüne bakarsak da uzak olmadığı aşikardır. Milliyetçiliğin kökeninde kan, nefret, ölüm yoktur. Bir düşüncede kan, nefret ve ölüm olamaz. Kan, nefret ve ölüm dediğimiz ancak insanların davranışlarında olabilir. Milliyetçilik dediğimiz kavram da olayı daha da irdelersek kendi içinde hümanizm akımını barındırır. Şöyle ki insanların sözde bildikleri milliyetçilikte kendi ırkını -Ki ırk demek ne kadar doğru olur? Doğru bulmasak dahi artık zihnimize yerleşmiştir bu ırk kelimesi.- kucaklama durumu vardır. insanları kendi ırkından olarak kategorize etse dahi özdeki insan kucaklama olayı hümanizm kapsamındadır.
girilen entrylerden görülüyor ki, bu ülkenin insanları bazı şeyleri aşmakta güçlük çekiyor. tabi aldıkları terbiye gereği böyle davranmak zorundalar. durumun böyle olmasına şaşırmıyorum tabiki bugün bok içinde yüzüp, öküzlere tapmamız hep bu çoğunluk yüzünden.