hükümetin açılım yapması gereken başka bir konu.öncelikle memurla dalga geçer gibi yüzde 2+2 zam teklifi yapıp da sonra rte müdahalesiyle 2buçuk+2buçuk yapılan teklif memura yapılan haksızlığın son noktası.zaten zor durumda olan ve hayat pahalılığı ekonomik kriz derken 3buçuk3buçuk yaşayan memur bir sene daha rahat yüzü göremiyecek.
doğal bir hak olan insanca yaşama isteği için iktidarların bunları bir hak değil de, lütfettikleri bir şeymiş gibi sunmaları alışık olduğumuz bir tablo. üstelik sıradan insanların "devletlü padişahum" reflekslerine de ilk kez görmüyoruz. bu devletluların elbette geldikleri bir gelenek vardır ve hak olanın ne olduğunu bilmemektedirler. ancak bir de işin diğer boyutu sendikal alandaki bürokrat tipi sendikacılık anlayışıdır. sanki sendikalar gücünü emekten alan kitle örgütleri değil de, bir baskı unsuru veya hariçten gazel okuyan örgütlenmeler. hal böyleyken mücadele mesajları verenlerin daha kendi sendikalarına yönelik saldırılara karşı etkili bir çıkış yapamamış olmasıyla beraber hükümette işi rahatlıkla idare edecektir. "genel greve gideriz." tehditi ne yazık ki artık sökmüyor; çünkü örgütlülük nedir onu da unuttunuz sendika başkanları. o koltuk ne kadar tatlıysa artık yılın 1 günü dışında samimi bir iş yapılmıyor. ondan sonrada ancak işi tehtid etmek oluyor, iş eyleme gelince ise kaçılıyor. bu anlayışın yıkılması elzemdir. emekçilerin haklarını araması mücadeleci bir sınıf sendikacılığı ile işçi birliklerinin örgütlenmesine bağlıdır artık.
bu konuya bir ek daha yapmak gerekiyor. iktisatçı mustafa sönmez bu teklifi içinden geçtiğimiz son 6 senelik büyüme rakamları ile ücretlerdeki reel ve nominal artış rakamlarına göre değerlendirmiştir.( 28.08.2009, mustafa sönmez, birgün-cumhuriyet) verilen rakamlara göre 2003-2009 arasındaki ortalama büyüme hızı yüzde 6'ya yakın. ancak ücretlerdeki nominal( yani kağıt üzerindeki) artış yalnızca yüzde 1. bunun yanında reel ücretlerdeki artış ise daha garip: eksi yüzde 3! yani geçtiğimiz 6 senede ücretler gerçek hayatta 100 lira ise bugün 97 lira ancak türkiye ekonomisi ise 100 lirayken 106 lira! aradaki 9 birimlik fark ise nerededir sormak lazım. gerçi sorunun cevabı da belli: sermayenin elinde. her konuda emekçilerin haklarına saldıranların yaptıkları açık bir alay etmedir. yapılan hırsızlıklar hiçbir zaman kimsenin yanına kar kalmaz, bizden hatırlatması.