yönetilmek, ne hakkı ne kerameti ne de iffeti olan yaratıklar tarafından izlenmek, soruşturmak, gözetlenmek,, yönlendirmek, yasalara uydurmak, düzene sokulmak, kapatılmak, denetlemek, yorumlamak, değerlendirmek, sansüre uğratılmak ve komuta edilmektir... yönetilmek, kişinin her hareketinde her eyleminde ve yaptığı her işlemde, mimlenmesi, kaydedilmesi, nüfus sayımına tabi tutulması, vergilendirilmesi, damgalanması, fiyatlandırılması, değerlendirilmesi, patentinin alınması, yetkilendirilmesi, müsaadeye tabi tutulması, tavsiye edilmesi, ihtar edilmesi, men edilmesi, doğru yola sokulması ve düzeltilmesi anlamına gelir.
hükümet, haraca bağlamak, terbiye etmek, fidye ödemeye mecbur bırakılmak, sömürülmek, tekelleştirmek, gasp edilmek, baskı altına alınmak, gizemleştirmek, soyulmak anlamına gelir; bütün bunlar kamu yararı ve halkın çıkarları için yapılır. daha sonra, ilk direniş belirtisi ya da şikayet sözcüğünde, kişi baskı altına alınır, para cezasına çarpıtılır, hor görülür, tedirgin edilir, takip edilir, apar topar alınıp götürülür , dövülür, boğularak idam edilir, hapse atılır, vurulur, makineli tüfekle taranır, yargılanır, hüküm giyer sürgüne gönderilir, kurban edilir, satılır, ihanete uğratılır ve üstüne üstlük bir de küçük düşürülür, alay edilir, kızdırılır, ve onuru kırılır.
hükümet işte budur! ey insanoğlu! altmış yüzyıldır böyle bir zillete nasıl katlanırsın?
bir hükümetin ikiyüzlülüğünü ve çelişkisini görmek istersen şu kısa hikayeceği bak:
üstüne vazife olmadığı halde namus bekçiliği yaparak kızlı erkekli kalınan öğrenci evlerine baskın düzenlemeye yeltenir ve bunu yaparken din, vicdan, ahlak ekseni kılıfını uydurur. fakat gelin görün ki bu dindar, iyi ahlaklı hükümet zinayı suçtan saymaz ve genelevleri kapatmaz.
işte kardeşlerim, oy için, gündem değiştirmek için kişiliğini değiştirecek böyle hükümetler görürseniz anlayın ki yanlış yoldadır.
Ne biçim bir devletimiz var ki şurada günde 15 şehit aylar içinde ise sayısı bilinse bile daha doğru dürüst açıklanamayan nice şehitlerimiz vardır.
Ama gel gelelim ki bu şerefsiz devlet üyelerine gözlerini para ve mevkii bürümüş o gözleri o pis yüzleri ile hala toplanıp toplanıp bir çözüm üretmeyip dağılıyorlar.
E be vicdansız şerefsizler! Sizin oğullarınız ölmüyor! Bir karar alıp, almasanızda sizin yüzünüzden, sizin boş beyinleriniz yüzünden şehitlerimiz oluyor!
Artık nerede bir takım elbiseli birilerini görsem yüzlerine tüküresim geliyor sayenizde!
Yüzleri bile kızarmayan bu şerefsizlerin gururu bile yok ki şu sebepten istifa ediyorum artık dayanamıyorum yapamıyorum bu işi desin. Halka burda aptal,köle gözüyle bakıyorlar.
devletin yürütme gücü ve bu gücü yürüten örgüte hükümet denir. osmanlılarda tanzimat’a kadar, tam anlamda bir hükümet kavramı yoktu. her şey padişah’da odaklandığı gibi yürütme yetkisi de onun adına belirli görevlilerce kullanılıyordu. ikinci mahmud’un yenilikleri ile ilk hükümet örneği verildi. tanzimat döneminde hükümetin örgütlenmesi süreci büyük ölçüde tamamlandı.
Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükûmetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, "Hükûmetten gaye nedir?" bunu düşünmek lazımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır.