en güncel örnek sezen aksu'dur. sevgili sezenciğim akp anayasasına evet diyeceğeni söylüyor buraya kadar her şey tamam. olabilir, bir sanatçı evet diyebilir ve hatta akp'li de olabilir burada bir sorun yok. ama sezenciğim bu anayasaya evet demesinin nedenini 12 eylül darbesini temizleyeceğini ve darbecilerin yargılanması gerektiğini söylediğinde işte o zaman benim sabrımı taşırır ve kendisinin okkalı bir hükümet sanatçısı olduğunu ortaya çıkarır. neden mi? aktarayım. 80 darbesi yapılır ve kenan evren cumhurbaşkanı olur. bunun üzerine kenan evren köşkte bir davet verir. bu davete sanatçılar çağırır. bu çağrıya başta sezen aksu olmak üzere onno tunç, gülriz sururi, ali poyrazoğlu gibi isimler olumlu yanıt verip, gururla bu davete katılırlar. bazıları, e bunda ne var darbe dönemi herkes korku içinde hangi sanatçı ben katılmıyorum diyebilirdi ki diyebilir ve bende onlara aziz nesin, cemal süreya, melih cevdet anday, atıf yılmaz, yaşar kemal, timur selçuk, ilhan berk gibi ustaların davete olumsuz yanıt vererek katılmadıklarını ve hatta aziz nesin'le cemal süreya'nın oldukça sert tepki gösterdiğini söylerim. bunun üzerine hala sezen aksu için hükümet sanatçısı diyemezsinizi savunanlar varsa diyecek bir şeyim yok.
birçoğu gerçek sanatçı bile değildir.
sanatçı dediğin özgürlüğün özgünlüğün çağdaşlığın ve ilmin yanında olmalıdır.
fikri hür vicadnı hür irfanı hür olmalı topluma yön verebilmelidir.yoksaaa
her daim kıçı başı açık, memeler baldırlar ortada ekranlarda boy gösterip sonra akp ye yaranmak için başörtülü fotograf çektirip ben evde hep başı kapalı dolaşırım diye zırvalayanlara sanatçı denir mi?