görev verilirse hiç ikiletmeden gider askerlerimiz ama hükümet her boku hallettide geriye bi araplarımı kurtarmak kaldı. hala şehit verilirken ve hala askerlerimiz ölürken bu ülkenin vatandaşları ölürken bide kalkıp nükleer silahı olan bir ülkeye arap savunmak için savaş mı açacaz? demezler mi adama o zaman "ulen her kuşu siktinde geriye bi leylek mi kaldı?" diye. kaldıki kendi aralarında bile bir birlik bütünlük yok. ülkelerini savunmadan arta kalan zamanlarda el-fetih ve hamas yanlıları birbirini düdüklüyo. düşmana karşı birleşmekten acizler. burada akan kan yetmezmiş gibi bütün problemlerimiz çözülmüş gibi gidip nükleer silahları olan, süper silahlara sahip bir ülkeye helede amerika varken saldıracağız ha? işte bu çok komik.
zaten savaş kararını hükümet ve genelkurmay beraber ve karşılıklı istişarelerle vereceğinden böyle bir şeyi düşünmeye bile gerek yoktur. hatta ve hatta öyle bir durumda savaş açma kararı için tsk'nın hükümete pek de ihtiyacı yoktur.
bu hükümet-tsk ilişkisiyle alakalı bir mesele değildir. tsk vatanına ve milletine karşı sorumludur. misak-ı milli sınırlarını korumak tsk nın görevidir. tsk talimatı alır ve uygular. pısırık olan tsk değildir bu ülkede. canını feda etmeye yemin etmiş insanların oluşturduğu bu kurum yıkılmaz duvarlarını gösterecektir.
bilinçsiz yazar söylemi. savaşı evcilik, bilek güreşi ne biliyim bunlar gibi çocuk oyuncağı sanmak. dış politika bu kadar basit sanan güruh oturup ağlasın...