hz ömer in adaleti

entry37 galeri0
    12.
  1. işçileri ölüme mahkum eden koşulları yaratıp, sonra "bunlar hep mason patronların suçu. hiçbirini tanımıyoruz. nereden çıktı bunlar?" diye kıvırmak olmasa gerek...
    1 ...
  2. 11.
  3. Evladına göstermeyip islamla ortaya cikan duygusu.
    0 ...
  4. 10.
  5. 9.
  6. adalet denince ilk aklımıza gelen Hz.Ömer'in adaletine örnek bu olsa gerek.

    Nuşirevan'ın Adaleti ve Hz.Ömer'in adaleti:

    Hazreti Ömer ve Sa'd ibni Vakkas Hazretleri, iran'a at satmaya gitmişlerdi. iran'a vardıkları zaman şehrin girişinde cirit oynayan bir kısım genç görüp seyre daldılar. Bir ara yabancıların kendilerini seyretmekte olduğunun farkına varan gençlerden birisi yanlarına gelip "Bedeviler" gibi sözlerle hakaret ettikten sonra, satmak için getirdikleri ve üzerine bindikleri Arap atlarını ellerinden zorla aldılar.
    Hazreti Ömer ve Sa'd ibni Ebi Vakkas Hazretleri ticaret maksadıyla geldikleri şehre meyüs ve mükedder vaziyette girdiler. Yanlarında yiyecek bir şeyleri olmadığı gibi paraları da kalmamıştı. Aç susuz akşam olmasını beklediler. Akşam olunca da bir hana vardılar. Kapıdan girer girmez hancı, misafirlerin yabancı olduğunu ve üzüntülü olduklarını anladı. Neden üzüntülü olduklarını sordu. Hazreti Ömer daha üzüntülü görünüyordu. O hiç konuşmadı. ibni Vakkas Hazretleri ise başından geçenleri hancıya dert yanarak anlattı. Hancı misafirlerini dinledikten sonra:
    - Siz kederlenmeyin, bizim hükümdarımız son derece âdildir. Ya atlarınızı buldurur, yahut bedelini tazmin eder. Sizin anlattığınıza göre elinizden atları alan hükümdarın kendi oğludur. Ama o mutlaka bu meseleyi halleder, diyerek teselli verdikten sonra:
    -Her sabah hükümdarımız pazar yerinde halkın önünden geçer ve halk ona dert ve dileklerini bildirirler. O da ne icab ediyorsa hemen yapar. Siz sabahleyin hemen pazar yerine gidin vaziyeti anlatın dedi.
    Sabah, Hazreti Ömer ve arkadaşı pazar yerine çıkıp hükümdarı beklemeye başladılar. Biraz sonra hükümdar yanında tercümanları olduğu halde geldi. Herkes nesi varsa açık açık söylüyor o da gerekeni hemen orada yapıyor veya yapılmasını emrediyordu. Sıra Hz. Ömer ve ibni Vakkas'a geldi. Onlarda başlarından geçenleri anlattılar, atlarının bulunup geri verilmesini dilediler.
    Hükümdar bunları dinleyince yüzü çok asıldı ve üzüntülü olduğu her halinden belli idi. Bir kese altın verdi ve atlarının da bulunacağını söyledi. Hükümdar tercüman vasıtası ile konuşuyordu, tercüman ise atı alanların hükümdarın oğlu olduğunu söylememişti. Hazreti Ömer ve Ebû Vakkas Hazretleri yine akşam kaldıkları hana geldiler. Bu sefer yanlarında paraları da vardı, karınları da toktu. Hancının parasını verdiler, o gece de orada kalıp sabahleyin yola çıkmayı düşünüyorlardı. Hancı ne olduğunu sordu. Onlar hükümdarla görüştüklerini ve atları bulacağını söylediler, dedi.
    Hancı birden öfkelendi ve:
    -Demek kendi oğlu olduğu zaman iş değişiyor, dedi.
    Sabah oldu bu sefer hükümdarın karşısına hancı çıkıp:
    -Hükümdarım, suçu işleyen başkası olur ceza verirler de, sizin oğlunuz olursa cezasız kalır öyle mi? dedi.
    Nuşirevan bunu duyunca rengi değişti ve çok sinirli olduğu besbelli idi:
    -At sahipleri yarın şehri terk etsinler... Fakat biri şehrin kuzey, biri güney kapısından çıksın dedi.
    Sabah oldu ve atların değerinden fazla para verdi. Hazreti Ömer ve Ebû Vakkas Hazretleri şehri terkediyorlardı. Bir de ne görsünler, şehrin bir kapısına atı alan genç yani hükümdarın oğlu, diğer kapısına ise hükümdara yanlış bilgi veren tercüman asılmışlar ve ölmüşlerdi...
    Aradan zaman geçti, Hazreti Ömer islam'la tanıştı ve daha sonra Halife, Sa'd ibni Ebi Vakkas ise Mısır valisi oldu. Bir Cami yapılacaktı. Bu camiye en müsait yer ise bir yahudinin yeri idi. Mısır valisi yahudinin yerine cami yapımına başladı. Yahudi çaresiz bir şekilde düşünürken müslümanlardan bir zat:
    -Nedir senin bu halin? diye sordu.
    O:
    -Bir evim vardı, başka bir şeyim yoktu. Vali şimdi oraya cami yapıyor. Ben ne yapabilirim? Şimdi açıkta kaldım, dedi.
    Müslüman ona:
    -Sen git Medine'ye... Orada Halife Ömer vardır. Derdini ona anlat. Senin derdine mutlaka çare bulur, dedi.
    Yahudi daha islamiyetin nasıl bir din olduğunu bilmiyordu. Medine'ye vardı. Halife'yi sordu, bahçede olduğunu söylediler. Gitti Bahçeyi buldu. Baktı ki, orada bir adam çalışıyor Yanına yaklaşıp:
    -Ben Halife Ömer'le görüşmek istiyorum, dedi.
    Ona göre hükümdarın tarlada ne işi vardı. Karşısındaki:
    -Derdini anlat! Ömer benim, dedi.
    Yahudi derdini anlatıp, bir çare bulunmasını söyleyince Hazreti Ömer, öfkeli bir şekilde, bir kemiğin üzerine bir şeyler yazıp adamın eline verdi:
    -Götür bunu valiye ver, dedi.
    Yahudi bu yazışmadan pek bir şey anlamamıştı. Bundan bir şey çıkmaz, diyordu kendi kendine...
    Mısır'a gelip kemiği Sa'd ibni Ebi Vakkas'a verince, vali çok korkmuştu. Hemen yahudinin evini eskisinden daha güzel bir şekilde tamir etti ve yahudiye verdi. Hemde memnun etmek için bir miktar yardımda bulundu. Hazreti Ömer'in gönderdiği kemiğin üzerinde sadece şu iki kelime yazılı idi:
    -Vallahi Ben Nuşirevan'dan daha adilim!!!
    7 ...
  7. 8.
  8. tanim: muslumanlar tarafindan suphe edilmeyen, edilmemesi gereken, ozellikle devlet liderlerine ornek olmasi gereken bir adalettir.

    gölpınarlı kim ola ki?! bizim oyle bir kaynagimiz var miydi?
    hayir ben anlamiyorum, nedir bu hz ali'yi savunayim derken kirip dokme tutkusu!
    ayrica hz ali'yi kime karsi savundugunu zannediyorlar bunlar? kimi kimden korumaya calisiyorsunuz!
    sii'lerden bir grup da buna benzer seyler yapiyor.. lanet olasi ebu lu'lue'ye turbe yapip dualar edenler... ki hz omer savas olmadigi hâlde ettigi duaya karsilik bulup sehadete ulasti.. emin bir beldede sehid olmasini saglayacak kadar allah'in sevgili kuluyken, yok adaleti soyleydi, yok peygamberin cenazesine katilmadi!
    iftira atan da karsiligini bulur!
    kimin hakkinda neler soyledigine herkes dikkat etsin!
    4 ...
  9. 7.
  10. bir kadınla adamı evli olmadıkları halde zina yaparken görür biri. şahitliğin geçerli olması için diğer iki arkadaşınıda haber verip, adamla kadını yatakta basarlar.
    hz.ömer'in makamına gelen şahitler ve suçlular olayı anlatır. hz.ömer kadına halka kapalı bir mekanda ve kimsenin görmeyeceği bir şekilde 10 kırbaç cezası verir. adamı 1 seneliğine ülkeden sürgün eder.
    daha sonra şahitlere dönüp '' siz bir kadının evini gözetlemeye utanmıyormusunuz ? '' diyerek adamların hepsine 100 kırbaç cezası verir.
    adalet bu olsa gerek..
    9 ...
  11. 6.
  12. 5.
  13. KÖLELiĞi KALDIRMAMIŞ, KENDiNDEN ÖNCEKi ADALETSiZLiK VE EŞiTSiZLiĞi DEVAM ETTiRMiŞ EŞSiZ KARAKTER. DiNLER YÖNETiMSEL ARAÇLARDIR SÖZÜMÜ DOĞRULAMAK iÇiN VERDiĞiM ÖRNEKLER DiZiSiNiN ÖNDE GELENLERiNDEN.
    5 ...
  14. 4.
  15. öyle yüce bir adalettir, öylesine insan sevgisiyle beslenmiş, egoizmden arınmıştır ki iran'da yüzyıllarca hiçbir çocuğa ömer ismi verilmemiştir. şu anda bile iran'da afgan ve paki kökenliler dışında ömer isimli şahsiyet kolay kolay bulunmaz.

    öyle de sevilir... adalet anlayışı!

    edit: imla.
    8 ...
  16. 3.
  17. anlıyanların bir çok dersler çıkaracağı bir adalettir. hz. ömer, devlet işleri ile uğraşırken ayrı bir mum, kendi özel işleri ile uğraşırken ayrı bir mum kullanırmış. islamın halifesi devletin malına karşı bu kadar hassas, bu kadar adilane davranırken, bugün onuun bu adaletinden hayranlıkla bahsedenlerin, devletin tüm olanaklarını fütursuzca kullanarak servetler edinenleri desteklemesi nasıl izah edilebilir, nasıl anlaşılabilir?

    acaba suçun büyük kısmı kime aittir? adaletsizce davrananlara mı, bu adaletsizliğe ses çıkarmayanlara mı?
    7 ...
  18. 2.
  19. Zamanında şöyle bir hikaye okumuştum;

    Hz.Ömer beytül-mal'dan (kamu hazinesinden) halka mal verirken der ki: Allah adaleti ile mi mal dağıtayım, yoksa Ömer adaleti ile mi? Oradakiler Allah adaleti ile derler. Bunun üzerine Hz.Ömer sırayla gelene eline geçeni vermeye başlar. Çok süre geçmeden askerlerden itirazlar yükselir.. Ömer sen ne yapıyorsun? Biz daha adaletli olur diye Allah adaletini istedik, daha da adaletsiz oldu dağıtımın derler. Hz:Ömer der ki: Ömer adaleti deseydiniz, kim neyi hak ediyor bilemezdim, eşit olmaya gayret ederdim... *
    16 ...
  20. 1.
  21. adalet konusunda kısıtlı bir süre ve sınırlı bir alanda da olsa bir ütopyanın gerçekleşmiş olduğunu bize hatırlatan tamlama.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük