puhahaha, sonra dinle daşak geçince bize laf diyorsunuz. cinden ordu ne amk. adam zaten kral ve yahudiler onu peygamber bile kabul etmez çalarken bile tam çalamamışsınız hikayeleri.
öyle bir şey yoktur. adamın ordusu bildiğin normal ordu. kral bu adam yahu, bildiğin kral yani.
Yöneticilerin, hükümdarların, devletlerin bir orduya sahip olması tarihten beri bilinen bir şeydir. Hatta pek çok peygamberin bile ordusu vardı. Nice Rabbani inanmış insan peygamberlerin yanında, Allah yolunda savaşa çıkmışlar, ya da kendilerini düşmandan korumaya çalışmışlardır. [148]
Herkes tarafından bilinen bu gerçeğin pek olağanüstü bir tarafı yoktur. Ancak Kur'an Hz. Süleyman'ın eşi ve benzeri görülmemiş ordusundan bahsetmektedir. Onun askerleri de diğer hükümdarların sahip olduğu askerler gibi olsaydı, bu askerlerin kendisini değil de faaliyetlerini söylerdi. Hz. Davud'un içinde bulunduğu ordunun Calût'un askerleriyle savaşması gibi.
Onun ordusu çok daha özel bir ordu idi.
Böyle bir ordu şimdiye kadar görülmemişti ve bir daha görülmeyecekti. Bu yalnızca Hz. Süeyman'a verilen bir mucize idi.
Hz. Süleyman demişti ki;
'Ey insanlar, bize kuş mantığı öğretildi. Ve bize her şeyden bolca verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur." [149]
O, bu lütfü Allah'ın kendisine hediye ettiği bir üstünlük ve şeref saymış ve bundan dolayı da Allah'a hamdetmişti. işte bu lütuflardan biri de bu değişik ordu idi. Diğer bütün ordular gücünü askerlerinin birbirine benzemesinden almasına rağmen, onun ordusu üç ayrı cins yaratıklardan güç alıyordu.
Bu ordu, peygamberin emrine verilmiş, onun Tevhid davetine yardımcı oluyordu. Hz. Süleyman bu ordu ile saltanat sürmenin, diğer insanların üzerinde hakimiyet kurmanın peşinde değildi. Onun böyle bir hırsı, ya da öyle bir görevi yoktu.
O, Allah'ın seçkin nebilerinden biri idi ve görevi de insanları Tevhid'e davet etmek, müslüman olanları da Allah'ın hükmüyle en güzel bir şekilde yönetmekti.
Allah (c.c.), Hz. Süleyman'a böyle bir ordu vermekle yüce kudretini bir kez daha ortaya koyuyor, peygamberlik kurumunu böylelikle desteklemiş oluyordu. Peygamberlerin davalarının kuru saltanat ve üstünlük sağlama davası olmadığı insanlara tekrar gösteriliyordu.
"Süleyman'ın cinlerden, insanlardan, kuşlardan orduları toplandı. Hepsi de bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyorlardı."[150]
işte Hz. Süleyman'a ait ilginç bir ordu. Bu orduda insanların yanında kuşlar ve cinler de var. insanlar belli. Cinler hakkında ise Allah'ın Kur'an'da ve peygamberimizin hadislerinde bildirdiğinden fazla bilgimiz yok.
Kur'an, cinlerin dumansız ateşten yaratıldığını söylüyor.[151] Cinler hakkında yaygın olan iki görüş bulunmaktadır. Bu görüşleri hatırlamakta fayda var:
Birinci görüşe göre, cin; duyuların hepsinden gizlenmiş olan ruhanî varlıklardır ki insanın (ins'in) karşılığıdır. Bu şekilde melekler ve şeytanlar cin tanımının içine girerler. Buna göre her melek cin'dir, ama her cin melek değildir.
ikinci görüşe göre ise; Cin, ruhanîlerin bir kısmına denilir. Çünkü ruhanî varlıklar üç kısma ayrılır:
1- Hayırlı olanlar, ki bunlar meleklerdir,
2- Şerli olanlar, ki, bunlar şeytanlardır,
3- Hayırlıları da şerlileri de içine alan ortadakiler ki, özel tanımıyla bunlar cin grubudur.[152]
Bunlardan hangisi Hz. Süleyman'in emrine çalışan cinlerdendi, hangisi onun ordusunda asker olarak bulunuyordu? Doğrusu bunu kesinlikle bilmemiz mümkün değildir.
Kur'an, onun cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen bir ordusu olduğunu, bazı cinlerin ve şeytanların onun emrine verildiğini ve onun için çeşitli işler yaptıklarını söylüyor. Biz de ancak Kur’an’ın bildirdiği kadarını bilebiliriz.
insanlar her ne kadar cinleri göremezlerse de onlar insanları görmekteler. [153] Hatta bir kısmı iblisin askeri olup onun gibi insanlara vesvese verip kandırmaya çalışırlar. Demek ki onların insanları kötülüğe sevkedecek, günaha tehrik edecek güçleri bulunmaktadır. [154] insanların en büyük düşmanı iblisin de cinlerden olduğunu hatırlayalım.[155]
Allah (c.c.) cinlerden ve kuşlardan bir kısmını Hz. Süleyman'ın emrine verdi. O da onlardan meydana gelen bir ordu | topladı. Âyette geçtiğine göre onun bu ordusu gayet düzenli, disiplinli, Hz. Süleyman'ın emriyle hareket eden, hedefi belli, kontrol altında olan bir ordu idi. Yüce bir peygamberin komutuyla düzenli bir şekilde bir yerden bir yere sevkediliyordu.
Nitekim Hz. Süleyman’ın Sebe kraliçesi ile olan kıssasının anlatırken göreceğimiz gibi, o, ordusunu teftiş ederken hüdhüdü göremeyince, onun izinsiz bir yere ayrılmasının yanlış olduğunu, akla yatan bir gerekçe getirmezse onu cezalandıracağını söylemiştir.
Şüphesiz bir peygambere ve onun ordusuna başıbozukluk, yanlış iş, vahiy dışı hareket yakışmaz.
insanlardan ve cinlerden bir takım kimselerin diğer insanların kalplerine vesvese verdiklerini, onları kandırıp günaha ve isyana sürüklediklerini Kur'an haber vermektedir. [156]
Hz. Süleyman zamanında da onlar bu faaliyetlerini yürütüyorlardı. Hepsi de toplu olarak Hz. Süleyman'ın emri altına verilmiş olsaydı bu işleri yapamazlardı. Âyetlerden anlaşıldığına göre Hz. Süleyman'ın emrine bütün cinler ve bütün kuşlar değil, bir kısmı verilmişti.
Doğaldır ki Hz. Süleyman ordusuna aldığı her bir kuşa, cine veya insana bir görev veriyordu ve hepsi de kendisine verilen görevi yerine getiriyordu.
Kaynaklarda Hz. Süleyman'ın ordugâhına , ordusunun şekli, kuşların, cinlerin ve benzeri konularda yer alan bilgileri doğrulayacak delillere sahip olmadığımız gibi bunların çoğu gereksiz abartılı rivayetlerdir. [157]
[148] Ali imran: 3/146/3.
[149] Neml: 27/16
[150] Neml: 27/17.
[151] Hicri: 15/76, Rahman: 55/15.
[152] Elmalılı H. Yazar. H. D. K. Dili, 3/499
[153] Araf: 7/27.
[154] A’raf:7 /16-17,
[155] Kehf: 18/50.
[156] Nâs: 114/3
[157] Kurtubî, el-C. li-A. Kur'an, 13/112. Sa'lebî, K. Enbiya, s:298. ibni lyas, B.Z. fi Vakâi'id Dühûr, si 52. Taben, Tarih, 1/345. Ebu's-Suud, Tefsir, 4/192. Û. Zamahserî, el-Keşşâf, 3/343
Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 83-86.
imansız mankafa salaklara laf anlatmaya kasmayın. Bırakın dileyen dilediğine inansın . Ancak dalga geçtiğini sanan yavşak da bu veya bir sonraki dünyada bir ve tek olan allah ın varlığını idrak edecek .
mescid-i aksa yı da cinlere yaptırmıştır. Tarihte cinlere hükmeden tek insan ve tek peygamberdir.
ölümü geldiğin cinlerin Hz Süleyman'ın öldüğünü görünce işi bırakacakları için bastonun üzerinde ayakta ölmüştür. mescid-i aksa bittiğinde de, bastonunu bu süre zarfında içten kemiren bir tahta kurdunun bastonu iyice zayıflatmasıyla baston kırılıp Hz Süleyman yere düşmüştür. Bu zamandan sonra da cinlere hükmeden bir peygamber gelmemiştir.